banner banner banner
Hayat Veren Kılıç
Hayat Veren Kılıç
Оценить:
 Рейтинг: 0

Hayat Veren Kılıç


• Eşsiz Kılıç

• Hayat Veren Kılıç

• Gizemli Kılıç[9 - Eşzamanlı Kesme ve Baş Kaldıran Kesme duruşları Eşsiz Kılıç tarafından alt edilebilir. Eşsiz Kılıç da Hayat Veren Kılıç tarafından alt edilebilir. Hayat Veren Kılıç, Zirve tarafından ve Zirve de Gizli İlke tarafından yenilecektir. Gizli İlke, Gizemli Kılıç tarafından yenilecektir. Bu son noktadır. Bunun ötesinde bir şey olmadığı söylendiği için Gizemli Kılıç denir. Bu noktadan itibaren, dövüş sanatlarının zihinsel tutumlarının hepsinin Tek Zihin’de nihai olduğu söylenir. – Musashino]

Tüm bu teknikleri iyi öğrenerek ve kendinize ait hale getirerek başka teknikler geliştirmelisiniz. Üç Öğrenim, Dokuz Madde ve benzerlerini temel bilgiler olarak adlandırırız. Bu Yolu gerçekten benimsediğiniz takdirde, çeşitli kılıç tekniklerinden bahsetmezsiniz.

Kapalı perdeler arasında taktikleri gerçekleştirenlerin[10 - Savaş karargâhı. Generallerin özel olarak strateji planlayabilecekleri, savaş alanına yakın bir alanı çevreleyen ağır perdeler.] zaferi bin mil ötede belirlenir.[11 - Han shu’dan (漢 書) veya Pan Ku (MS 32–92) tarafından derlenen Eski Han Tarihi’nden.]

Bu deyişin anlamı, perdeler arasında çeşitli taktikler izleyerek rakibinizi o henüz bin mil uzaktayken yenmenizdir. Bu nedenle, bu deyişin dövüş sanatları açısından uygulanmasının önemli bir anlamı vardır: Perdelerin içindekini zihniniz olarak algılamak.

“Perdeler arasında taktik geliştirmek” dikkatsizliğin olmadığı bir zihne sahip olmak, rakiplerinizin hareket ve eylemlerini izlemek, çeşitli taktikler geliştirmek[12 - Bu noktaya kadar, “stratagem” kelimesi hakarigoto (策 ) idi: bir düzen, kurmaca, plan veya hile. Sözcük muhtemelen hakaru’nun (策る) dengelemek veya ölçmek olan kök anlamından gelmektedir. Ancak burada Munenori, çeşitli şekillerde ikiyüzlülük, sahtekârlık veya aldatma olarak tanımlanan hyori (表裏) kelimesini kullanır. Çince karakterle yazılan “içeride” ve “dışarıda”, yüzeyde bir şeyi gösterirken zihinde başka bir şey olduğu hissi verir. Munenori, hyori’nin dövüş sanatlarının temeli olduğunu beyan eder.] ve başlangıç için rakibinizi takip etmektir. “Zafer bin mil ötede belirlenir,” sözünü başlangıç için rakibinizi takip etmek ve onu kılıçla yenmek olarak algılamalısınız.

Büyük bir orduya liderlik edip muharebede galip gelmek, kılıçla dövüş sanatı yapmaktan farklı olmamalıdır. Bir müsabakada karşılıklı kılıçlarla birini keserek nasıl kazanılacağı anlayışıyla büyük orduların savaşında, büyük ordularla yapılan savaşları kavrayarak da kılıcınızla birlikte dövüş sanatlarında galip gelmelisiniz.

Kılıçtaki zafer ve yenilgi zihindedir. Elleriniz ve ayaklarınız da zihniniz tarafından hareket ettirilir.

Jo (giriş), ha (ihlal), kyu (son verme)[13 - Yagyu Mitsuyoshi, Musashino’sunda jo’yu (序) saldırıdan önceki mücadele, ha’yı (破) saldırının kendisi ve kyu’yu (急) her rakibin karşılıklı darbesi olarak tanımlandığını belirtir. İngilizce konuşulan dünyadaki modern kendo pratiğinde, bu terimler genellikle tercüme edilmeden bırakılır ve bundan itibaren bu geleneğe uyulmaya devam edilecektir.] ile ilgili olarak üç ve dokuzun birleşimleri söz konusudur ve dolayısıyla yirmi yedi kesme tekniği vardır:

Jo: Jodan (3) Chudan (3) Gedan[14 - Munenori’nin bu üç temel duruşu tam olarak nasıl öğrettiği net değildir ancak modern kendoda bunlar: jodan – alnın üzerinde tutulan ve rakibin kafasına vurmaya hazır kılıç, chudan – rakibin boğazına veya göğsüne saplanmaya hazır tutulan kılıç ve gedan, öne ve aşağı doğru eğilmiş kılıçtır.] (3)

Ha: Jodan (3) Chudan (3) Gedan (3) Tobo Kiriai Sekko

Kyu: Jodan (3) Chudan (3) Gedan (3)

Üçü de tek vuruşla yapılır.[15 - Munenori’nin de çok aşina olduğu Noh dramasına eşlik eden müzikte olduğu gibi.]

Bu bölüm öğretmen ve öğrenci tarafından alıştırma yapılarak öğretilmeli ve öğrenilmelidir, sadece yazılı olarak detaylandırmak yeterli değildir. Yukarıda listelenenler hakkında kapsamlı bir çalışma yapmış olanlar için bu bölümü kopyalayıp onlara gösterin. Bu, onların bu okulun öğrencileri olduğunun bir kanıtı olacaktır.

Bunları torunlarım için yazıyorum.

Kamiizumi Musashi no kami Fujiwara Hidetsuna

Rahmetli babam, Yagyu Tajima no kami Taira Muneyoshi

Oğlu, Yagyu Tajima no kami Taira Munenori

Bu bölüme Ayakkabı Sunan Köprü adını verdim çünkü Chang Liang uzun zaman önce Shinkung’a ayakkabı sunmuştu.[16 - Tam ismi Huang Shih-kung, hikâyedeki yaşlı adam.] Dövüş Sanatları Yolu, Chang Liang’a miras kaldıktan sonra Kao-tsu, Chang Liang’ın taktikleriyle[17 - Yukarıdaki dipnot 1’e bakınız.] imparatorluğun kontrolünü ele geçirdi ve Han Hanedanı dört yüzyıl boyunca ayakta kaldı. Böylelikle bu hikâyenin özünü kavradım ve bu bölüme Ayakkabı Sunan Köprü adını verdim.

Bu bölümü bir köprü haline getirip onunla Dövüş Sanatları Yoluna geçmelisiniz.

Ölümcül Kılıç

Shinkage Ryu Dövüş Sanatları Kitabı

Eski zamanlarda şöyle denirdi:

Silahlar uğursuzdur. Göklerin Yolu onlara karşıdır, tek karşı olmadığı durum onları doğru kullanmaktır.[18 - Tao Te Ching’in Açıklaması, Bölüm 31:Silahlar uğursuz aletlerdir,Hiçbir şey onları sevmez.Bu nedenle kaçınır Yoldaki insan onlardan.Silahlar uğursuzdur ve iyi bir insana ait değillerdir.O insan sadece mecbur kaldığında onları kullanır.Sakin ve kayıtsız kalır, zaferini övmez.]

Bunun neden böyle olduğunu soracak olursanız, ok ve yayların, kılıçların ve teberlerin silah olarak adlandırıldığı ve bunların kötü talihi ve uğursuzluğu işaret ettiği söylenir. Bunun nedeni, Göklerin Yolunun hayat veren bir yol[19 - Takuan, Takuan sho’da, Çince karakter olan katsu’yu (活) “canlandırmak, hayata döndürmek” anlamına gelen yomigaeru (蘇) olarak biliyordu.] olması, silahların da tam aksine öldürücü olmasıdır. Bu nedenle onlar, Göklerin Yoluna aykırı oldukları için uğursuz sayılırlar.

Yine de önüne geçilemeyen durumlarda silah kullanmanın ve insanları öldürmenin de Göklerin Yolu olduğu söylenir. Bunun ne demek olduğunu soracak olursanız şöyle ifade edebiliriz: Bahar meltemleri estiğinde çiçekler açar, yeşillikler onlara eşlik eder; sonbahar donları geldiğinde yapraklar düşer ve ağaçlar kurur. Bu, Göklerin Yolunun hükmüdür.

Taşmak üzere olan bir şeyi yok etmek için bir sebep vardır. Bir insan kendi şansını kullanarak kötülük yapabilir ama o kötülük dolup taştığında onu yere serersiniz. Dolayısıyla silah kullanmanın da Göklerin Yolu olduğu belirtilir. Bir insanın kötülüğünden on bin kişinin acı çektiği zamanlar vardır, bu nedenle bu adamın kötülüğüne son vermekle on bin kişiye hayat vermiş olursunuz. Böylelikle, bir insanı öldüren kılıç, başkalarına hayat veren kılıç olacaktır.

Bu silahları kullanmak bir sanatla[20 - Burada kullanılan kelime, “yasa”, “yöntem”, “sanat” veya “Dharma” olarak farklı şekillerde anlaşılabilen ho’dur (法). Aynı zamanda “dövüş sanatı” (heiho veya hyoho 兵法) yazmak için kullanılan iki karakterden biridir ve bu, Munenori’nin aklındaki kavram gibi görünmektedir.] ilgilidir. Bu sanattan bihaberseniz, öldürmeye çalıştığınız kişi tarafından öldürülebilirsiniz.

Bunu dikkatlice düşünün. Dövüş sanatları dediğimiz şeyde, ikiniz de kılıç kullanarak karşı karşıya duruyorsunuz. Bu dövüş sanatında sadece bir kişi kazanır, diğeri ise kaybeder. Bu çok zayıf bir dövüş sanatıdır.[21 - Ordu komutanları tarafından savaşta uygulanan “büyük” dövüş sanatına kıyasla.] Bir zafer ve yenilgi söz konusu olsa da, kazanç ve kayıp fazla olmayacaktır. Bir kişi kazandığında imparatorluğun kazandığı ve bir kişi kaybettiğinde imparatorluğun kaybettiği bir dövüş sanatı, büyük bir sanattır. Bu durumda “bir kişi” lider, “imparatorluk” ise silahlı kuvvetlerdir. Silahlı kuvvetler, liderin elleri ve ayaklarıdır. Kuvvetlerin iyi çalışmasını sağlamak, liderin ellerinin ve ayaklarının iyi çalışmasını sağlamaktır. Silahlı kuvvetler iyi çalışmadığında, liderin elleri ve ayakları iyi çalışmaz.

İki karşıt kılıcın olduğu bir mücadelede zafer, İlke ve İşlevi[22 - Taiki taiyo (大機大用) Zen Budist felsefesinde kullanılan bir ifade. Kısaca, gerçek İlkeden tezahür eden gerçek İşlev anlamına gelir. Bu ancak pratik ve ilke içselleştirilip aşıldığında veya “unutulduğunda” gösterilebilir.] kendiliğinden uyumlu hale getiren, elleri ve ayakları iyi çalışan insana gelir. Aynı şekilde denilebilir ki, büyük liderin dövüş sanatı, çeşitli güçleri iyi kullanarak ve ustaca taktikler tasarlayarak bir savaşı kazanmaktır.

İki ordu karşı karşıya geldiğinde, savaş alanında zafer veya yenilgi belirleneceği zaman bir lider, zihninin bir köşesinde bu iki orduya kafa tutar ve ordusunu savaşa nasıl sokacağını gözlemler. Bu, zihinde yapılan bir dövüş sanatıdır.

Ülkeyi barış içinde yönetirken kaotik zamanlara dikkat etmek bir dövüş sanatıdır; ayrıca bir ülkenin iç işleyişini gözlemlemek, kaosa neyin sebep olduğunu bilmek ve kaos başlamadan önce hükmedebilmek dövüş sanatıdır.

Bir ülkeyi yönetirken zihninizi en uzak eyaletin en uç köşelerinde tutabilmek ve onları korumak için farklı görevliler atamak da bir dövüş sanatıdır.

Bu tür görevlilerin – en üstten en alta – kendi bencil gündemleri olabilir ve onların altında bulunanların acıları gerçekten de bir ülkenin yıkımının başlangıcı olabilir.

Bu nedenle, ülkenin iç işleyişini gözlemlemeniz ve çeşitli kişisel durumlara sahip görevlilerin elinde yıkılmasını önlemeniz gerekir. Bu, rakibinizin hareketlerini gözlemleyerek niyetini anladığınız bir dövüş sanatına benzer.[23 - Buradaki ifade shuji shuriken no umu o miru (手字種利 剣の有無を見る) veya “shuji shuriken’in varlığını ve yokluğunu görmek” şeklindedir.Shuji, rakibinizin kılıcını nasıl vurursa vursun, çapraz şekilde (ju 十 ) karşılamak anlamına gelir; bu, vurulmamak için yapılan bir uygulamadır. Rakibin kılıcını çapraz şekilde karşılarsanız, size vuramayacağı söylenir. Shuriken rakibin elinin (teknik) görünmeyen tarafıdır, bu görünmeyen tarafı gördüğünüzde onu yenersiniz. Buna varlığın ve yokluğun zaferi denir. Var olmayanın içinde var olanı görebildiğiniz zaman kazanacağınız söylenir. – Himonshu]

Durumu büyük bir dikkatle gözlemlemelisiniz! Bu, dövüş sanatlarının Büyük İlkesidir.

Yine, bir efendiye, üstleriyle karşı karşıya kaldıklarında Yoldaki insanların kılığına girecek yağcılar eşlik edebilir ama astlarına gelince, öfkeli bakışlar atarlar. Böyle insanların gözüne girmek için çaba gösterilmezse, iyi işler kötü olarak görülür, suçsuzlar acı çeker ve suçlular yüceltilir. Bu ilkeye uymak, kılıcının hareketlerine göre rakibinizin niyetini anlamaktan daha önemlidir.

Eyalet, efendinin eyaletidir ve halk da efendinin halkıdır. Yönetici olarak görev yapan efendiye yakın olanlar, ona uzaktan hizmet edenler gibi onun çalışanlarıdır. Yakınlık derecesinin ne önemi vardır? Hükümdar için el ve ayak gibilerdir. Ayaklar, ellerden daha uzakta olduğu için mi farklıdır? Her ikisi de aynı derecede ilgiliyse, biri nasıl daha yakın diğeri ise daha uzak olabilir?

Yine de, efendiye yakın bir insan uzakta olanları yağmalıyor ve masumlara acı çektiriyorsa kusursuz bir efendiye bile kızmazlar mı? Efendiye yakın olanlar azdır, beş ya da ondan fazla değildir ama uzaktakiler çoktur. Bazı zamanlar birçok kişi efendiye kızıp ona olan sevgisine son verebilir ve efendiye yakın olan birkaç kişi en başından beri kendi çıkarlarını düşünmüş olabilir. Gerçek bir hizmet düşüncesi olmayan bu birkaç kişi, halkı efendisine karşı kışkırtacak şekilde yönlendirebilir ve böyle zamanlarda efendiden uzaklaşmak için savaşanlar da ilk onlar olacaktır.

Bu ilkeye uymak en iyisidir, böylece uzaktakiler de efendilerinin nimetlerinin ötesinde ve dezavantajlı olmazlar. Bu ilkeyi iyi gözlemlerseniz bu sizin dövüş sanatınız olacaktır.

Baştan sona kadar hiçbir ilişkide çatışma yaşamamak, bir ilişkinin ilkelerini görebilme meselesidir ve bu da zihnin dövüş sanatıdır. Belirli bir ortamda insanlarla ilişki kurma ilkelerini araştıran zihin de dövüş sanatlarıyla ilgilidir. Bu ilkelere uymazsanız, bir toplulukta kabalık edip sebepsiz yere kendinizi utandırabilirsiniz. Ya da birlikte olduğunuz kişilerin hassasiyetlerine bakmadan gevezelik ederek bir tartışmaya neden olabilir ve hatta kendinizi rezil edebilirsiniz. Bunların hepsi, ilkeleri anlamak veya anlamamak meselesidir.

Oturma odanızdaki eşyaları düzenlemek, her yer için doğru eşyayı kullanma durumudur ve bu da o yerlerin ilkelerini anlamaktır. Bu, dövüş sanatlarının özünden farklı değildir. Gerçekten de meydan değişebilir ancak ilke aynıdır. Böylelikle bu ilkeleri ulusal ilişkilerde bile uygulayarak hataların önüne geçebilirsiniz.

Dövüş sanatlarının yalnızca bir insanı yerle bir etmekle ilgili olduğunu düşünmek asıl noktayı kaçırmanıza sebep olur. Dövüş sanatları insanları değil, kötülüğü yok etmektir. Bir insanın kötülüğüne son verip on bin kişiye hayat verme taktiğidir.

Bu üç bölümde yazılanlar bu okuldan ayrı tutulmamalıdır ancak bu, Yolu bir sır haline getirmek değildir. Bunu gizli tutmak, bilinir kılmak içindir.[24 - Başka bir deyişle, gerçek kılıç ustalığını öğrencilerinin de bilip aktarmaya devam etmesi ve bunu herkesle paylaşarak etkisinin azalmamasını sağlamak.Saklı Çiçeği bilmek. Saklanırsa çiçek olur, saklanmazsa olamaz. İnsanın kendini bilmesi çiçeğin özüdür. Her şeyde, her Yolda, şeyleri geleneksel çizgide gizli tutmanın nedeni, başarının bu sırra bağlı olmasıdır.Savaş Yolunda kullanılan yöntemler buna bir örnektir. Büyük bir komutanın projeleri, planları ve beklenmedik yöntemleri, güçlü bir düşmanı bile yenecektir. Bu, kaybeden tarafın sık karşılaşılmamış ilkelerle şaşırtılıp yok edilmesinin sebebi değil midir?Her şeyde, her Yolda ve savaşta bir zafer ilkesi vardır. Böylece geleneksel çizgide bazı şeyleri gizli tutarız. – Fushikaden] Bilinir kılmamak, yazmamakla aynı şey olurdu. Siz, torunlarım, bunu iyi düşünün.

Büyük Öğrenme[25 - Konfüçyüsçü dört kitaptan biri. Kendini yetiştirmeyle ilgilidir.] yeni başlayan öğrenciler için bir kapıdır. Çoğu zaman, bir eve gittiğinizde öncelikle kapıdan girersiniz. Kapı, eve vardığınızın bir işaretidir. Bu kapıdan geçerek eve girer ve ustayla tanışırsınız. Öyle ki Öğrenme, Yola yaklaşan kapıdır. Bu kapıdan geçerek Yola ulaşırsınız. Ancak, Öğrenme kapıdır, ev değil. Kapıya bakıp “Ev bu,” diye düşünmeyin. Ev içeridedir ve ona yalnızca kapıdan geçilerek ulaşılır.

Yazılı eserleri okuyup “Yol budur,” diye düşünmeyin. Yazılı eserler, Yola açılan bir kapı gibidir. İşte bu yüzden, ne kadar öğrendiklerine ve ne kadar Çince kadar bildiklerine bakılmaksızın Yol konusunda cahil kalanlar vardır. Sayfalara bakıp kadimleri açıklar gibi ustaca okusalar da hakikatten habersizlerdir ve bu nedenle kendi kendilerine Yolu bulamazlar. Ayrıca, çalışmadan Yola yaklaşmak oldukça zordur. Yine de bir insanın sadece okuduğu ve iyi konuştuğu için Yolu bildiği de söylenemez. Yol ile uyum içinde olup hiç çalışmamış insanlar da vardır.

Büyük Öğrenme şöyle söyler: “Bilginizi her yere genişletin.”[26 - Chichi kakubutsu (致知格物). Bunun Büyük Öğrenme’de görüldüğü paragraf Yokusei kiisha, senchi kichi, chichi zai kakubutsu’dur. (欲誠其意者、先致 其知、致知在格物) “İradesini gerçek kılmak isteyenler önce ilimlerini genişletmelidir. İlmi genişletmek, onu her şeye yaymaktır.” Bu, Konfüçyüs felsefesindeki en zor ve en sık tartışılan satırlardan biridir ve çok sayıda bilim insanı binlerce yıldır onu farklı yorumlamıştır. Munenori burada onu yorumlamak için şansını deniyor ve onu dövüş sanatlarına “genişletiyor”. Bu ifadeyi çevirirken genellikle Shimada’nın yorumunu takip ettim.] “Genişletmek” kapsamlı bir şekilde yapmak anlamına gelir. Bilginizi kapsamlı bir şekilde genişletmek, insanları dünyada oldukları gibi tanımak ve mevcut her şeyin ilkesini kapsamlı bir şekilde bilmek anlamına gelir. O halde, “bilginizi genişletmek” bilinmeyen hiçbir şeye sahip olmamak demektir. “Her şey”, “her şeyi ve her olayı tüketmek” olarak da belirtilebilir. Her şeyin ilkesini tam olarak bilirseniz, bilinmeyen ve yapılmayan hiçbir şey kalmaz.

Bilgi konusunda altına bakılmadık taş bırakmazsanız, her şey için aynısını yaparsınız. Ancak, ilkeleri bilmediğiniz takdirde eylemlerinizden de hiçbir şey çıkmaz.

Her şeyi bilmiyorsanız, şüphe içindesinizdir ve bir şeyden şüphe ettiğinizde o şey aklınızdan çıkmaz. İlkesini net bir şekilde anladığınız bir meselenin sonunda ise aklınızda hiçbir şey kalmayacaktır. Buna ilmi ve dünyadaki diğer şeyleri tüketmek denir.