banner banner banner
Sherlock Holmes’un Maceraları Bütün Maceraları 3
Sherlock Holmes’un Maceraları Bütün Maceraları 3
Оценить:
 Рейтинг: 0

Sherlock Holmes’un Maceraları Bütün Maceraları 3


“Ben de.”

“Maskenin kusuruna bakmayın.” dedi ilginç ziyaretçimiz. “Beni işe alan saygıdeğer kişi, kim olduğumun bilinmesini istemiyor ve hemen itiraf etmeliyim ki kendimi tanıttığım unvan, aslında benim gerçek adım değil.”

“Farkındayım.” dedi Holmes soğuk bir edayla.

“Durum çok hassas. Avrupa’nın kraliyet ailelerinden birini büyük bir skandal ve ciddi bir tehlikeden korumak amacıyla her türlü önlemi almalıyız. Açıkçası bu mesele, Ormstein Hanedanı’ndan olan Bohemya krallarının soyu ile ilgilidir.”

“Bunu zaten anlamıştım.” dedi Holmes koltuğuna yerleşip gözlerini kapatarak.

Ziyaretçimiz şaşkınlığını gizlemeyerek bu durgun, tembelce oturan figüre baktı. Şüphesiz, Holmes’u ona, Avrupa’nın en zeki mantıkçısı ve enerjik ajanı olarak tasvir etmişlerdi. Holmes yavaşça gözlerini açıp devasa müşterisine sabırsızlıkla baktı.

“Majesteleri olayı anlatmayı lütfederse…” dedi. “Size daha iyi tavsiyelerde bulunabilirim.”

Adam sandalyesinden fırlayıp kontrol edilemeyen bir heyecanla odada bir aşağı bir yukarı yürümeye başladı. Sonra da umutsuzluğunu gösterircesine yüzündeki maskeyi çıkarıp yere fırlattı. “Haklısınız!” diye bağırdı. “Ben kralım. Bunu gizlemek için niye uğraşıyorum ki?”

“Hakikaten neden?” diye mırıldandı Holmes. “Majesteleri daha konuşmaya başlamadan Bohemya Krallığı soyundan, Cassel-Felstein’ın grandükü, Wilhelm Gottsreich Sigismond von Ormstein olduğunuzu biliyordum.”

“Ama beni anlamalısınız!” dedi tuhaf ziyaretçimiz, tekrar oturup elini geniş, beyaz alnına götürerek. “Böyle işleri kendi başıma yapmaya alışık olmadığımı anlamalısınız; ancak durum o kadar hassas ki başka birine güvenip size gönderemezdim. Size danışmak için kimliğimi gizleyerek Prag’dan geldim.”

“O zaman lütfen danışın.” dedi Holmes bir kez daha gözlerini kapatarak.

“Kısaca olaylar şöyle: Yaklaşık beş yıl önce Varşova’ya yaptığım oldukça uzun bir gezi sırasında tanınmış, maceraperest bir kadın ile ahbaplık ettim. Adı Irene Adler idi. Bu isim size tanıdık geliyordur şüphesiz.”

“Sana zahmet, fihristime bakar mısın doktor?” dedi Holmes gözlerini açmadan. Yıllardır, dava listelerini kaydetmek gibi bir sistem edinmişti Holmes. Böylece bir konu ya da isim söylendiğinde gerekli bilgilere hemen ulaşabiliyordu. Bu kadın hakkındaki bilgiyi, Yahudi bir haham ile bir kurmay yüzbaşının deniz balıkları üzerine yazdığı konu incelemesinin arasına sıkışmış hâlde buldum.

“Bakalım şimdi…” dedi Holmes. “Hımm! 1885’te New Jersey’de doğmuş. Kontralto… Hımm! La Scala… Hımm! Prima Donna Imperial Varşova Operası! Evet! Operadan emekli. Ha! Londra’da yaşıyor. Evet! Majesteleri, anladığım kadarıyla sizin bu genç bayanla bir münasebetiniz olmuş, şerefinizi tehlikeye atacak mektuplar yazmışsınız ve şimdi de o mektupları geri almayı arzuluyorsunuz.”

“Aynen öyle. Ama…”

“Gizli bir evlilik var mıydı?”

“Hayır.”

“Resmî belgeler veya sertifikalar?”

“Hayır.”

“Sizi anlamakta zorlanıyorum, majesteleri. Bu genç bayan şantaj ya da başka bir sebeple bu mektupları ortaya çıkarırsa bunların doğruluğunu nasıl kanıtlayacak?”

“Benim el yazım…”

“Öf, öf! Sahte yazı!” “Benim özel kâğıtlarım.”

“Çalındı!”

“Benim özel mührüm.”

“Taklit edildi!”

“Fotoğrafım.”

“Satın alındı!”

“O fotoğrafta ikimiz de vardık.”

“Oh, Tanrı’m! Bu çok kötü! Majesteleri gerçekten düşüncesizlik etmişler.”

“Çıldırmıştım, deliye dönmüştüm!”

“Şerefinizi gerçekten tehlikeye atmışsınız.”

“O zamanlar veliahttım. Gençtim. Şimdi otuz yaşındayım.”

“Fotoğrafı tekrar ele geçirmeliyiz.”

“Denedik ama başaramadık.”

“Majesteleri biraz para harcamak zorunda. Satın almalıyız.”

“Satmıyor.”

“Çalınsa?”

“Beş kere denedik. İki defa, para karşılığı, hırsızlar evinin altını üstüne getirdi. Bir keresinde gezi sırasında bavullarını değiştirdik. İki defa yolunu kestik ama sonuç alamadık.”

“İzine bile rastlamadınız mı?”

“Hem de hiç.”

Holmes güldü. “Oldukça zorlu bir problem.” dedi.

“Ama benim için ciddi bir problem.” dedi kral serzenişle.

“Kesinlikle. Peki, fotoğrafla ne yapacağını söylüyor?”

“Beni mahvedeceğini.”

“Ama nasıl?”

“Evlenmek üzereyim.”

“Biliyorum.”

“İskandinav kralının ikinci kızı olan Clotilde Lothman von Saxe-Meningen ile evleneceğim. Ailesinin katı kurallarını biliyorsunuzdur. Kendisi çok hassas bir ruha sahip. Davranışlarımdan duyacağı en ufak bir şüphe bu evliliğin sonu anlamına gelir.”

“Ya Irene Adler?”

“Onlara fotoğrafı göndermekle tehdit ediyor beni. Yapar da… Yapacağından eminim. Onu tanımıyorsunuz; çelik gibi bir kalbi var. Bir kadının sahip olabileceği en güzel yüze ve en cesaretli erkeğin zekâsına sahiptir. Artık başka bir kadınla evleniyor olmama rağmen yine de istediği şeyi yapmaktan kaçınmaz.”