banner banner banner
Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1
Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1
Оценить:
 Рейтинг: 0

Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1

Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1
Sergei Alexandrovich Matveyev

Легко читаем по-турецки
В книге представлены знаменитые истории о героях – смельчаке Огуз-Кагане, силачах Алпамыше и Бугаче, удальце Сегреке, смекалистом Кельоглане, доблестном Кёроглы и других прославленных воинах, именитых храбрецах и удалых персонажах турецких сказаний и легенд. Рассказы, полные доблестных подвигов, остроумных поступков, победоносных сражений, великодушных деяний, которые нередко заканчиваются счастливой свадьбой, не оставят читателя равнодушным, предлагая задуматься об истинных и мнимых ценностях. Коварство и благородство, вероломство и искренность, честность и обман, порядочность и предательство, борьба за счастье, – вот что составляет канву увлекательного повествования, где отразилось всё многообразие традиций турецкой литературы.

Тексты легенд и историй упрощены и сокращены, сопровождаются комментариями и упражнениями на понимание прочитанного; в конце книги даётся небольшой турецко-русский словарь.

Книга предназначается всем, кто начинает свое знакомство с турецким языком.

С. А. Матвеев

Великолепный век. Самые лучшие истории о героях. Уровень 1

© Матвеев С. А., адаптация текста, комментарии, упражнения, словарь, 2023

© ООО «Издательство АСТ», 2023

Oğuz Kağan

Ay Kağan’ın gözleri elâ, saçları ve kaşları kara, perilerden daha güzel bir oğlu oldu. Bu çocuğun adına Oğuz kydular.

Oğuz annesinden ilk sütü emdikten sonra konuştu; çiğ et, çorba ve şarap istedi. Kırk gün sonra büyüdü ve yürüdü. Ayakları öküz ayağı, beli kurt beli, omuzları samur omzu, göğsü ayı göğsü gibiydi. Vücudu baştan aşağı tüylüydü. Oğuz, at sürülerini güder ve avlanırdı.

Oğuz’un yaşadığı yerde çok büyük bir orman vardı. Bu ormanda çok büyük bir gergedan yaşıyordu. Bu gergedan bir canavar gibiydi; at sürülerini ve insanları yiyordu. Oğuz cesur bir çocuktu. Günlerden bir gün bu gergedanı öldürmeye karar verdi. Mızrak, yay, ok, kılıç ve kalkanını alıp ormana gitti. Önce bir geyik avladı ve geyiği söğüt dalı ile bir ağaca bağlayıp gitti. Ertesi gün güneş doğarken geri döndü, gergedanın geyiği almış olduğunu gördü. Daha sonra Oğuz, avladığı bir ayıyı altın kuşağı ile bir ağaca bağlayıp gitti. Güneş doğarken geri döndü ve gergedanın ayıyı da almış olduğunu gördü. Bu sefer kendisi ağacın altında beklemeye başladı. Bir süre sonra gergedan geldi ve başı ile Oğuz’un kalkanına vurdu. Oğuz mızrağı ile gergedanı öldürdü. Kılıcı ile başını kesti.

Bir gün Oğuz Kağan Tanrı’ya[1 - Tanrı – Тенгри, небесный дух; верховное божество неба] yalvarırken birdenbire hava karardı. O sırada gökten bir ışık indi. Bu ışık güneşten ve aydan daha parlaktı. Bu ışığın içinde alnında parlak bir ben olan çok güzel bir kız vardı. Bu kız gülünce “Gök Tanrı” da gülüyor, kız ağlayınca “Gök Tanrı” da ağlıyordu. Oğuz bu kıza âşık oldu ve onunla evlendi. Bu kız üç oğlan çocuk doğurdu. Çocukların adlarını Gün, Ay ve Yıldız koydular.

Bir gün Oğuz ormanda ava çıktı. Ormandaki gölün ortasında bir ağaç gördü. Ağacın kovuğunda gözleri gök gibi mavi, saçları ırmak gibi dalgalı, dişleri inci gibi beyaz bir kız oturuyordu. Bu kız dünyanın en güzel kızıydı. Oğuz bu kıza âşık oldu ve onunla evlendi. Oğuz’un bu kızdan da üç oğlu oldu. Bu çocukların adlarına da Gök, Dağ ve Deniz koydular.[2 - kağan (каган) – высший тип правителя в кочевой иерархии]

Oğuz Kağan halkına büyük bir ziyafet verdi. Misafirlerine çeşit çeşit yemekler, şaraplar, tatlılar ikram etti. Hep beraber yediler, içtiler. Oğuz Kağan bu ziyafetten sonra dünyanın dört bir tarafına elçilerle şu mektubu gönderdi:

“Ben Uygurların kağanıyım2 ve yeryüzünün dört köşesinin de kağanı olmam gerekir. Sizden bana itaat etmenizi bekliyorum. Kim benim emirlerime itaat ederse, onu dost olarak kabul ederim. Kim benim emirlerime itaat etmezse, onu düşman sayarım. Onunla savaşır ve onu yok ederim.”

Oğuz Kağan’ın yurdunun sağ yanında bulunan Altun Kağan, Oğuz Kağan’a pek çok altın, gümüş ve değerli taşlar hediye etti ve ona itaat ederek onunla dostluk kurdu. Oğuz Kağan’ın yurdunun sol yanında ise askerleri ve şehirleri çok olan Urum Kağan vardı. Urum Kağan, Oğuz Kağan’a itaat etmedi ve onun isteklerini reddetti. Oğuz Kağan buna çok sinirlendi ve askerleriyle birlikte Urum Kağan’ın ülkesine doğru yola çıktı. Kırk gün sonra Buz Dağ’ın eteklerine geldi. Buraya çadırını kurdurdu ve sessizce uykuya daldı. Güneş doğunca Oğuz Kağan’ın çadırına bir ışık girdi. O ışıktan gök tüylü, gök yeleli büyük bir erkek kurt çıktı. Kurt, Oğuz Kağan’a “Ey Oğuz! Sen Urum Kağan’ın üzerine yürümek istiyorsun; ben senin önünde yürüyeceğim” dedi.

Bunun üzerine Oğuz Kağan ve askerleri kurdun arkasından yola çıktılar. Gök tüylü, gök yeleli büyük erkek kurt İtil Müren Denizi’nin yakınındaki Kara Dağ’ın eteğinde durdu. Burada Urum Kağan’ın ordusu ile Oğuz Kağan’ın ordusu arasında büyük bir savaş oldu. Oğuz Kağan savaşı kazandı, Urum Kağan’ın ülkesini ele geçirdi.

Oğuz Kağan ve askerleri gök tüylü, gök yeleli kurdu izleyerek itil Irmağı’nın kenarına geldiler. Oğuz Kağan’ın beylerinden Uluğ Ordu Bey, İtil Irmağı’nı geçmek için ağaçlardan sal yaptı ve böylece karşıya geçtiler. Bu buluş Oğuz Kağan’ın çok hoşuna gitti ve Oğuz Kağan, Uluğ Ordu Bey’e “Kıpçak” adını verdi. Oğuz Kağan ve askerleri gök tüylü, gök yeleli kurdu izleyerek yeniden yola devam ettiler. Bu sırada Oğuz Kağan’ın çok sevdiği atı Buz Dağ’a kaçtı. Oğuz Kağan’ın çok üzüldüğünü gören beylerden biri Buz Dağ’a çıktı ve dokuz gün sonra alaca atı bularak geri döndü. Oğuz Kağan atını karşısında görünce çok sevindi. Atını getiren bu beye “Sen buradaki beylerin başı ol. Senin adın Karluk olsun.” dedi.

Bir süre ilerledikten sonra gök tüylü, gök yeleli erkek kurt Çürçet Yurdu demlen bir yerde durdu. Çürçetlerin kağanı, Oğuz Kağan’a itaat etmeyeceklerini bildirdi. Bunun üzerine burada büyük bir savaş oldu. Oğuz Kağan savaşı kazandı ve Çürçet Yurdu’nu ele geçirdi.

Oğuz Kağan, ordusunun önünde yürüyen gök tüylü, gök yeleli erkek kurtla Hindistan, Tangut, Suriye, Barkan gibi pek çok yere gitti. Buralarda büyük zaferler kazandı ve buraları hâkimiyeti altına aldı. Bu zaferlere düşmanları üzüldü, dostları sevindi. Oğuz Kağan sonunda pek çok ganimetle yurduna döndü.

Günlerden bir gün Oğuz Kağan’ın tecrübeli veziri Uluğ Bey, rüyasında bir altın yay ve üç gümüş ok gördü. Rüyasında altın yay gün doğusundan gün batısına kadar uzanıyordu. Üç gümüş ok da kuzeye doğru gidiyordu. Uluğ Bey bu rüyasını Oğuz Kağan’a anlattı. Oğuz Kağan bu rüyayı dinledikten sonra yurdunu oğulları arasında paylaştırdı.

Упражнения

1. Вставьте пропущенное числительное:

____________________ gün sonra büyüdü ve yürüdü.

1) 20 yirmi

2) 30 otuz

3) 40 kırk

4) 50 elli

5) 60 altmış

2. Какой зверь жил рядом с домом Огуза?

1) filel – слон

2) gergedan – носорог

3) timsah – крокодил

4) kaplan – тигр

5) aslan – лев

3. Как звали первых трёх сыновей Огуза?

1) Ay, Gün, Enes

2) Ahmet, Ay

3) Ay, Gün, Yıldız

4) Yıldız, Emirhan, Mehmet

5) Mustafa, Ömer, Umut

4. Как звали последующих трёх сыновей Огуза?

1) Hamza, Hüseyin, İbrahim

2) Gök, Mert, Miraç

3) Dağ, Ömer, Umut

4) Dağ, Deniz, Gök

5) Deniz, Dağ, Hamza

5. Какой зверь отправился во главе похода на Урум-Кагана?