Oruç Aruoba'dan «mürekkep = kan» denklemine yaklaşan bir mektup-kitap: Bir sonraki gece olmayabilecekken, bıçak sırtında yazılmış, bıçak gibi bir metin.
Yazının hayata, hayatın yazıya tercümesi poetik, politik ve etiktir. Bu yüzden, Zifir Olsun! zehir zıkkım olsun…
"Renard'ın günlüğünden damıtılmış; yazma işi, yazma eylemi ve yazarlığın güçlükleri üstüne seçmeler. Bir yazarın yazıya, dolayısıyla kendine bakışına ilişkin, nokta atışlarıyla, deneyimlerle, öğütlerle, ıskalamalarla örülmüş incelikli bir toplam. Alaycı bir gülümseme, dimdik bir duruş… ""Yazarın işi yazmayı öğrenmektir. Ne olursa olsun yalan söylemeyeceğim. Kendime şu soruları soruyorum: Neyi sev…
Rüyanın içinde gezen, gerçeğin bir rüya gibi belirsizleştiği öyküler. Ama gene de sert bir gerçeği dillendiriyorlar. Buşra Era ikili ilişkilerin, iki insanın ruhlarını birbirine açmasının imkânsızlığının kıyılarında dolaşıyor. Tek bir insanla, belki de kendiyle yetinmenin imkânsız olduğu durumlarda açılan yaralara cesurca bakıyor.
"Salgın hastalıklar ve sefaletle kırılan, gadre uğramış bir halk… Açlıktan karnına kramplar girse de teskin edici vaatlere tok bu yığınlar tam da kaderine ve sömürüye boyun eğmişken bir hiciv üstadından parlak bir öneri geliverir. Gulliver'in Gezileri'nin yazarı belagat ustası Jonathan Swift'ten «„leziz“» bir satir."
"Bu Cava yolculuğu, bir düş-ülkeye yapılmış bir düş-gezidir. «„Çok okuyan değil, çok gezen bilir“» demişler ya, Balzac'ta, asıl bilen duymasını bilendir.Yazar bu ustalığını göstere göstere konuşturup, her duyuyu tıka basa doyurur. O denli canlıdır ki anlatısı,ölü döneriz oradan. Cava'ya gitmiş mi, gitmemiş mi? Kaç yazar?"
"Kâmil Erdem öyküleri bir akarsu gibidir, bir akarsuyun gereğini yapar, öyle olması, akması gerektiği için akar. Suyun uzunluğu, derinliği, içinde mi kıyısında mı, neresinde durmak gerektiği kararını ise okur vermek durumundadır; bu sakin, sessiz, keyif çatılan bir dere kenarı da olabilir, köpürtülü, gürültülü ve tekinsiz bir çağlayan da. Üçüncü öykü kitabı Yok Yolcu da böyle müphem öyküler barın…
"Kürt edebiyatının usta ismi Mehmed Uzun, Yitik Bir Aşkın Gölgesinde'de, ülkesinden sürgün edilen Vanlı Memduh Selim Bey'in mücadelelerle dolu trajik ömrünü bütün incelikleriyle nakşeder. Kaderi yenilgiler, yitimler ve geçim sıkıntılarıyla örülen Kürt aydını Memduh Selim Bey, hayati bir seçim yapmak zorundadır: Aşkı mı, ülkesi için savaşmak mı? Biricik sevgilisini terk ederek ülkesi uğruna savaşma…
"Erkan Karaaslan ilk öykü kitabı Kaplumbağalar Ölmesin'de sayfalar arasında bizi şaşırtarak ilerliyor. Kimi öykülerde yakın tarihimiz hiç beklenmedik bir anda, bambaşka bir hikâyenin içinde karşımıza çıkarken, ölmeye yatanlar, ölülerini tekrar hayata çağıranlar, dağbaşı suskunluğunda kurtlara yem edilen yaşlı Rinde'ler, vicdanın yüküyle sevgi arasına sıkışanlar satırlardan taşarak okura dokunup te…
"Yokuş Aşağı Portakallar'da yaşamları farklı mecralarda akmış kadınların birbirine değen ve gittikçe iç içe geçen hikâyeleri tek bir çatı altında ustalıkla toplanıyor. Mahkûm edildikleri çukurdan, kangrenleşmiş yaralarına rağmen, er kişiden aman dilemeden çıkmaya çabalayan karakterlerin her birinin yolu incelikle örülüyor ve kadın dostluğunun girift veçhelerine vararak okurunu yüreklendiriyor. Ze…
"Ödüllü oyun yazarı Ali Cüneyd Kılcıoğlu kaçınılmaz acıları kendine has karanlık mizahıyla hafiflettiği öykülerde, yitip gidenlerin ardından ayakta kalma uğraşı veren, şehrin hoyratlığında savrulmuş insanlardan yükselen kakofoniyi dinlemeye davet ediyor okuru. Kayıplar, anlaşmazlıklar ve talihsizliklerle gölgelenen hayatlarında hem suçluyu aramaktan hem de kendini suçlamaktan yorulmuşlarla bir ya…
"Türkçenin büyük ustası Salâh Birsel, 1980-85 arası kaleme aldığı günlüklerinde yaşlılık günlerinin titiz bir kaydını tutuyor. Yaşlılık Günlüğü müşkülpesent olduğu kadar babacan, muzip olduğu kadar da ciddi bir dil âşığının, Salâh Birsel'in benzersiz üslubuna ve gündelik hayata, edebiyata, yaşlılığa ve belleğe dair gözlemlerine tanıklığa davet ediyor okurunu. Hacivat Günlüğü'nün devamı niteliğinde…
"Dünya edebiyatının en yetkin ve üretken kalemlerinden Fernando Pessoa'nın bir dergide sessiz sedasız yayınladığı tek anlatısı olan Anarşist Banker, Pessoa evreninin tüm dünya dillerinde köşe taşlarından biridir. Antikçağ felsefesine özgü diyalog yöntemiyle sofizmin ve paradoksların gücünü maharetle kullanan, keskin bir retorik sergileyen mizah yüklü bu metin, kışkırtıcı paradokslarla ve abese var…
"444, bir çağrı notu gönderdiğim -kendim dahil !– 30 davetlinin 25'inden gelen olumlu yanıtla yola koyuldu ve gerçekleşti. Neden çıkış noktasına kitabın açılış sayfasında yeralan fotoğrafı seçtiğimi soranlar oldu, okurlardan da merak edenler çıkabilir : 2020 ilkyazı herkes için bir kader-kısmet kuyusunu açmıştı – dibindeki aynaya bakanlar farklı imgeler görecekti. –EB Şavkar Altınel – Emre Ayvaz –…
"444, bir çağrı notu gönderdiğim -kendim dahil !– 30 davetlinin 25'inden gelen olumlu yanıtla yola koyuldu ve gerçekleşti. Neden çıkış noktasına kitabın açılış sayfasında yeralan fotoğrafı seçtiğimi soranlar oldu, okurlardan da merak edenler çıkabilir : 2020 ilkyazı herkes için bir kader-kısmet kuyusunu açmıştı – dibindeki aynaya bakanlar farklı imgeler görecekti. –EB Şavkar Altınel – Emre Ayvaz –…