"İnziva Burçları'nın altbaşlığında «„quartet“» yazıyor: «„Bir Varmış Bir Okmuş“» + «„Plati“» + «„Mekik“» + «„Sır“» dörtlüsü, bir toz bulutu mahşerinde yaşamaya diklenerek dikkatle geri çekilmeyi seçmenin ufuk çizgisini tarıyor – burçların arkasında korunası değerlerimiz var. Bir meydan, bir ada, bir tımarhane hücresi, bir dağbaşında kayıt stüdyosu: Zorunlu ile gönüllü arası inziva halleri üzerine …
Zola'nın keskin kaleminden,paranın ve gücün egemen olduğu bir dünyada aristokrat, burjuva, esnaf, işçi ve köylü ailelerin ölüm döşeği, cenaze töreni ve yas sahneleri… Eşitsizliğin son nefeste bile hissedildiği 1883 tarihli beş özlü tablo, beş kısa öykü…
"Semra Bülgin, istihzadan kaçınan kalemiyle okuru kapı duvar gerçeklerin, kapanmamış hesapların, bastırılmış arzuların ve utkuların gizlendiği sırrı dökük aynalarda kendini görmeye davet ediyor. Kaçak oynadıkça kabul görme, ilendikçe kazanma, kaybettikçe hırçınlaşmaya meyleden karakterlerin ayakta ve hayatta kalma çabasının yüksek perdeden sesleri kadar, kırılgan iç çekişleri de doluyor kulaklara.…
İstanbul-Paris hattı, Batılılaşma hareketleri bağlamında, son 150 yıl içinde en önemli ekseni oluşturmuştur. Önce Osmanlı aydınının, sonra da muhalif Türk aydınını, edebiyatçısının, sanat adamının gözünde özgürlüğe açılan yolun simgesiydi bu güzergah. Salâh Birsel, her zamanki didikleyici yöntemi ve benzersiz üslubuyla, kültürel tarihimizin bu cephesine alabildiğine lezzetli bir bakış açısı getirm…
"Modern insanın içsel çelişkilerini konu ettiği eserleriyle Amerikan edebiyatının başkaldıran sayılı kalemlerinden Herman Melville, «„Yapmamayı tercih ederim“» cümlesini edebiyat tarihine ve okurların hafızasına kazıyan Kâtip Bartleby novellasında ölümsüz bir karakter yaratır. Avukatlık bürosunda kâtiplik yapan Bartleby'nin naif bir reddedişle başlattığı direniş sarmalı, dünyaya dair esaslı bir ba…
"Orhan Kemal Öykü Ödüllü yazar Zafer Doruk, uzun bir aradan sonra yeniden okurlarıyla buluşuyor. Çukurova'nın sıcağından ses veren bu yeni öykülerinde varoşlar tozu toprağıyla hayat bulurken coğrafyanın kendine has yaşam kültürü bütün renkleriyle elle tutulabilecek kadar canlanıyor. 12 Eylül darbesinden günümüze uzanan geniş bir zaman diliminde; arka mahallelerin münhasır evleri, yasak aşkları, ev…
"Yıl 2013… Hızlanan kalp atışları, yükselen ateş ve kasılmalar; kızıla çalan yüzler ve vücutlar… Derken telaşsız bir uyuşukluk ağır ağır vücudu kaplıyor, kalbe ulaştığındaysa her şey için çok geç… Bir felaket, çığrından çıkmış bir salgın, yıkıcı bir pandemi dünya nüfusunun tamamının üzerinde telafisi imkânsız bir hasar bırakıyor. Modern kurumlar birbiri ardına çökerken, teknoloji ve bilim işlevini…
"Günümüz İstanbul'unda turistik meyhaneleri dışında adı hemen hiç anılmayan Kumkapı, 1960'lı yılların ortalarına kadar Rumların, Ermenilerin ve Türklerin bir arada yaşadığı, azınlık kültürlerinin ağır bastığı, canlı ve renkli bir İstanbul semtiydi. Bugün denizle ilişkisi neredeyse tamamen kesilmiş ve şehrin en fazla tahribata uğramış semti olsa da Bizans döneminden bu yana İstanbul'un en eski lima…
"Salâh Birsel, on dört kitaptan oluşan 1001 Gece Denemeleri serisinin on birinci kitabı Kediler'de oya gibi işlediği denemeleriyle okuru gene diyar diyar dolaştırıyor. Colette'in kedilerinden el alıp kalemini Paris'in civcivli günlerinde Rousseau'nun Diderot, Grimm, Hume ve daha niceleriyle gelgitli ilişkilerine ve bu gelgitler arasında eserlerinin yazılma öykülerine uzatıyor. Miller, Dali, Gurdji…
"Kimlikli Bedenler – Sanat, Kimlik, Cinsiyet'te bir araya gelen yazılar, farklı dönemlerde üretilmiş, farklı türde yapıtlar üzerinden bedenin kimlik etrafındaki kültürel örüntülerine bakıyor. Sanatın ve sanat tarihinin kimlik olgusunun kurgulanma sürecinde oynadığı ideolojik işlevi sorgulayan yazıların yanı sıra, günümüzde kimlik politikalarıyla ilgilenen sanatçıların, geçmişin yapıtlarından bugün…
"Hayatım kitapların arasında, ortasında geçti. Birkaçını yazdım, birçoğunu yaptım, daha çoğunu okudum, okumak için edindim, edinmek için elledim, sayfalarını karıştırdım, evimin duvarlarını kaplamalarından zamanla bir tür güvence duygusu yonttum. Neredeyse bütün düşüncelerimin, duyularımı harekete geçiren kıvılcımların kaynağında, kökünde, kuyusunda yeraldı kitaplar. Korktumsa, en çok onlardandır…
"Gülünecek bir şey yok, oysa gülüyoruz. Üstelik: Gülüyoruz, ama canımızı acıtıyor gülmek. Bütün renklerden gülüyoruz, bir de siyah, simsiyah bir gülüşümüz var. André Breton, Kara Mizahı «„aydın kişinin teklüksü“» sayıyor. Hayatında başka hiçbir lükse yer açmamış insanlar için bu sert, amansız söz yağmuru önemli bir sığınak. Enis Batur'un hazırladığı, Dünya Edebiyatından ve Türk Edebiyatından en…
"Enis Batur'un «„Özel Ansiklopedisi“»nin bu ilk kitabı, 1990'da yayımlandığından bu yana tiryakilerini yaratmış bir deneme toplamı: Aşk, Okul, Tütün, Kütüphane, Brigitte Bardot, Kediseven Sokağı, Balkon, Asansör, Gaudi, Eldiven gibi pek çok konu başlığına öznel, lirik, yer yer cüretkâr bir bakışla eğiliyor Enis Batur. Bu beşinci, kesinleştirilmiş basımda, Sami Hazinses'ten Ölüm İlânları'na, Walter…
""«Klasikleri»" neden okuruz? Hem edebi hem de kişisel olarak farklı geleneklerden gelen yazarların neredeyse yüzyıllar boyu denilebilecek uzun bir tarihsel aralıkta ortaya çıkmış eserleri neden «„klasik“» başlığı altında toplanır? Klasik romanların kahramanları neden kitap sayfalarından taşar ve etkisi kuşaklar boyu sürecek, ilham verici toplumsal figürler olarak ölümsüzleşir? Klasik metinlerle t…
""«Klasikleri»" neden okuruz? Hem edebi hem de kişisel açıdan farklı geleneklerden gelen yazarların neredeyse yüzyıllar boyu denilebilecek uzun bir tarihsel aralıkta ortaya çıkmış eserleri neden «„klasik“» başlığı altında toplanır? Klasik romanların kahramanları neden kitap sayfalarından taşar ve etkisi kuşaklar boyu sürecek, ilham verici toplumsal figürler olarak ölümsüzleşir? Klasik romanları ve…