"Rimbaud'nun «„mutlaka modern olunmalı“» sloganıyla, Meschonnic'in «„modernizm iyileşilmesi gereken bir hastalıktır“» saptaması arasına giren 150 yıl içinde yeryüzü kültürü, Batıdan Doğuya, Kuzeyden Güneye modernist bakışın egemenliği altında yaşadı. Enis Batur, temel bir başvuru seçkisi, bir eğitim aracı olarak tasarladığı Modernizmin Serüveni'nde, konunun farklı teorik cephelerine ışık tutan ana…
"Yaşamın karmaşıklığını başarılı bir şekilde yansıtan satranç tahtasının başında Don Sandalio adında usta bir oyuncu vardır. Don Sandalio, vezirin, kralın, atın ve hatta piyonların bile onları hareket ettiren insanlardan daha etkileyici bir ruh dünyasına sahip olduklarını düşünür. Bu kutsal taşları oynatırken hiç konuşmayan Don Sandalio'nun yumuşak sesi sadece «„şah mat“» dediğinde duyulur. Çağdaş…
"Zonguldaklı şair Rüştü Onur bir mektubunda «„Ben ölecek adam değilim,“» dese de, arkasında kitaplaşmamış şiir, mektup, hikâye ve denemeler bırakarak 22 yaşında yaşama veda etti. Salâh Birsel, çok önemsediği dostunun anısına şiirlerinin tamamına yakınını, mektuplarını, bazı hikâyeleri ile ölümünden sonra onun için yazılanları bir araya getirerek bu saygı kitabını hazırladı. Mektuplara yansıyan dos…
Selki bir masal ama bildiğimiz masallara benzemiyor. Biri bilincin öbürü bilinçdışının yabani diliyle konuşan iki kızkardeş anılar ve sezgilerle birbirlerine düşe kalka eşlik etmeye çalışırken yaşam, ölüm, sevgi, bağlılık, fedakârlık gibi kavramlar derinlerde kendini gösteriyor. Haberdar olduğumuz ve olmadığımız içdenizler üzerine bir dil arayışı bu. Kurduğu dille ve dokunduğu evrenle bizi bilinem…
"Freud sonrası kuşakta özgün çalışmalarıyla ilgi çeken Karen Horney'in Freud'un teorisiyle ilişkisi, Marx'ın Hegel felsefesiyle ilişkisine benzer: Freud'un kuramını temel alırken onu eleştirmekten de geri durmaz, Freud'un görüşlerine daha insani bir yön kazandıran, kültürel ve sosyal farklılıkların etkilerini gözeten bir yaklaşım geliştirir. Kadın psikolojisi üzerine yoğunlaşan Horney, «„Asıl hed…
"Rönesans sahneyi bireyciliğin aldığı, sanatta güzellik duygusunun şaşırtıcı ve eksiksiz bir coşkuyla uyandığı bir dönem ya da Kıta Avrupası'nın aklın egemenliğine girdiği ve kendisinden sonraki akımlara bir anlamda öncülük eden akademik bir terim ve üslup tanımından mı ibarettir? XV. yüzyılda İtalya'da ışımaya başlayıp,karşılığını XVI. yüzyılda tam anlamıyla Fransa'da bulan bu kültürel kavram, sa…
"Rönesans sahneyi bireyciliğin aldığı, sanatta güzellik duygusunun şaşırtıcı ve eksiksiz bir coşkuyla uyandığı bir dönem ya da Kıta Avrupası'nın aklın egemenliğine girdiği ve kendisinden sonraki akımlara bir anlamda öncülük eden akademik bir terim ve üslup tanımından mı ibarettir? XV. yüzyılda İtalya'da ışımaya başlayıp,karşılığını XVI. yüzyılda tam anlamıyla Fransa'da bulan bu kültürel kavram, sa…
"Rönesans sahneyi bireyciliğin aldığı, sanatta güzellik duygusunun şaşırtıcı ve eksiksiz bir coşkuyla uyandığı bir dönem ya da Kıta Avrupası'nın aklın egemenliğine girdiği ve kendisinden sonraki akımlara bir anlamda öncülük eden akademik bir terim ve üslup tanımından mı ibarettir? XV. yüzyılda İtalya'da ışımaya başlayıp,karşılığını XVI. yüzyılda tam anlamıyla Fransa'da bulan bu kültürel kavram, sa…
"Rönesans sahneyi bireyciliğin aldığı, sanatta güzellik duygusunun şaşırtıcı ve eksiksiz bir coşkuyla uyandığı bir dönem ya da Kıta Avrupası'nın aklın egemenliğine girdiği ve kendisinden sonraki akımlara bir anlamda öncülük eden akademik bir terim ve üslup tanımından mı ibarettir? XV. yüzyılda İtalya'da ışımaya başlayıp,karşılığını XVI. yüzyılda tam anlamıyla Fransa'da bulan bu kültürel kavram, sa…
"Rönesans sahneyi bireyciliğin aldığı, sanatta güzellik duygusunun şaşırtıcı ve eksiksiz bir coşkuyla uyandığı bir dönem ya da Kıta Avrupası'nın aklın egemenliğine girdiği ve kendisinden sonraki akımlara bir anlamda öncülük eden akademik bir terim ve üslup tanımından mı ibarettir? XV. yüzyılda İtalya'da ışımaya başlayıp,karşılığını XVI. yüzyılda tam anlamıyla Fransa'da bulan bu kültürel kavram, sa…
"Rönesans sahneyi bireyciliğin aldığı, sanatta güzellik duygusunun şaşırtıcı ve eksiksiz bir coşkuyla uyandığı bir dönem ya da Kıta Avrupası'nın aklın egemenliğine girdiği ve kendisinden sonraki akımlara bir anlamda öncülük eden akademik bir terim ve üslup tanımından mı ibarettir? XV. yüzyılda İtalya'da ışımaya başlayıp,karşılığını XVI. yüzyılda tam anlamıyla Fransa'da bulan bu kültürel kavram, sa…
"Rönesans sahneyi bireyciliğin aldığı, sanatta güzellik duygusunun şaşırtıcı ve eksiksiz bir coşkuyla uyandığı bir dönem ya da Kıta Avrupası'nın aklın egemenliğine girdiği ve kendisinden sonraki akımlara bir anlamda öncülük eden akademik bir terim ve üslup tanımından mı ibarettir? XV. yüzyılda İtalya'da ışımaya başlayıp,karşılığını XVI. yüzyılda tam anlamıyla Fransa'da bulan bu kültürel kavram, sa…
"Rönesans sahneyi bireyciliğin aldığı, sanatta güzellik duygusunun şaşırtıcı ve eksiksiz bir coşkuyla uyandığı bir dönem ya da Kıta Avrupası'nın aklın egemenliğine girdiği ve kendisinden sonraki akımlara bir anlamda öncülük eden akademik bir terim ve üslup tanımından mı ibarettir? XV. yüzyılda İtalya'da ışımaya başlayıp,karşılığını XVI. yüzyılda tam anlamıyla Fransa'da bulan bu kültürel kavram, sa…
"Rönesans sahneyi bireyciliğin aldığı, sanatta güzellik duygusunun şaşırtıcı ve eksiksiz bir coşkuyla uyandığı bir dönem ya da Kıta Avrupası'nın aklın egemenliğine girdiği ve kendisinden sonraki akımlara bir anlamda öncülük eden akademik bir terim ve üslup tanımından mı ibarettir? XV. yüzyılda İtalya'da ışımaya başlayıp,karşılığını XVI. yüzyılda tam anlamıyla Fransa'da bulan bu kültürel kavram, sa…
"Rönesans sahneyi bireyciliğin aldığı, sanatta güzellik duygusunun şaşırtıcı ve eksiksiz bir coşkuyla uyandığı bir dönem ya da Kıta Avrupası'nın aklın egemenliğine girdiği ve kendisinden sonraki akımlara bir anlamda öncülük eden akademik bir terim ve üslup tanımından mı ibarettir? XV. yüzyılda İtalya'da ışımaya başlayıp,karşılığını XVI. yüzyılda tam anlamıyla Fransa'da bulan bu kültürel kavram, sa…