banner banner banner
Yeni Hayat, Doğru Yol
Yeni Hayat, Doğru Yol
Оценить:
 Рейтинг: 0

Yeni Hayat, Doğru Yol

Beri, ruhlar bu devrenin ermesine müştaktır.
Din doğmuştu aileden, hukuk ise devletten,
Milletteki son mefkûre ilme uygun ahlaktır.

Millet yalnız yapılamaz, bunu ancak dirlikte
Kadın erkek: İki vicdan birleşerek yapacak;
İlk mabetler ayrı idi, şimdi artık birlikte
İki cins bir irfanda bir Allah’a tapacak!

SECİYE

Aradım, yıllarca seni aradım
Köy köy dolaşarak Anadolu’da,
Sen her taraftaydın da bulamadım,
Göründün nihayet Gelibolu’da…

Sezmiştim Fatih’te, Yavuz’da seni,
Nedim’de, Kemal’de, Mimar Sinan’da,
Duyarken yine 10 Temmuzda seni,
Büsbütün kayboldun, sandım Balkan’da.

Düşmanlar dediler “Artık o öldü!”
Pervasız geldiler eşiğimize;
Bıçağın, onları muz gibi böldü,
Kesti, dilim dilim, attı denize…

Orduda nihayet kavuştuk sana,
Ararız şimdi her ocakta seni…
Dileriz kalmasın görmek yarına
İlimde, sanatta, ahlakta seni!

MEDENİYET

Avrupa bir akademi; azaları milletler
Her biri bir nurlu deha, çünkü ayrı harsı var.
Avrupa bir darülfünun; hocaları milletler,
Her birinin ihtisası, bir örneksiz dersi var.

Bu nurlardan biri sönse, medeniyet loş kalır;
Derslerinden biri durur, bir kürsüsü boş kalır.

Medeniyet, beynelmilel yazılacak bir kitap;
Her faslını bir milletin harsı teşkil edecek.
Medeniyet bir konser ki birçok çalgı, saz, rübap
Birleşmekle bir ahengi ancak tekmil edecek.

Bu kitabın bir mebhası eksik olsa okunmaz;
Bir aleti yoksa, ahenk gönüllere dokunmaz.

KAVİM

Dediler: Kavminin bir adı var mı?
Adı bir değil çok, bu da bir ar mı?
Türkiye devletim, Türklük milletim;
Cinsinin çokluğu Türk’e zarar mı?

Hun yanlış bir tabir, “Koyun”danım ben,
Moğol’dan değil, Türk soyundanım ben;
Türklerin içinde mevkiim belli:
“Oğuz” ili; “Kayı” boyundanım ben.

Ne kadar Türk varsa bugün cihanda,
Burdaki harsa var meyli, vicdanda,
Dili dilimdendir, dini dinimden,
Olacağız biz hep aynı vatanda.

“Karacık” dağından, “Kıpçak” çölünden
Gelen atalarım gibi Türk’üm ben.
Bana yol gösteren benden olmalı;
Olamaz Türk’e baş, Türk’üm demeyen.
Osmanlı kalamaz Türk’ü sevmeyen!

SANAT

Dinle, yeni şair, eski ozanı,
Okuyor yürekten Altun Destan’ı…
Deme “Kopuz kırık, yoktur çalanı”
Çalgı gönül sesi, kopuz bir ağaç.

Kutlutaş’ı yoksa ilhamı kutlu,
Kanı gür, içmezse kımız ne mutlu.
“Umut” bir kanatsa, daim umutlu,
Ona ozan derler, yoluna Ortaç.

Diyor ki: “Siz Parnasse, biz Ortaç eri,
Bizden olan her fert görür ileri,
İğreti sanattan, millî hüneri
İstemez yabancı eserlerden baç!

Aruz sizin olsun, hece bizimdir,
Halkın söylediği Türkçe bizimdir,
“Leyl” sizin, “şeb” sizin, “gece” bizimdir.
Değildir bir mana üç ada muhtaç.

Irmağız, her akan sele uymayız,
Şark’tan Garp’tan esen yele uymayız,
El uysun bize, biz ele uymayız,
Biz dilmaç değiliz, yalvacız yalvaç.

Halk bir viran kale, duvarı siyah