Книга Ahmet Baytursınulı - читать онлайн бесплатно, автор Nergis Biray. Cтраница 10
bannerbanner
Вы не авторизовались
Войти
Зарегистрироваться
Ahmet Baytursınulı
Ahmet Baytursınulı
Добавить В библиотекуАвторизуйтесь, чтобы добавить
Оценить:

Рейтинг: 0

Добавить отзывДобавить цитату

Ahmet Baytursınulı

Onun terim türetmede kullandığı metotlardan kısaca şöyle bahsedebiliriz:

‘* Semantik yolla: jurnak, jalğav, buvın, şuvmaq, tarmak, ray, müşe, ädis, vs.

* Morfolojik yolla: jakşa, sızıkşa, kösemşe, esimşe, däyekşi, buvınşı, bastavış, anıktavış, pısıktavış, tolıktavış, ävrelenis, külis, älektenis, älipteme, zavıktama, mazmundama, ermekteme, korıpta, usınba, suktanıs, azaptanıs, jalğavlık, esimdik, vs.

* Sentaks yoluyla: davıssız dıbıs, davıstı dıbıs, katañ dıbıs, uyañ dıbıs, tübir söz, tuvındı söz, kos söz, katar söz, kıstırma söz, menzil pısıktavış, meken pısıktavış, sın pısıktavış, turlavlı müşe, turlavsız müşe, salalas söylem, sabaktas söylem, jalañ söylem, jayılma söylem, bolımdı söylem, bolımsız söylem, tolımdı söylem, vs’. (Biray, Eynel 2015: 487–496).

Sonuçta Ahmet Baytursınulı’nın Kazak Türkçesinde bugün de kullanılan terim yapma yöntemlerini 1910’lu yıllarda kullandığını görmekteyiz. Kazak dilbiliminde Ahmet Baytursınulı ve Alaş aydınlarının başlattığı Türkçeleştirme çalışmaları, günümüzde de devam etmektedir. Bu açıdan Baytursınulı, Kazak dilbilimindeki terimbilimi çalışmalarını ilk başlatan, temelini atan, birçok çalışmayla alanı geliştiren ve genişleten bir dilbilimci olarak karşımıza çıkmaktadır.

O, ‘Kazak hem türli meseleler’ adlı makalesinde ana diliyle eğitimin öneminden bahseder. Daha okuma yazmayı bile yeni öğrenen çocukların Rusça ve Kiril harfleriyle eğitim almasının doğru olmadığını söyler. ‘Onların faydasını azaltacak şey Kazakları Ruslaştırmayı düşünmeleri, bu fikir de tüm faydasını yok ediyor. Bu okullar vasıtasıyla Kazak dilini yok edip, yerine Rus dilini koyabileceklerini, Kazakların tek dayanağı olan Arap harfleri yerine Kiril harflerini yerleştirebileceklerini düşünüyorlar. Bunun için çocuklar ilk önce ana diliyle eğitim almıyor, Rusça eğitim alıyorlar. Ana diliyle okusalar da Kiril harfleriyle okumaları isteniyor. Birileri sırf ana diliyle eğitim alıyorlar densin diye ilk önce Rus harfleriyle Kazakça kitaplardan okumaya başlatıp daha sonra da biraz ilerleyince hem alfabede hem dilde tamamen Rusça’ya dönülsün diyorlar. Bu, bir taktik çerçevesinde hareket edenlerin yolu. Birileri ise kesin ve net bir şekilde Rusça okutulmalı diyor.’ şeklinde konuyu değerlendirir.

‘Bastavış mektep’ makalesinde çocukların ana diliyle eğitim almaları konusunda yaşananları ve kararları aşağıdaki cümleleriyle açıklar ve eleştirir. ‘Başlangıçta, ‘ana diliyle eğitim almalılar’ kararı 31 Mart 1906 yılındaki kanunda da yer almaktadır. Bugüne kadar köy ve nahiyelerdeki gibi iki sınıflı ilkokullarda Kazak alfabesi ve Kazak diliyle okumaya başlanıldığı hiçbir yerde duyulmadı. Bunun sebebi ne? Kanun yürürlükte kaldığı sürece Kazak dili ve alfabesiyle eğitimi isteyecek ve takip edecek anne babalar da yoktu. Halkın kendi diliyle kendi harfleriyle eğitim verilmesini yöneticiler hoş karşılamadığı için öğretmenler kendi kendilerine ‘ana dili ve kendi harfleriyle okuturuz’ diyemediler. Böylece bu karar kağıt üzerinde var olsa da uygulama alanında yer almadı. Bütün bunlar hükûmetin kendi menfaatini düşünerek yaptığı işler. İlkokullar yalnız hükûmet yararına değil, halk yararına da olmalıdır. Hükûmetin amacı; tüm halkın ortak bir din, dil ve yazıyı paylaşması, halkın isteği ise; kendi dil, din ve yazısını muhafaza edebilmektir. Bu sebeple ilkokul, ilk önce misyonerlik fikirlerinden ve politikadan uzak tutulmalı yani Kazakların dini, dili, yazısı uğursuz fikir ve ellerden uzak olmalıdır. Kazak dinini çok eskiden kabul etmiş, onları başka bir dini kabul etmeye zorlamak ve bunun için çaba harcamak boş bir uğraştır. Kazakları dininden ayırmak nasıl mümkün değilse yazısından ayırmak da mümkün değildir’.

‘Öyleyse hükûmetin okullar yoluyla Kazakların dinini, dilini, yazısını yok edip, Ruslara benzemesini isteme fikrinden vazgeçip, gerekli olan bu ilkokulların iki taraf için de faydalı olanını gözetmek konusunu araştırmak gerekir. Bu şekilde düşünüldüğü takdirde bizim için uygun olan ilkokullarda eğitimin beş seneye çıkarılmasıdır. Çocuklar ilk üç yıl Kazakça, sonraki iki yıl Rusça okumalıdır. Köylü iken şehirleşen Kazaklar var, Kazak olarak şehirleşen Kazaklar da var. Kışlık oturma yerleri toplu şekilde olan Kazaklar da var. Yerleşim yerleri çok aralıklı olan Kazaklar da var. Okul bunların hepsi için uygun olmalı, okumak isteyen çocuklar, okulun uygunsuzluğu gibi sebeplerden dolayı okuldan ayrı kalmamalıdır. Bunun için Kazak ilkokulları yatılı ve gündüzlü olarak ikiye ayrılmalı; evinden gidip gelerek okunacak okullar, şehirlerde ya da kışın toplandıkları yerde olmalı, yatılı okullar ise halkın daha aralıklı yerleşiminin olduğu yerlerde kurulmalıdır’.

‘İkinci olarak okullar, kır okulu ve şehir okulu olarak ikiye ayrılmalı; hatta kır okulu da köy okulu ve nahiye okulu olarak ikiye ayrılmalıdır. Beş yıllık eğitimin Kazakça okunan ilk üç yılına köy okullarında, Rusça okunan sonraki iki yılı da nahiye okullarında devam etmeli; ayrıca nahiye okullarına köy okulundaki eğitimi tamamlayanlar alınmalı; şehir okulları da şehrin büyüklüğüyle doğru orantılı olarak üç yıllık veya beş yıllık olmalıdır. Köy okulu ile nahiye okullarına gelemeyen çocuklar için yatılı okullar düşünülmelidir. İlkokulda Kazakça ile öğretilen derslerin; okuma yazma, din bilgisi, dil, millî tarih, matematik, sanayi ve ziraat, coğrafya ve fen bilgisi olması doğru olacaktır. İlkokulların Rusça okunan iki yıllık kısmında verilecek olan bilgilerin de ortaokul ve lisedeki bilgilere temel teşkil edecek şekilde olması uygun olacaktır. İlkokullar böyle olursa bunlar ayrıca Arap ve Rus yazısıyla Kazakça ve Rusça öğretmek için Kazak çocuklarının ilkokulda öğrendikleri bilgilere temel teşkil etmeye uygun olur’.

‘Türk Kurultayı’ yazısında kurultayda görüşülen ana dili ile ilgili maddelerden bahsederken ‘Sadece ana dili öğretme yöntemi söz konusu edilip konuşuldu, diğerleri ise tek bir söz bile edilmeden komisyona gönderildi. Prof. Şçerba’nın anadil öğretim yöntemiyle ilgili sunumunun özeti şu şekildeydi: O dönemde ana dili öğretmek için kullanılan yöntem şöyle: Sese dayalı yöntem, bütüncül yöntem (Amerikan yöntemi olarak adlandırılır). Hangi yöntemin kullanılmasının daha uygun olduğu imla sistemine bağlıdır. Ses sistemli imla kullanıcıları için sese sistemli yöntemle okutmak uygundur. Tarih (tarik) sistemli imla kullanıcılara bütüncül yöntemi kullanarak okutmak daha kolaydır’.

O, burada alınan kararları da şu şekilde verir: ‘Kurultay, Türk yurtları için sese dayalı yöntemi kabul ettiği için, bunun için de en uygun yöntemin ses sistemli imla olması sebebiyle bu yönde bir karar aldı. Kararda ana dilinin öğretilmesine ilişkin başka maddeler de vardı. Onun az çok kastettiği, şunlar oldu:

a. Ana dili öğrenimini iyice geliştirmek için Türk insanının her dili açıkça tanıması gerekir. Dile hâkim dilbilimciler yetiştirmek için öğretmen yetiştiren ortaokul ve liselerde dil derslerinin sistemde yer alması ve onlara önem verilmesi şarttır.

b. İlkokullarda dil dersleri işlenirken halk edebiyatından örnekler hâkim olmalıdır.

c. Ortaokullarda dil dersleri sistemli öğretim şeklinde bağımsız olarak öğretilmelidir. ç. Edebiyat, ikinci aşamada sosyal bilimler dersleri ile birlikte denk şekilde sistemli edebiyat tarihi olarak okutulurken, öğrencinin ana dili ile kaleme alınan edebiyat yanı sıra kardeş edebiyatlarla da tanıştırılması gereklidir.

d. Dil bilimi kuralları ezberleme şeklinde öğretilmeyip sözcüğün özellikleri, anlamı, mantığının tanıtılması şeklinde öğretilmelidir. Sözcüğün özelliği ve anlamı hakkında bilinmesi gerekmeyen şeylere dil bilgisi derslerinde yer verilmemelidir. Okumayla ilgili olan bu dört konu ile Kurultay’daki konuşmayı bitireceğim’.

Mektep Kerekteri’ yazısında ana dili eğitimi için de şunları dile getirir: Ana dilinde eğitimin bizler için de gerekli olduğu tartışılmamalı bile. Nazarov konseyinde Kazakça eğitim için ders kitaplarının olmadığını söyleyip Rusça eğitim verilmesini destekleyen bürokratlar da oldu. Bu sözlere izin vermemek için kendi dilimizde okul kitapları hazırlamalıyız’

Şekispey, Bekispeydi’ makalesinde de aynı konulara değinir. Kazak çocuklarına ilkokulda ana dillerinde eğitim verilmesi gerek’.

Sonuç olarak

Baytursınulı ve Alaş aydınlarının başlattığı Türkçeleştirme ve ana dili bilinci oluşturma çalışmaları günümüzde de devam etmektedir. Ana dili ile eğitim tartışılmamalıdır. Kültür ve millî kimlik açısından önemlidir ve ana diliyle eğitim şarttır.

Gaspıralı’nın aydınlanma fikri ile Baytursınulı’nın Kazak eğitim sistemi için düşündükleri aynı temeldeki görüşlerdir.

Alaş insanları dil meselesini hiçbir zaman millet meselesinden ayrı düşünmemiş ve ayrı ele almamışlardır.

Kazak yazısını ve imlasını düzenleyen, çocukların millî eğitim alması ve ana diliyle eğitim yapmasının önemini vurgulayıp Alaş’ın fikrî ve ilmî yönünü teori ve çalışmalarıyla kuran ve güçlendiren, bugünkü Kazak dilbilimi, terim bilimi, eğitim sistemi, Kazak folklorunun ilk örneklerinin derlenmesi ve sistematik olarak incelenmesini gerçekleştiren Baytursınulı’dır.

Bugünkü Kazak toplumu, Kazak eğitim dünyası, Kazak dilbilimi ve kültür dünyası Baytursınulı ve ‘Alaş’ ruhunu ve fikirlerini günümüze taşıyan bu kahramanlara çok şey borçludur.

Kaynakça

Aksoy Mustafa (2013). “Kültür Sosyoloji Bağlamında Kimlik Pazarında Kültürel Kimlik”, Türk Dünyası Araştırmaları, 202: 147-160.

Assmann J. (2005). Kültürel Bellek Eski Yüksek Kültürlerde Yazı, Hatırlama ve Politik Kimlik. (Çev. Ayşe Tekin). Ayrıntı Yayınları, İstanbul.

Biray Nergis (2011). Ahmet Baytursınulı Şiirleri Üzerinde Dil ve Üslup İncelemesi, İstanbul, Bilge-Oğuz Yayınları.

Biray, Nergis, Iymahanbetova R. (2013). ‘Ahmet Baytursınov’un 23 Coktavı (Ağıdı)’, Prof.

Dr. Önder Göçgün’e Armağan (Ed. Doç. Dr. Mithat Aydın), Pamukkale Üniversitesi Yayınları

___________ (2014). “Ahmet Baytursınulı Hayatı, Kültürel ve Edebi Faaliyetleri ve Eserleri”, Şäkärim Ğılımiy-tanımdıq jurnal, 2/23: 62-69.

Biray, N. (2015). ‘Kazak Bozkırında Başkaldırı ve İsyanın Sesi: Ahmet Baytursınulı’, Gazi Türkiyat, /16, s. 1-14.

___________ (2016). Baytursınulı, A. – Kazak Dilbilimi ve Terim Dünyasındaki Yeri. Köroğlu Dergisi, Mart, 13/2-7, s. 31-34.

___________ (2019). ‘Kazakistanlı Türkologlar: Ahmet Baytursınulı’, Türkiye Dışındaki Türk Dünyası Türkologları Dilciler 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, 275-287.

No:27, I. baskı, Denizli, s. 235 – 251.

Ergin Muharrem (1977). Türk Dil Bilgisi -Eğitim Enstitüleri- Yüksekokullar ve Temel Bilimler

Fakülteleri İçin; Minnetoğlu Yayınları, İstanbul.

Kanter M. Fatih (2010). “Bahtiyar Vahapzade’de Dil ve Kimlik Bilinci”, Erdem İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 57: 115-121.

Kaplan Mehmet (1983). Kültür ve Dil, Dergah Yayınları, İstanbul.

Karaduman Sibel (2010). «Modernizmden Postmodernizme Kimliğin Yapısal Dönüşümü.» Journal of Yaşar University, 2886-2899.

Kayaalp İsa (1998). İletişim ve Dil, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara.

Yazıcı Ersoy Habibe (2016). “Kimlik Oluşumunda Çocuk Oyunlarının Yeri: Başkurtlar Örneği”, Millîyetletin Kesişme Noktası: İdil-Ural Çalıştayı-II (16-18 Ekim 2015) Bildiri Kitabı, 561-578, Kırklareli.

İnternet Kaynağı

https://infourok.ru/abaytrsinovti-pedagogikali-izmeti-274393.html (e.erişim 03.03.2022)


AHMET BAYTURSINULI: KAZAK DİLBİLİMİ VE TERİM DÜNYASINDAKİ YERİ 30

Ahmet Baytursınulı, Kazak dilbiliminin önemli konularından biri olan Kazak terimbilimi alanını kuran ve gelişme yollarını açan bir dilbilimcidir. Bu alanın kurulması ve geliştirilmesi konusunda 1910–1930 yılları arasındaki ilk çalışmalar, Baytursınulı’na aittir. Baytursınulı, hem bu alanın kurulması ve gelişmesi konusunda hizmet etmiş hem de ilmî eserleri ile bu alana katkıda bulunmuştur.

Baytursınulı ve Alaş aydınları çalışmalarıyla millî ilim dilini kurmayı ve geliştirmeyi amaçlamışlardır. O, bu alandaki çalışmalarını dil ve tarih bağlantıları kurabileceği eserleri esas alarak yapmış, incelemelerini tecrübeleriyle desteklemiştir. Ana dilin zenginliklerini kullanan bilim adamı ilave olarak Türk lehçeleriyle art ve eş zamanlı bağlantılarla karşılaştırmalar yaparak türettiği terimlerle lehçeler arasında ortak terim alanı oluşturma arayışına da girmiştir.

Baytursınulı 1910–30 yılları arasında hem ana dilden türettiği hem de yabancı dillerden alsa da ana dilin kurallarına uygun hale getirdiği terimleri, Alaş hareketinin ses bayrağı olan ‘Dala Velayatı’, ‘Türkistan Velayatı’ gazetelerinde yayımlamış ve ilgili alanlarda bu terimlerin kullanılmasını sağlamıştır. Terimlerin ana dilden türetilerek veya millîleştirilerek kullanılması ve kabul görmesiyle birlikte bu konularla ilgili ilmî eserler, öğretime yönelik okuma kitapları basılmış, terim sözlükleri hazırlanmıştır.

20. yüzyılın başlarında eserlerin Kazak Türkçesi ile yayımlanması işi, Kazak ilim hayatı için oldukça yeni bir gelişmedir. Bu tür ilmî eserler ve öğretime yönelik okuma kitaplarının ilk yayınları, Kazak ilim dili, terim çalışmaları, edebiyatın kuruluş ve gelişmesi çalışmalarına büyük emek harcayan ‘A. Baytursınulı, E. Omarulı, H. Dosmuhamedulı, M. Avezov, J. Küderin, S. Kanajulı, M. Duvlatulı, M. Jumabayulı, J. Aymavıtulı, N. Törekululı, K. Kemengerulı, Ğ. Karaş, K. Jelenov, T. Şonanulı’ gibi Kazak aydınları tarafından yapılmıştır.

Bu aydınlar içerisinde dil çalışmalarına daha çok ağırlık veren Ahmet Baytursınulı, sadece dil ve edebiyat alanında değil birçok ilmî alanda da terimler türetmiş, aktarma çalışmalarıyla yabancı dilden giren terimleri millîleştirmiş; terim türetme sisteminin temellerini kurmaya uğraşmış bir bilim adamıdır. Kısacası Baytursınulı, Kazak terim bilimi alanını kuran ilk dilcidir.

İlmî çalışmaları yapabilmek, yazılanları okumak, anlamak ve değerlendirebilmek, yönlendirmek ve başkalarına öğretebilmek ilgili ilim alanının kavramlarını bilmekle mümkündür. Baytursınulı’nın terim çalışmaları bu açıdan ele alındığında büyük önem taşır. O, terimlerini türettiği ilim alanlarının temel kavramlarını biliyor ve bunların kendi aralarındaki bağlantılarını açıklayabiliyor olmalıdır. Baytursınulı, Kazak dilinin genel karakterini ortaya koyan kavramlar sistemini düzenlemenin yanında bu alanlardaki kavramların adlandırmalarını da yapmıştır. İlmî alanlarda kavram adlandırmaları yapmak, ana dilin imkânlarından ustaca faydalanmayı, kavramlar sisteminin kendine has özelliklerine vakıf olmayı gerektirir. Kavram adlandırmasında seçilecek adın, kısa, akılda kalıcı, tek anlamlı, içeriği kapsayıcı olması önemlidir. Baytursınulı, dilin bu ustalıklarını kullanarak terimler türetmiş, başka dillerden dile giren kelimeleri kendi diline uyarlamış, kavramlara uygun adlar seçmiştir. Onun 1912 yılında Orenburg’da yayımladığı ‘Okuv Kuralı’ (Kazakça Alfabe) adlı eserinde ‘buvın, dıbıs, nükte, davıstı dıbıstar, jartı davıstı dıbıs, däyekşi, jiñişkelik belgisi, xärip (ärip)’31 gibi terimler yer almakta; 1914–15 yıllarından 1928 yılına kadar birkaç defa yayımlanan ‘Til Kural’ (Kazak Dilinin Sarfı) gibi okul kitaplarında türetildiğinden itibaren bugüne kadar kullanılan ‘zat esim, sın esim, san esim, esimdik, etistik, üstev, kosımşa, jalğav, jurnak’32 gibi yüzlerce terime rastlanmaktadır. Kurmanbayulı, R. Nurğaliyev’in, ‘Alaşordintsı’ adlı kitabında onun türettiği terimlerin özlü, net, tek anlamlı ve bilimsel karaktere sahip olduğunu ifade ettiğini söyler (2014: 306).

O, sadece dilbilim değil Kazak edebiyatının da temellerini atmış, bu alanın ilk terimlerini hazırlamıştır. Evezov, Baytursınulı için Yeni kurulan ve gelişme aşamasında olan Kazak edebiyatının önderlerinden biri hatta en önemlisi Ahan’dır. (1923) der. Nurğaliyev ise ‘Onun ‘Edebiyet Tanıtqış’ adlı eserini Kazak millî edebiyat biliminin ilmî temeli olarak kabul eder. Kitabın yöntemsel açıdan ve terimler bakımından eksiklikleri çok olan bir alanı tamamladığının altını çizer (Baytursınov 1991: 12–13). Terimleri oluşturmakla kalmayan Baytursınulı her bir terimin açıklamasını da ilmî olarak yapar (Baytursınov 1989: 192). İlmî kavramlar arasındaki sistematik bağlantıyı da gösteren terimbilimci, kavramların kendine has sistemini de açıklar. Türetilen veya millîleştirilen terimlerin yeterli ve ilmî yapıya uygun olması, onun kavramlar sistemini bağlantılı noktaları ve kullanımları açısından iyi bildiğini göstermektedir (Kurmanbayulı 2014: 307 – 308).

Конец ознакомительного фрагмента.

Текст предоставлен ООО «Литрес».

Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

1

Ahan/Akan: Ahmet Baytursınulı. Kazaklarda sevgi ifadesi olarak isimlerde bu tür kısaltmalar yapılır.

2

NKVD: Narodnıy Komissariyat Vnutrennih del (İçişleri Halk Komiserliği). Daha sonra adı KGB olan Rus gizli teşkilatı.

3

Ahmet Baytursınulı’nın hayatı hakkında detaylı bilgi edinmek için bkz. Sertan Alibekiroğlu (2005). Kazak Alimi Ahmet Baytursunoğlu’nun Hayatı ve Eserleri, (Danışmanı: Doç. Dr. Vahit Türk), Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep.; Gülnar Kokybassova (2009). Ahmet Baytursınov (Hayatı, Dilciliği ve Edebiyat Araştırmacılığı), (Danışman: Prof. Dr. Zeki Kaymaz), Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dünyası Araştırmaları Ana Bilim Dalı Türk Dili ve Lehçeleri Bilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, İzmir.

4

Türkistan’ın bağımsızlığı için 1924’ten itibaren Kızıl Ordu’ya karşı uzun bir sure silahlı mücadele vermiş, bir ara Enver Paşa’nın da komutanlık ettiği Türk örgütü.

5

Sovyetler Birliği tam olarak teşkil edilene kadar tüm Rusya’yı yönetmek üzere oluşturulmuş geçici Bolşevik hükûmet.

6

Kazak Tilinin Sarfı, Birinşi jıldık, Orınbor, 1914.

7

bk. Nergis BİRAY (2005). ‘Ahmet Baytursınulı’na Göre Kazak Türkleri Yazılı Edebiyatının Dönemleri ve Türleri’, Millî Folklor, (Kış) 68: 67–77.

8

Nergis BİRAY (2019). “Alaş’ın Aydınlatıcı Önderi Ahmet Baytursınulı”, Türk Edebiyatı Aylık Fikir ve Sanat Dergisi Kazak Edebiyatı Özel Sayısı, 549/47: 58-62.

9

İlk Türk aydınlanma hareketidir. 19. yüzyılın ikinci yarısının baslarında dil, eğitim, öğretim ve dinle ilgili alanlarda bir yenileşme hareketi olarak başlamıştır.

10

Fonetik usûle dayanan bir alfabe sistemi.

11

Nergis BİRAY (2021). “Aydınlanma Hareketi Alaş Fikirlerinin Ahmet Baytursınulı’nın Eserlerindeki Yansıması”, 31 Mayıs Siyasi Baskı, Sürgün ve Açlık Kurbanlarını Anma Günü Çevrimiçi Sempozyum, Kazakistan Büyükelçiliği, 01.06.2021. (Yayınlanmadı).

12

Kadetler: Anayasal Demokrasi Partisi veya Kadetler. Rusya İmparatorluğunda liberal bir siyasi parti. Parti üyelerine Kadetler denilirdi. Bu isim partinin Rusça isminin kısaltmasından ileri gelir; K-D (Rusçası: Конституционная Демократическая партия) harflerinden oluşan parti adının kısaltmasının Rusça okunmasıdır.

13

Yayın bilgisi: Nergis BİRAY (2022). “Kazak Türk Düşünce Dünyasının Aydınlatıcısı: Alaş Önderi Ahmet Baytursınulı”. “Ahmet Baytursınulı murası Jäne zamanavi bilim meseleleri” “Baytursınov Okuvları Halı-karalık Ğılımiy-Praktikalık Konferantsiya Materialdarı (15 Nisan 2022), A. Baytursınov Atındağı Kostanay Önirlik Universiteti, s. 3-7.

14

“Izıñdap usqan mınav bizdiñ masa, / Sap-şartı, ayaqtarı uzın masa: / Özine bitken tüsi özgerilmes / Degen-men qara, yakiy qızıl masa. / Üstinde uyqtagannıñ aynala usıp, / Qaqqı cep, qanattarı buzılgansa, / Uyqısın az da bolsa bölmes pe eken, / Qoymastan qulagına ızıñdasa?!” (Söz İyesinen, 23).

15

Ahmet Baytursınulı’nın şiirleri için “Ahmet Baytursınov – Sıgarmaları”, Almatı, 1989” ve “Dr. Nergis Biray, Ahmet Baytursınulı – Şiirleri Üzerinde Dil ve Üslûp İncelemesi”, İstanbul, 2011” adlı eserlerden faydalanılmıştır.

16

Bizim öncelikle kendimizi geliştirmemiz, medeniyeti yakalamak için okumamız ve çalışmamız şarttır. İlk olarak edebî dili geliştirmemiz gerekir. Dilimiz de edebiyatımız da var. Ancak çaba gösterip geliştirme konusunda sıkıntılarımız var. Halkımız Kazak Türkçesini hiç umursamıyor. Yabancı dillerle yazmayı tercih ediyor. Kendi dilimize böyle yaklaşırsak bu bizim için iyi olmaz. Atalarımızın bin yıl yasamasının sebebi dillerini korumalarıdır. Biz de dilimizi korursak varlığımızı ebedî kılarız (Alibekiroğlu 2005: 44).

17

“Balalar bul jol bası danalıqqa, // Keliñder, tüsip, bayqap, qaralıq ta. // Bul jolmen bara jatqan öziñdey köp, // Solardı köre tura qalalıq pa?! // Danalıq öspes jarıq, ketpes baylıq, // Jüriñder, izdep tavıp alalıq ta!” (Tartuv, 35)

18

“Men ölsem de ölemin jönimmenen, / Tännen basqa nemdi alar ölim menen?! / Ölgen küni aparıp tığarı-kör, / Men jok bolman kömilip tänimmenen. / Tän kömiler, kömilmes etken isim, / Oylaytıñdar men emes bir küngisin. / Jurt ukpasa-ukpasın, jabıkpaymın, / El büginşil, meniki erteñgi üşin.” (N.K.Hanımğa, 39).

19

Şığıs Kazakstan oblısı bilim baskarmasınıñ “Şığıs” öñirlik ortalığı; Ultumuzdıñ Ustazı – Ahmet Baytursınulı Halıkaralık ğılımiy-praktikalık konferantsiya (19 Sävir 2022) sunuldu. (Yayınlanmadı)

20

Gazete 1913’te 44 sayı, 1914’te 55, 1915’te 63, gösterilemeyen iki sayı bu arada, 1916’da 46, 1917’de 34, 1918’de 8 sayı olmak üzere toplamda 253 sayı olarak verilmekte, 265 sayı çıktığı söylenen gazetenin 12 sayısı hakkında bilgi verilmemektedir.

21

Bu konuda geniş bilgi için bk. İbrahim Kalkan (1999). 1913-1918 Yılları Arasında Kazaklarda Siyasi Fikir Oluşumu: Kazak Gazetesi ve Alaş Hareketi, (Dan. Prof. Dr. Nadir Devlet), Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Ana Bilim Dalı Genel Türk Tarihi Bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul; Auyessova Lazzat (2010). Kazakistan’da Sovyet Siyaseti, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, (Dan. H. Bal), İstanbul; Enver Kapağan (2015). ‘Alaş Orda Partisinin Kazak Aydınlanmasına Etkisi’, ZfWT Zeitschrift für die Welt der Türken, 7/1: 253-265; Murat Ceritoğlu (2012). ‘20. Yüzyılın Başlarında Millîyetçi Kazak Aydınlanması Kişiler, Yayın Organları ve Siyasi Parti’, Düşünce Dünyasında TÜRKİZ, 3/17: 185-199, vd.

22

Menşevikler Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisinin 1903 yılında yapılan 2. Konferansında Lenin ile Julius Martov arasında yaşanan fikir ayrılıkları sonucu partinin bölünmesi sonucu ortaya çıkan iki gruptan birisidir.

23

Zemstvo: İmparatorluk Rusya’da Rusya İmparatoru II. Aleksandr tarafından yürütülen 1861’deki büyük kurtuluş reformu sırasında kurulan bir yerel yönetim kurumudur. Nikolay Milyutin zemstvo fikrini detaylandırdı ve ilk zemstvo yasaları 1864’te yürürlüğe girdi.

24

Yayın bilgisi bk.: Nergis Biray (2015). “Kazak Bozkırında Başkaldırı ve İsyanın Sesi: Ahmet Baytursınulı”, Gazi Türkiyat, Bahar 2015/16: 1-14.

25

Kıpırdamadan bu hâlinle yatarsan sonunda dere gibi olursun.

26

Bu ne kadar uykucu bir halk?

27

Anama Hat.

28

Anama Hat.

29

Sempozyumda sunulan ve yayınlanan bildirinin genişletilmiş hâlidir. bk. ‘Nergis Biray (2022). ‘Ana Dili Bilinci, Kimlik, Ahmet Baytursınulı’, Ahmet Baytursınulı Kazaktın Bas Adebiyet Tanuvşısı Halıkaralık Ğılımiy-Teoriyalık Konferantsiya Bayandamaları (31 Navrız 2022), Almatı. S. 36-42’.

30