Özellikle de beğeniler konusunda. Ey yüceler ve bilgeler, eğer eylemleriniz ayak takımını, halkı memnun ediyorsa rahatsız olma zamanınız gelmiştir! Popüler beğeninin fazlalığı, bilgeleri kesinlikle hoşnut etmez. Bazı popülerlik bukalemunları vardır ki, ayaktakımında estirdikleri rüzgârdan hoşlandıkları için ilahların beğenisine ulaşamazlar. İkinci olarak da, zekâda ve anlayışta sıradanlıktan kaçının. Cehalet merakın ötesine geçemez; halkın merakı size haz vermesin. Halk ucubelere çılgınca ilgi duyarken, bilgelik işin hilesini çözmenin peşindedir.
XXIX Dürüst Insan,doğruluğa azimle, sebatla tutunur, sadık kalır; ne halkın coşkusu ne de bir tiranın zulmü onu doğruluk sınırları dışına çıkarabilir. Ama kim adaletin Anka Kuşu olacak ki? Kim her şeye rağmen, içinde yanıp yok olduğu alevlerden tekrar doğacak? Dürüstlüğün çok az taraftarı vardır. Çoğu insan ondan, sadece başkaları söz konusu olduğunda övgüyle söz eder. Diğerleri bir tehlikeyle karşılaşana kadar dürüstlüğe bağlı kalır, bir tehlike durumunda ise sahtekarlar anında onu inkâr etme, politikacılar ise onun üzerini örtme yoluna saparlar. Çünkü dürüstlük arkadaşlığa, yönetime, hatta kendi menfaatine karşı bile mücadele edebilir. Bu durum terk edilmişliğe sebebiyet verir. O zaman kurnaz insan alkışlanacak bir ayrım yapar; kendi üstlerinin yoluna çıkmaz ve devletin adaletine direnmez. Özü sözü bir olanlar ve vefalılar ise gerçeğin üstünün örtülmesini bir tür ihanet olarak algılar, bilgeliğe değil sebata önem verirler. Böyleleri her zaman doğrunun yanında bulunur; bir gruptan koparlarsa bunu dönek oldukları için değil, diğerleri doğrudan uzaklaştığı için yaparlar.
XXX Kötü Şöhretli Işlerden Uzak Durun,size saygınlıktan ziyade kötü ün kazandıran geçici heveslerden daha da uzak durun. Sağduyulu insanın uzak durması gereken çok sayıda ilgi çekici konu vardır. Bilge kişilerin kalbine hitap eden, ama yine de reddedecekleri pek çok garip zevk vardır. Onlar tekilliklerini severek yaşarlar. Bazen bu durum onların saygınlıkla değil, alay konusu olarak tanınmalarına neden olur. İhtiyatlı insan, bilgeliğini işinden bile ayrı tutar, takipçilerini gülünç duruma düşüren konulardan uzak durur. Bu meseleleri tek tek belirtmek, sıralamak gerekmez; toplumun genel küçümsemesi onları yeterince ortaya koymuştur.
XXXI Şanslıyı Seçin, Şanssızdan Uzak DurunKötü şans genellikle budalaca davranışların ceremesidir ve ondan daha bulaşıcı bir hastalık yoktur. Kapınızı küçük bir kötülüğe aralarsanız, onun hemen ardından daha büyükleri de içeri girecektir. Kâğıt oyununda en büyük hüner hangi kartı ne zaman ıskartaya çıkartacağınızı bilmektir; çünkü şu an elinizdeki en küçük kozlar, geçen eldeki astan daha değerlidir. Kuşku duyduğunuz zaman, bilge ve sağduyulu kişilerin tavırlarını benimseyin; onlar oyunu er geç kazanır.
XXXII Hayırsever Olarak TanınınHayırsever olmak üstün ve kudretli kimselerin başlıca gurur kaynağıdır; krallara evrensel itibar kazandıran bir imtiyazdır. Başka insanlardan daha fazla iyilik yapmak, yöneticilerin önemli bir avantajıdır. Dostça davranan arkadaş kazanır. Diğer yandan, bazı insanlar da özellikle hayırsever olmama ününe sahiptir; hayırlı bir davranışta bulunmak zor olduğu için değil, yaradılışları kötü olduğu için. Onlar tanrısal zarafete aykırı davranışlar sergilemektedir.
XXXIII Geri Çekilmeyi Bilinİnsanın hayattaki büyük derslerinden biri kendini frenlemeyi bilmesi, daha da önemlisi ise kendini bazı işlerden ve insanlardan yoksun bırakmayı öğrenmesidir. Değerli zamanımızı yiyip bitiren önemsiz uğraşlar vardır. Sizi ilgilendirmeyen, üstünüze vazife olmayan işlerle meşgul olmak, boş durmaktan daha yanlıştır. Özenli bir insan başkalarının işlerine müdahale etmemeli, diğerlerinin de kendi işine karışmalarını engellemelidir. İnsan önce kendi işiyle ilgilenmek zorundadır, herkese yararlı olmak zorunda değildir. Arkadaşlar için de aynı kural geçerlidir. Arkadaşınızın verdiklerini kötüye kullanmamalı veya verebileceklerinden fazlasını istememelisiniz. Özellikle kişisel ilişkilerde, her şeyin fazlası zarardır. Bilgece ve ölçülü bir yaklaşım, herkesin iyi niyetini ve itibarını en iyi biçimde korur, böylece dostluğun nimetleri de zamanla yıpranmaz. Böylece hem en iyiyi seçebilecek deha ve özgürlüğe sahip olur, hem de beğeninin yazılı olmayan kurallarına asla ters düşmezsiniz.
XXXIV En Güçlü Yanınızı BilinBu size doğuştan bahşedilen en önemli yetenektir; onu geliştirirseniz gerisi gelecektir. Güçlü yanını bilen kişinin mükemmelliğe ulaşması kaçınılmazdır. Hangi niteliğinizin üstün olduğunu fark edin ve bu konuda sorumluluk üstlenin. Bazıları muhakemede iyidir, bazıları ise cesarette. Çoğu insan doğuştan gelen yeteneklerine karşı haşin davranır, bu yüzden de hiçbir konuda üstünlük kazanamaz. Zaman bizi abartılan tutkularımızdan arındırdığında ise çok geç kaldığımızı fark ederiz.
XXXV Konuları Iyi, Önemli Konuları Daha da Iyi DüşününTüm aptallar düşünme yoksunluğu yüzünden acı çeker. Olup bitenin yarısını bile kavrayamadıkları ve kendi kazanç veya kayıplarını bile fark etmediklerinden, bu konularda çaba da gösteremezler. Bazıları önemsiz konuları abartır, diğerleri ise önemli konuları aza indirger, durumu her zaman yanlış değerlendirirler. Birçoğu sağduyusunu yitirmez, çünkü zaten böyle bir şeye sahip değillerdir. Büyük ilgiyle izlenecek derecede önemli ve zihnin derinlerinde tutulması gereken konular vardır. Bilge insan her şeyi, özellikle de göründüğünden daha farklı olan konuları en derin biçimde düşünür. Bu yüzden de kavrayışı algılarının erişebildiği kadar derine uzanır.
XXXVI Eyleme Geçmeden veya Geri Çekilmeden Önce Şansınızı Iyice Ölçüp BiçinBunu yapmanız mizacınızı fark etmenizden daha önemlidir. Kırk yaşında sağlık için Hipokrat’a4 başvuran bir adam aptalsa, aynı yaşta bilgelik için Seneca’ya5 başvuran da aptaldır. Şansınızın dönmesini beklerken bile ona nasıl rehberlik edebileceğinizi düşünmek hünerli insanların erdemidir. Doğru anı hakkıyla değerlendirmek istiyorsanız, o anın gelmesini beklerken bile ona yönelik bir şeyler yapmalısınız. Çünkü talihin dönemleri ve fırsatları her zaman düzensizce kapınızı çalar. Talih yüzünüze güldüğünde onun üzerine cesaretle atılın, çünkü o cesurları ve kadın olduğu için de, gençleri sever. Ama eğer talihsizseniz bir köşeye çekilmeyi bilin ki, üzerinizdeki talihsizlik iki katına çıkmasın.
XXXVII Dağarcığınızda Iğneleyici Sözler Biriktirin ve Bunları Nasıl Kullanacağınızı Bilinİnsan etkileşiminde ince zarafetin en üstün noktası budur. Bu tür iğneleyici sözler genellikle insanların ruh hallerini sınamak için ortaya atılır ve insan bunlar aracılığıyla birinin kalbinin en derin noktalarını keşfedebilir. Diğer iğneleyici sözler ise kötülük, küstahlık veya çekememezlik ya da ihtirasla zehirlenmiştir. Bunlar beğeniyi ve itibarı anında zedeleyen sert çıkışlardır. Böyle bir sözün gazabına uğrayan çoğu kişi, genellikle astlarıyla veya üstleriyle eriştiği en yakın samimiyet noktasından aşağı yuvarlanır ve aralarındaki ilişki de genel ima ve özel kötü niyet komplosu tarafından sarsılarak, azımsanmayacak bir felaketin darbesini alır. Öte yandan, bazı iğneleyici sözler de iyi yönde etki ederek insanın şöhretini onaylar ve destekler. Ancak bu tür sözlerin sahibi ne kadar hünerliyse, hedef aldığı kişinin de o kadar dikkatli ve ileriyi görebilir olması gerekir. Çünkü kötülüğün bilgisi bir savunma aracı olarak işlev görür ve önceden sezilen bir atış hedefini ıskalamaya mahkumdur.
XXXVIII Kazanırken Bırakmayı BilinBütün iyi oyuncular bunu yapar. İyi bir geri çekilme, cesur bir saldırı kadar başarılıdır. Yeteri kadar veya gereğinden fazla olduklarında, kahramanlıklarınızı gizleyin. Çok uzun süreli şans her zaman şüphe çeker, değişken şans daha fazla güven uyandırır. İçine kekremsi tatlar karışınca, başarılar daha lezzetli bir hal alır. Şans ne kadar yüksek olursa, kayıp düşme riski de o kadar artar ve bir düştünüz mü her şey tepetaklak olur. Şans bazen insana çok iyi davransa da, bu kısa sürer. Talih bir insanı uzun süre omzunda taşırsa daha çabuk yorulur.
XXXIX Bir Şeylerin Olgunlaştığını Fark Edin ve Onların Keyfini ÇıkarınDoğanın tüm eserleri ancak gelişebilecekleri kadar olgunlaşır, sonra da bozulurlar. Pek az sanat eseri artık ilerleyemeyeceği bir noktaya kadar gelişir. Her şeyin keyfini en olgun zamanında çıkarmak, gelişkin bir zevkin özel ayrıcalığıdır. Bu herkesin yapabileceği ya da nasıl yapılacağını bildiği bir şey değildir. Zihnin meyvelerinin bile bir olgunlaşma noktası vardır. Fakat onu değerlendirip kullanabilmek için, öncelikle farkına varmak gerekir.
XL Insanların Iyi NiyetiEvrensel bir hayranlık elde etmek, bunun da ötesinde, evrensel sevgi kazanmak için gereklidir. Bazı şeyler doğal yaradılışın yanı sıra, uygulamaya da bağlıdır. Birincisi temeli atarken, ikincisi de bu temel üzerine yapıyı inşa eder. Öyle olduğu varsayılsa da, yüce yeteneklere sahip olmak yeterli değildir. İyi bir görüş edindikten sonra, iyi niyeti kazanmak kolay olacaktır. Dostane eylemler dostane hisler üretir. Olumlu işe dört elle sarılmak, iyi sözler sarf edip iyi eylemlerde bulunmak ve sevilmek için sevmek gerekir. Nezaket büyük kişiliklerin politik hilesidir. Önce eyleme, sonra kaleme el atın. Kelimeler kılıcı takip eder ve yazarlar arasında ebedi bir iyi niyet hüküm sürmeye başlar.
XLI Asla AbartmayınDoğrularla çelişmemek ya da insanların idrak gücünüz hakkında olumsuz fikirlere kapılmalarını engellemek için, büyük harflerle konuşmamaya özen göstermek gerekir. Abartı, insanın bilgisinin veya zevkinin sığlığını gösteren bir muhakeme savurganlığıdır. Övgü merak uyandırır ve arzuya yol açar. Ancak, sonradan ortaya çıkan değer, başta konulan fiyata denk olmazsa (ki genelde böyle olur), beklenti bu aldatmaya başkaldırıp hem tavsiye edilen şeyin, hem de onu tavsiye eden insanın değerini düşürerek intikamını alır. Sağduyulu adam işe daha tedbirli girişerek, sonradan yanılmaktansa işi baştan sıkı tutar. Olağanüstü şeyler nadirdir, bu yüzden sıradan değerlendirmelerle yetinmeyi bilin. Abartmak da bir yalan söyleme yöntemidir. Onun yüzünden ince zevkinize ve daha da önemlisi, sağduyunuza karşı beslenen güveni yitirirsiniz.
XLII Doğal Liderlikdüzenbazlık sanatına başvurmak yerine, doğuştan gelen bir yönetme gücüyle yaşamak üstünlüğün gizli gücüdür. Herkes doğuştan gelen otoritenin gizli gücünü kabul ederek, sebebini bilmeden buna boyun eğer. Bu tür hükümdar ruhlar doğuştan kral ve yaradılıştan aslandır. Onlar etrafa yaydıkları itibar aracılığıyla diğer insanların kalplerine ve zihinlerine hükmederler. Diğer nitelikleri de buna imkân verirse, bu tür adamlar devletin temel itici güçleri olmak için doğmuştur. Tek bir mimikle, diğerlerinin uzun nutuklarından daha fazla şey ifade ederler.
XLIII Azınlık Gibi Düşünün, Çoğunluk Gibi KonuşunAkıntıya karşı yüzerek hatalardan uzaklaşmak imkânsız, tehlikeye düşmek kolaydır. Sadece Sokrates gibi biri bunun sorumluluğunu alabilir. Diğerlerinin fikirlerinden ayrı düşmek bir hakaret olarak kabul edilir, çünkü bu onları kınamak anlamına gelir. Suçlanan şey ve bunu öven kişiye de bağlı olarak, duyulan tiksinti ikiye katlanır. Gerçeğe sadık kalmak pek az kişiye özgü, hata yapmak ise hem yaygın hem de halka özgüdür. Bilge insanlar kürsülerde söyledikleriyle tanınmaz, çünkü orada kendi sesleriyle konuşmamaktadırlar; kendi içsel düşünceleri o anda dediklerini inkar etse de, yaygın ve hatalı kalabalığın fikrine ayak uydurmaktadırlar. Sağduyu sahibi insanlar çatışmaya düşmez, kendileriyle çatışmaya düşülmesine de çanak tutmazlar. Düşünce özgürdür, ona karşı güç kullanılamaz ve kullanılmamalıdır. Bu nedenle akıllı insanlar sessizliğe gömülürler. Bunun dışına çıksalar da gölgeler ardında konuşur ve bunu çok az sayıda ve uygun insanların önünde gerçekleştirirler.
XLIV Büyük Zihinlerle Duygudaşlık KurunKahramanlarla aynı fikirde olmak kahramanca bir davranıştır. Gizemi ve kullanışlılığı açısından, bu doğanın bir mucizesidir. Kalplerin ve zihinlerin doğal bir yakınlığı vardır. Bu yakınlığın etkileri öyle büyüktür ki, banal cehalet ondan adeta bir büyücülük kokusu alır. Kazanılan itibarı iyi niyet takip eder, bu da zaman zaman şefkate dönüşür. Bu nitelik insanları kelimeler olmaksızın ikna eder ve onları kazanmaya gereksinim duymadan ele geçirir. Bu duygudaşlık kimi zaman aktif, kimi zaman pasiftir, ama her iki durumda da mutluluk verici, buna bağlı olarak da yücedir. Bu lütfu tanımak, ayırt etmek ve ondan yararlanmak büyük bir beceridir. Doğanın bu nimetinden yoksun olan hiçbir enerji yeterli olamaz.
XLV Kurnazlıktan Yararlanın, Ama Onu Kötüye Kullanmayınİnsanın bundan zevk almaması, hele de asla övünmemesi gerekir. Yapay olan her şey gibi, en çok nefret uyandıran kurnazlık da gizlenmelidir. Dalavere çok gözdedir, bu yüzden herkes iki kat tedbirli olmalıdır. Ama bu tedbirler açık edilmemelidir, çünkü bu daha fazla güvensizliğe yol açar, daha fazla can sıkar, intikam duygusu uyandırır ve hayal bile edemeyeceğiniz kadar büyük kötülükler doğurur. Bir işe tedbirli girişmek, eylemde en büyük avantajdır ve bilgeliğin bundan daha büyük bir kanıtı olamaz. Herhangi bir işteki en büyük hüner, onun ne kadar ustalıkla uygulandığına bağlıdır.
XLVI Antipatilerinizin Efendisi OlunHerhangi biriyle ilgili bir şey öğrenmeden önce, genelde onun hoşlanmadığımız yönlerini öğreniriz. Kimi zaman doğuştan gelen, ama yine de bayağı olan bu hoşnutsuzluk seçkin kişilere karşı da kendini gösterir. Sağduyu sonunda bu duyguya üstün gelir, çünkü kendimizden daha iyilere karşı duyduğumuz hoşnutsuzluk kadar küçük düşürücü bir şey yoktur. Büyük adamlara sempati duymak bizi de asilleştirirken, onlardan nefret etmek değerimizi düşürür.
XLVII “Namus Meseleleri”nden KaçınınNamus meselelerinden kaçınmak sağduyunun temel hedeflerinden biridir. Büyük yetenekleri olan insanlarda, uç noktalar birbirinden ayrı tutulur. Böylece bunlar arasına uzun mesafeler koyan bu büyük adamlar, her zaman basiretlerinin ortasında dururlar. Bu sayede uç noktalarından kaçınacak zamanı bulabilirler. Namus meselelerinden kaçınmak, bu meseleler için çözüm üretmekten daha kolaydır. Bunlar bizim muhakeme gücümüzü test ederler; onlardan kaçınmak onlarla başa çıkmaya uğraşmaktan daha sağlıklı olacaktır. Bir namus meselesi bir diğerinin önünü açar ve sonunda bir namussuzluk meselesine dönüşebilir. Doğası gereği ya da milliyetinin etkisiyle bu şekilde davranan ve bu tür zorunlulukların pençesine kolaylıkla düşebilecek adamlar vardır. Fakat mantık ışığında ilerleyen insanlar için bu tür meseleler uzun bir düşünme süreci gerektirir. Namus meselelerine hiç bulaşmamak, genelde bulaşıp da başarılı olmaktan daha büyük bir cesaret gerektirir. Bu duruma hazır olan bir aptal karşısında, insan kendisini ikinci aptal olmaktan koruyabilmelidir.
XLVIII Titiz OlunBunun miktarı kişiye bağlıdır. İçsel meselelerde de en azından dışsal meseleler kadar titiz davranılmalıdır. Bazı insanların karakterleri tamamen aldatıcıdır. Kulübe odalarına açılan saray koridorları gibidirler. Onlar sizin canınızı sıksa da, ilk selamlaşmadan sonra hemen konuşmaya başlayıveren bu tür insanlar yüzünden canınızı sıkmanıza gerek yoktur. Onlar Sicilya dikenleri gibi, duydukları ilk iltifatla anında yayılmaya başlar, fakat sessizlik kısa zamanda başarıya ulaşacaktır. Çünkü ardında düşünce çağlayanı olmayan kelimelerin akışı kısa süre sonra kesilir. Başkaları bu tip insanlardan etkilenebilir, çünkü onlar da yüzeysel bir bakış açısına sahiptir. Fakat onların içine bakan ve küçümseme dışında bir duygu uyandırabilecek herhangi bir malzeme bulamayan sağduyulu insanlar böyle kişilerden etkilenmez.
XLIX Gözlem ve Muhakeme…Bu özellikleri taşıyan insan her şeyi yönetir, onu ise hiçbir şey yönetemez. En gizli derinlikleri anında ortaya koyar. İnsanların dış görünüşlerinden karakter tahlili yapabilir. Bir insanı görür görmez onu anlayıp, en gizli özellikleri hakkında yargıda bulunabilir. Birkaç gözlem yardımıyla, insan doğasının en mahrem yönlerini çözümleyebilir. O her şeyi yoğun gözlem, derin içgörü ve mantıklı bir çıkarımla keşfeder, fark eder, kavrar ve anlar.
L Asla Özsaygınızı Kaybetmeyin,ya da kendinize fazla aşina olmayın. Dürüstlüğünüzün gerçek standardının kendi sağduyunuz olmasına izin verin. Dıştan gelen onaylamalardan ziyade kendi öz değerlendirmelerinizin sağlamlığına güvenin. Dışsal otoriteye karşı beslediğiniz korku yüzünden değil, kendi öz saygınız için, saygıdan daha önemsiz olan her şeyi bir kenara bırakın. Buna dikkat ederseniz, Seneca’nın hayali eğitmenliğine ihtiyacınız kalmayacaktır.
LI Nasıl Iyi Seçim Yapacağınızı BilinYaşamın çoğu buna bağlıdır. Burada hem sağlam beğeniye, hem de doğru muhakemeye ihtiyaç vardır; çünkü ne zeka ne de çalışma tek başına yeterli değildir. Tercih edilen biri olmak için seçim yapmalısınız ve bunun için de iki şey gereklidir: öncelikle seçim yapabilmek, ardından da en iyisini seçebilmek. Üretken, incelikli bir zekaya sahip, keskin yargıları olan, iyi eğitimli ve iyi gözlem yapabilen, ama yine de seçim yapma zamanı geldiğinde çuvallayan birçok insan vardır. Onlar sanki yanlışı seçmek için uğraşmışlar gibi, her seferinde en kötü seçeneğe yönelirler. Bu nedenle, iyi seçim yapmayı bilmek tanrının en büyük lütuflardan biridir.
LII Asla Iskartaya ÇıkarılmayınSağduyunun bu önemli hedefinden asla utanılmamalıdır. Bu, gerçek insanlığın, asil bir kalbin göstergesidir; çünkü asalet kolayca ıskartaya çıkarılamaz. Tutkular ruhun kaprisleridir ve onların güçlenmesi sağduyuyu zayıflatır. Hele bir de ağızdan dışarıya taşarlarsa, şöhret de tehlikeye girecektir. Bu nedenle, her insan öyle ya da böyle kendisinin efendisi olmalıdır ki, en şanslı veya en talihsiz şartlar altında bile, hiçbir şey ona soğukkanlılığını kaybettirerek şöhretine gölge düşürmesin, üstünlüğünü göstermesine imkân sağlasın.
LIII Çalışkan ve Zeki OlunGayret, zekânın yavaş yavaş düşünüp bulduğunu acilen gerçekleştirir. Telaş aptalların başarısızlığıdır; çünkü onlar can alıcı noktayı bilmezler ve işe hazırlıksız girişirler. Diğer yandan, akıllılar da harekete geçmeyi fazla erteledikleri için başarısızlığa uğrarlar; öngörü düşünüp taşınmayı gerektirir ve geciken eylem genellikle hızlı alınan kararları boşa çıkarır. Sürat iyi şansın annesidir. Yarına iş bırakmayan kişi, her zaman daha fazla yol kat eder. Festina lente6 krallara yakışır bir ilkedir.
LIV Diş Göstermeyi BilinBir tavşan bile ölü bir aslanın yelesini yolabilir. Cesaretin şakası olmaz. İlk gelene izin verirseniz, ikincisine de teslim olmak zorunda kalırsınız ve bu durum böyle sürüp gider. Hakkınızı en sonunda korumak, başında korumuş olmanızdan daha pahalıya mal olacaktır. Yürekteki cesaret fiziksel cesaretin ötesine geçer. Cesaret, gerekli anlarda kullanmak üzere kınında hazır bekletilen bir kılıç gibi olmalıdır. O sizin kalkanınızdır. Yürekteki korkaklık fiziksel korkaklıktan daha alçaltıcıdır. Birçok insan seçkin nitelikleri olmasına karşın, cesur bir yürekleri olmadığı için tatsız tuzsuz hayatlar yaşayıp, sonunda da miskinliklerini belgeleyen mezar taşlarına sahip olmuştur. Bilge doğa, balın tatlılığını ve iğnenin keskinliğini, arının bedeninde birleştirmiştir.
LV BekleyinBeklemek, acele ve ihtirastan arınmış, sabırla bezenmiş, asil bir kalbin göstergesidir. Eğer başkalarının efendisi olmak istiyorsanız, önce kendinizin efendisi olun. Fırsatın merkezine ulaşmadan önce feleğin çemberinden geçmek zorundasınız. Akıllı bir ön hazırlık hedeflerinizi ve araçlarınızı olgunlaştırır. Zamanın koltuk değneği, Herkül’ün sihirli değneğinden daha etkilidir. Tanrı da insanı sopayla değil zamanla terbiye eder. “Zaman ve ben, herhangi iki şeye karşı koyabiliriz” diyen kişi büyük bir laf etmiştir. Talih de beklemeyi bileni büyük ödülle karşılayacaktır.
LVI Soğukkanlı OlunSoğukkanlılık ruhun kaygısız dakikliğinin ürünüdür. Bu canlılık ve uyanıklık sayesinde, hiçbir tehlike ve talihsizlik korkusu insanı ele geçiremez. Çoğu kişi sadece sonunda duvara toslayacağını düşünür; diğerleri ise hiçbir plan yapmadan amaçlarına ulaşırlar. En iyi performanslarını acil durumda sergileyen kişiler çelişkili karakter özelliklerine sahiptir. Onlar rastgele yaptıkları her işte başarılı olan, ancak üzerinde düşündükleri konularda başarısızlığa uğrayan canavarlara benzer. Bir şey onların başına ya hemen gelir ya da asla gelmez. Hız takdir kazanır, çünkü kayda değer bir kapasitenin, muhakeme ustalığının ve sağduyulu eylemlerin kanıtıdır.
LVII Yavaş ve Emin Adımlarla IlerleyinGeç olsun da güç olmasın. Süratle yapılan süratle de yıkılabilir. Sonsuza dek yaşamak sonsuz bir hazırlık evresi gerektirir. Sadece mükemmellik işe yarar, sadece başarılar ayakta kalır. Derin bir zekâ ölümsüzlüğün tek temelidir. Değeri yüksek olanın fiyatı da yüksektir. En değerli madenler en ağır olanlardır.
LVIII Etrafınızdakilere Ayak UydurunYeteneğinizi herkesin önünde sergilemenize gerek yok. Gereğinden fazla güç harcamayın. Fazladan güç ya da bilgi harcanmasına izin vermeyin. Becerikli bir şahinci, sadece o anki sürek avına yetecek kadar kuş uçurur. Eğer bugün fazla gösteriş yaparsanız, yarına sergilenecek hiçbir şey kalmaz. Bir köşede, her zaman herkesin gözünü kamaştırabilecek bir yeniliğiniz olsun. Her gün yeni bir şeyler sunmak beklentileri canlı tutar ve kapasitenin sınırlarını gizlemeye yardımcı olur.
LIX Son Noktayı Iyi KoyunEğer talihin evine zevk kapısından girerseniz, hüzün kapısından çıkmanız gerekir. Bunun tam tersi de geçerlidir. Bu nedenle sonunuzu düşünmek zorundasınız. Gösterişli bir giriştense, zarif bir çıkışı daha fazla önemsemelisiniz. Çok başarılı bir girişe rağmen, trajik bir sonla karşılaşmak şanssızların alameti farikası gibidir. Önemli olan –neredeyse herkese bahşedilen- girişteki bayağı alkışlar değil, çıkışta edinilen genel izlenimdir. Hayatta pek az kişinin yeniden sahneye çağrılma şansını hak ettiğine inanılır. Talih pek az kişiyi kapıya kadar uğurlar, yeni geleni her zaman sıcak karşılasa da, ayrılan ziyaretçiye genelde soğuk davranır.
LX Sağlam MuhakemeBazıları doğuştan akıllıdır ve çalışmalarına bu doğal avantajla girişirler, ellerinde zaten önemli bir kazanımları vardır. Yaş ve tecrübeyle birlikte mantıkları da olgunlaşır ve böylece sağlam bir muhakeme gücüne sahip olurlar. Sağduyuyu zedeledikleri gerekçesiyle, değişken olan her şeyden nefret ederler. Özellikle de netliğin çok önemli olduğu devlet meselelerinde, söz konusu meselelerin önemi nedeniyle böyle bir tutum sergilerler. Bu adamlar, kılavuzlar ya da sürücü koltuğunda oturan adamlar olarak devlet yönetimi üzerinde söz sahibi olmayı hak ederler.
LXI Mükemmel Olanı Gölgede Bırakmak,mükemmeller arasında pek ender rastlanan bir niteliktir. Özü zaten seçkin olmayan birinden büyük bir adam çıkaramazsınız. Sıradan insanlar asla takdir kazanmazlar. Bazı seçkin makamlarda üstünlük kazanmak, insanı görgüsüz ayak takımından ayırır ve seçkinler arasına sokar. Küçük bir makamda seçkinlik kazanabilmek, küçükler arasında büyük olabilmektedir: Bu da daha fazla rahatlık, ama daha az başarı anlamına gelir. Büyük meselelerde üstün başarı kazanmak ise asil niteliklere sahip olmayı gerektirir, heyecan ve hayranlık uyandırarak, kişiye iyi niyetle yaklaşılmasını sağlar.
LXII Iyi Yardımcılar KullanınBazılarının zekası, kullandıkları yardımcıların bayağılıyla zedelenerek anlaşılmaz bir hal alır. Bu tehlikeli bir tatmin yöntemidir ve ölümcül bir cezayı beraberinde getirir. Bir rahibin üstünlüğü tanrısının büyüklüğünü asla gölgede bırakmaz. Bütün kahramanlıkların şanı ve töhmeti temel yaratıcıya geri döner. Şöhret sadece en iyilerle iş yapar. O, “bunun yardımcıları iyidir, şunun yardımcıları kötüdür” değil, “bu iyi bir ustaydı, şu kötü bir ustaydı,” der. Şöhretinizin ölümsüzlüğü konusunda onlara güvenmek zorunda olduğunuz için, yardımcılarınızı dikkatle seçin ve sınayın.
LXIII Bir Şeyin Ilk Örneği Olmak Üstünlüktür,aynı zamanda seçkin de olunabiliyorsa, bu iki kat iyidir. Oyuncuların ikisinin de eşit olduğu durumlarda ilk hamleyi yapan büyük bir avantaj kazanır. Eğer herhangi bir konuda ilk olabilselerdi, insanların birçoğu gerçek bir Anka Kuşu’na dönüşüp, yok oldukça kendi küllerinden yeniden doğabilirlerdi. Bir konuda ilk olmayı başaranlar şöhretin mirasçılarıdırlar; diğerleri ise, sadece evin küçük oğlunun payına düşeni elde edebilir. Onlar ne yaparlarsa yapsın, bir papağandan daha üstün olduklarını dünyaya kabul ettiremezler. Dâhilerin becerilerinden faydalanarak üstünlüğe ulaşan yeni yollar bulabilir, fakat bütün bu yol boyunca sağduyu da onlara eşlik edecektir. Girişimlerinin özgünlüğü, bilgelerin ismini kahramanların şeref listesine yazdırır. Bazı insanlar da küçük ve önemsiz konularda birinci olmayı, daha büyük atılımlarda ikinci olmaya tercih ederler.
LXIV Endişeden KaçınınBu tür bir sağduyu kendi ödülünü kendisi getirir. Birçok şeyden kaçınmanızı sağlayabileceği için; rahatlığın, dolayısıyla da mutluluğun yardımcısıdır. Bir şeye yardımı dokunmadığı sürece, kötü haber vermekten ve size kötü haber verilmesinden kaçının. Bazı insanların kulakları yağcılığa karşı besledikleri zaafları yüzünden tıkanmıştır; diğerlerinin zihni ise tatsız skandallarla doludur. Bazıları Mitridat’ın7 zehirlenmeden yaşayamadığı gibi, bir can sıkıntısı olmaksızın yaşayamazlar. Her ne kadar yakınınız ve sevdiğiniz de olsa, bir başkasını geçici olarak eğlendirebilmek için kendinize ömür boyu sürecek bir acı vermeniz olacak şey değildir. Diğer yandan, sizi sıkıntılardan uzaklaştırabilecek kişileri mutlu etmek için elinize geçen fırsatları kaçırmak da anlamsızdır. Eğer bir başkasına iyilikte bulunmak, kendinize kötülük etmeniz anlamına geliyorsa, sizin daha sonra boşu boşuna acı çekmenizdense, o kişinin şimdi acı çekmesi daha iyidir.