banner banner banner
Türkçede Deyimler
Türkçede Deyimler
Оценить:
 Рейтинг: 0

Türkçede Deyimler


Ağzı açık: Aptal, budala.

Ağzı açık kalmak: Şaşakalmak.

Ağzı bozuk: Söven. sürekli küfreden.

Ağzı burnu yerinde olmak: Güzel veya yakışıklı olmak.

Ağzı çiriş çanağına dönmek: Ağzı kuruyup acılaşmak.

Ağzı gevşek: Sır saklamaz.

Ağzı havada: Şaşkın.

Ağzı kalabalık: Gürültülü, çok, gelişigüzel konuşan.

Ağzı kara: Kara haber veren, şom ağız.

Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek.

Ağzı pis: Söven; küfreden.

Ağzı sıkı: Sır vermez.

Ağzı sulanmak: İmrenmek.

Ağzı süt kokmak: Çok genç, toy olmak.

Ağzı var dili yok: Çok konuşmayan birini övmek için söylenir. Sessiz, sakin olmak.

Ağzı yanmak: Bir şeyden fenalık görmek.

Ağzına bakmak: Birinin sözüne göre hareket etmek.

Ağzına baktırmak: Kendini hayran hayran dinlettirmek.

Ağzına bir kemik atmak: Birini bir çıkar karşılığında konuşturmamak.

Ağzına bir parmak bal çalmak: Birini tatlı sözlerle oyalamak.

Ağzına geleni söylemek: Ağır konuşmak, düşünmeden söylemek.

Ağzında bakla ıslanmamak: Sır saklamamak, boşboğazlık etmek.

Ağzından baklayı çıkarmak: Saklanılan şeyi söyleyivermek.

Ağzından bal akmak: Tatlı konuşmak.

Ağzından çıkanı kulağı duymamak: Sözlerini düşünmeden söylemek. Gelişigüzel konuşmak.

Ağzından girip burnundan çıkmak: Tatlı sözlerle kandırmak.

Ağzından kaçırmak: Bir şeyi söylemek istemediği hâlde boş bulunup ağızdan kaçırmak.

Ağzından lokmasını almak: Aptal yerine koymak.

Ağzını açıp gözünü yummak: Ağır sözler söylemek.

Ağzını açmak: Ağır sözler söylemek.

Ağzını açmamak: Ses çıkarmamak.

Ağzını bıçak açmamak: Çok üzüntülü olup konuşmamak.

Ağzını bozmak: Sövmek, kötü sözler söylemek.

Ağzını havaya açmak: Umduğunu elde edememek.

Ağzını tutmak: Boşboğazlık etmemek.

Ağzını yoklamak: Sezdirmeden söyleterek öğrenmek.

Ağzının içine bakmak: Birini seve seve, dikkatle dinlemek.

Ağzının kokusunu çekmek: Birinin kötü davranışlarına katlanmak.

Ağzının suyu akmak: Çok imrenmek.

Ağzının tadı bozulmak: Rahatı kaçmak.

Ağzının tadını bilmek: İyi ve güzel şeyleri bilmek.

Ahı yerde kalmamak: Bedduası tutmak.

Ahı tutmak: Bedduaya uğramak.

Ahım şahım: Değerli olan.

Akla karayı seçmek: Çok zahmet çekmek.

Akıl kutusu: Çok akıllı, her şeye aklı eren.

Aklı başına gelmek: Kendine gelmek.

Aklı başından gitmek: Ne yapacağını şaşırmak.

Aklı ermek: Bir şeyi iyi anlamak.

Aklı kesmek: Bir şeyin olabileceğine inanmak.