– Arı, adıyla; bal, tadıyla sevilir.
– Arı, bal alacağı çiçeği bilir.
– Arıya bak, bal olsun; dağa bak, bağ olsun.
– Arıdan ibret alan, aç kalmaz.
– Arıyı gezdirmeli, peteği sızdırmalı.
– Arı, kızdıranı sokar.
– Arıya sokmaz, ateşe yakmaz deme.
– Arı, göz götürmez.
– Arı nefesten; kuş kafesten hoşlanmaz.
– Arıyı yaylada; atı tavlada besle.
– Arı da iz, çingenede yüz bulunmaz.
– Arı işini; kirpi dişini göstermez.
– Arı, çayırı; davar, bayırı sever.
– Arı, yoncaya; bülbül, goncaya âşıktır.
– Arı, söğüdü; akıllı, öğüdü sever.
– Arıya iyi bakarsan, karıya elmas alırsın.
– Arısı çıktı elliye; iyiyi, kötüyü belliye.
– Arısı çıktı yüze, yolu düştü düze.
– Arık davardan döl olmaz, davar izinden yol olmaz
– Arık atla, cirit atılmaz.
– Asil azmaz, bal kokmaz.
– Aslan ağzından av alınmaz.
– Aslını inkâr eden haramzadedir.
– Asilzadeden kemlik gelmez.
– Asile dokun geç, fukaradan sakın geç.
– Aslan postunda, gönül dostunda.
– Astarı, yüzüne; anası, kızına benzemez.
– Aslan, yatağından bellidir.
– Aşk ağlatır; dert söyletir.
– Aş kaşık ile; iş, keşik ile.
– Aş taşınca, kepçenin pahası bulunmaz.
– Aşı, gününde; canavar, ininde vurulur.
– Aşı olmasaydı, ahlat, armut olmazdı.
– Ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek.
– Ata olmayan, ata kadri bilemez.
– At ölür, itler bayram yapar.
– At, sahibine göre kişner.
– At, at oluncaya kadar, sahibi mat olur.
– At binenin, kılıç kuşananındır.
– Ata eyer gerek, eyere er gerek.
– At ölür meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
– At adımına göre değil, adamına göre yürür.
– At ile avrat, yiğidin bahtına.
– Ata dost gibi bakıp, düşman gibi binmeli.
– Atın ölümü arpadan olsun.
– At çalındıktan sonra ahırın kapısı kilitlenmez.
– At kocamayınca, kadri bilinmez.
– Atı alan, Üsküdar’ı geçti.
– Atı sattım, çamura battım.
– At nallı, ağaç dallı gerek.