– Bacası eğri ama dumanı doğru çıkar.
– Bacaklı tarlaya, sarımsak ekmeli.
– Bakan göze yasak olmaz.
– Barut ile ateş, bir yerde durmaz.
– Başa gelmedik iş olmaz, ava gelmedik kuş olmaz.
– Başın sıkıntısını, ayak çeker.
– Balık suda, gözü dışta.
– Baykuşun nimeti, ayağına gelir.
– Balığın büyüğü, derin yerde bulunur.
– Bağdat yolundan, deve izi eksik olmaz.
– Bağa girmeye iz gerek; üzüm yemeye, yüz gerek.
– Bağ, babadan; zeytin, dededen kalmalı.
– Bahçeye, erik; kapına, yeşik yanaştırma.
– Bağ ile bahçe kardeş çiftçi ile yoldaş.
– Bağı budarken, hayvanı güderken.
– Bağın, ufak taşlısı; kızın, çatal kaşlısı.
– Bağım, bahçem; çoktur, akçem.
– Bağa derin bel, yoksa olur çöl.
– Bahçeye söğüt, deliye öğüt yakışmaz.
– Bağı dağ besler de, dağı bağ besleyemez.
– Bahçeyi suluya, bağı kuruya.
– Bağı yamaca, yaklaşırsın amaca.
– Bahçemde biter, köylüye yeter.
– Bağ kıraçta, kuvvet sıraçta.
– Bahçem çillendi, kuşlar dillendi.
– Bağın safası başka, dağın safası başkadır.
– Bağ bozuldu, pekmez ezildi.
– Bağ bozumu, inci dizimi.
– Başağı dik olan ekinin, danesi dolgun olur.
– Baş başa vermeyince, iş olmaz.
– Bastığın yerde ot bitmez.
– Başa gelmeyince bilinmez.
– Başa gelen çekilir.
– Baş başa bağlı, baş da padişaha.
– Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz.
– Başın sağlığı, dünyanın varlığı.
– Baş nereye giderse, ayak da oraya gider.
– Baş üstüne deme, ayak altına al da iş gör.
– Başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinde taşır.
Вы ознакомились с фрагментом книги.
Для бесплатного чтения открыта только часть текста.
Приобретайте полный текст книги у нашего партнера: