banner banner banner
Robensonlar Mektebi
Robensonlar Mektebi
Оценить:
 Рейтинг: 0

Robensonlar Mektebi


“Beni düşünmüyorsun Godfrey!” dedi. “Şu anda burada da değilsin! Hayalen açık denizlerin ötesinde dolaşıyorsun!”

Phina bunları söyledikten sonra piyanoya dönmüş, parmakları tuşların üstünde dolaşmaya başlamıştı.

Godfrey Morgan, William W. Kolderup’un yeğeniydi. O da çok küçük yaşında öksüz ve yetim kalarak, William W. Kolderup tarafından yetiştirilmişti.

Yirmi iki yaşında olan Godfrey, mektebini kısa bir zaman önce bitirmişti. Hayatına vereceği yeni istikameti henüz kararlaştırmamıştı. Günlerini bomboş geçiriyordu. Son derece zarif giyiniyor, dayısına layık olmaya çalışıyordu. Herkes, onun Phina Hollaney’le evlenmesini bekliyordu. Zaten başka türlü düşünülmesine de imkân yoktu. Bütün şartlar bu evlenme için uygundu. William W. Kolderup da müessesesinin istikbali bakımından iki gencin evlenmesini şiddetle arzu ediyordu. Bebek sayılacak yaşlarından itibaren bankada onlara birer hesap açtırmış olan William W. Kolderup, düğünün o ayın sonunda yapılması için bütün hazırlıkları tamamlamıştı. Gençlerin bu tarihi kabul etmelerinden başka yapılacak bir iş kalmamıştı. Fakat Godfrey, evlilik hayatı için kendisini hazır hissetmiyordu.

Godfrey, mektepte öğrendiklerini hayatı için kâfi görmüyordu. Olgunlaşabilmek için, deniz aşırı uzun bir seyahatin muhakkak lazım olduğuna inanıyordu. Böylece görgü ve bilgisini çoğalttıktan sonra, evlilik ve iş hayatına atılabileceğini hissediyordu. Bu şekilde düşünen Godfrey, bir seneden beri bütün vaktini seyahat kitapları okumakla geçiriyordu. Okyanusların ötesindeki adalarda vahşilerle boğuşmak, ıssız bir adada hakiki bir Robenson hayatı yaşamak, bütün hayallerine hâkim olmuştu. Böyle tehlikelerle dolu bir seyahate Phina’yla çıkmayı asla düşünmüyordu. Yeğeninin macera arzularından haberi olmayan William W. Kolderup ise onu Phina’yla evlendirdikten sonra, yanına yardımcı olarak almayı tasarlıyordu.

Diğer taraftan, pratik zekâlı olan Phina Hollaney, Godfrey’in tasavvurlarını hissetmiş bulunuyordu. İstikbaldeki saadetinin, onu tamamıyla serbest bırakmakla gerçekleşebileceğine inanıyordu. Kendi kendine: “Muhakkak seyahate çıkması lazımsa, evlenmeden bu macera defterini kapatması daha iyi olacaktır!” diyordu.

İşte bu düşüncelerin tesiri altında kalarak, Godfrey’e:

“Beni düşünmüyorsun!” demişti. “Şu anda burada da değilsin! Hayalen açık denizlerin ötesinde dolaşıyorsun!”

Bu sözlerden sonra Godfrey oturduğu yerden kalkmış, Phina’ya bakmadan odanın içinde dolaşmaya başlamıştı. Aynı anda da William W. Kolderup içeri girmiş, neşeli bir sesle:

“Tarihi kararlaştırdınız mı?” demişti.

Godfrey, dalgın olduğu için bu sözlerin manasını hemen anlayamamış, şaşkın bir tavırla:

“Ne tarihi?” diye sormuştu.

William W. Kolderup:

“Ne tarihi olacak!” demişti. “Tabii ki düğün tarihi!”

Phina:

“Bundan bahsetmek için vakit henüz erken değil mi?” diye söze karışmıştı.

William W. Kolderup, hayretle:

“Erken mi?” diye bağırmıştı. “Haberim olmadan bu evin içinde neler dönüyor? Düğünün ay sonunda yapılmasını önceden kararlaştırmamış mıydık?”

Phina, zeki bir manevrayla:

“Şu anda düğün tarihini değil, bir seyahatin başlangıç tarihini tespit etsek daha iyi olmaz mı?” demişti.

William W. Kolderup, şaşkın bir sesle:

“Bir seyahatin başlangıç tarihini mi?” diye sormuştu. “Anlamıyorum! Hiçbir şey anlamıyorum!”

Phina Hollaney, cesaretle:

“Godfrey’in seyahati!” diye cevap vermişti. “Evlenmeden önce seyahat etmek, dünyayı tanımak istiyor!”

William W. Kolderup, yarı şaka yarı öfkeyle:

“Şu münasebetsize bakın!” diye bağırmıştı. “Evleneceğine yakın seyahate çıkacağını söylüyor, arkasından da Phina beni beklerse diyor!”

Phina:

“Will amca!” diye araya girmişti. “Godfrey’e istediği müsaadeyi vermeliyiz! Her şeyi uzun uzun düşündüm! Çok genç olduğumu biliyorum. Fakat şu anda Godfrey’in benden de genç olduğunu kabul etmek zorundayız… Seyahat onu ihtiyarlatacaktır… Sakin bir hayatı özleyinceye kadar seyahat etmesine müsaade etmeliyiz… Ben, onu beklemeyi kabul ediyorum…”

WiIIiam W. Kolderup:

“Demek onu beklemeyi kabul ediyorsun, öyle mi?” diye bağırmıştı.

“Onu sevmesem, bekleyemezdim ki!”

William W. Kolderup, yeğenine dönerek:

“Bu seyahate ne zaman başlamayı düşünüyorsun?” diye sormuştu.

Godfrey de çekingen bir sesle:

“Siz ne zaman müsaade ederseniz.” diye cevap vermişti.

William W. Kolderup, kısa bir an düşündükten sonra:

“Pekâlâ…” demişti. “Mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda seyahate çıkacaksın! Tarihi sonra tespit ederiz!”

4. BÖLÜM

DANS PROFESÖRÜ TARTELETT

Eğer Artelett Fransız olsaydı, vatandaşları ona dış görünüşüyle hâl ve tavırlarına bakarak derhâl Tartelett adını takarlardı. Profesör T. Artelett Fransız olmamakla beraber, bu isim çok uygun görüldüğü için ona Tartelett demeyi tercih edeceğiz.

Chateaubriand, “İtinéraire de Paris à Jérusalem” isimli eserinde, ufak tefek, pudralı ve perukalı, elma yeşili elbiseli, ceketinin yaka ve kolu dantelalı, elinden minyatür bir keman eksik olmayan bir adamdan bahseder. Dans ve salon terbiyesi profesörü olan Tartelett, Chateaubriand’ın eserindeki bu tarife tamamıyla uygundu.

Tartelett kırk beş yaşında, bekâr bir adamdı. On sene önce kendi yaşına uygun bir kızla evlenmeye teşebbüs etmişti. Fakat anlaşılamayan bir sebeple bu iş hâlâ gerçekleşememişti.

İşte size, bu evlenme teşebbüsü münasebetiyle sorulan suallere Tartelett’in vermiş olduğu cevaplar aynen tekrarlanarak çizilmiş hakiki bir portresi:

“17 Temmuz 1835’te, sabaha karşı saat üçü çeyrek geçe doğmuş olup boyu bir metre, altmış dört santimetre, yedi milimetredir.”

“Kalçalarından itibaren boyu yetmiş iki santim, bir milimetredir.”

“Ağırlığı geçen seneden beri üç kilo artmış olup şimdi yetmiş beş kilogram, beş yüz on gramdır.”

“Başı, iki yandan bastırılmış gibi, yassı olup ince ve uzundur.”

“Saçları, alnında ve tepesinde dökülmüş olup kırçıl kumraldır. Alnı geniş, yüzü beyzi, rengi açık morla kırmızı arasındadır.”

“Gözleri (görüş mükemmeldir), sincabi kahverengi olup kirpikler ve kaşlar açık kahverengidir. Göz kapakları hafifçe içeri doğru çöküktür.”

“Normal büyüklükte olan burnunun sol kanadı küçük bir yırtıkla yarılmıştır.”