SABİ ANSAT
TEMİRBEK JÜRGENOV (Araştırmalar Hatıralar Makaleler)
Temirbek Jürgenov adlı Kamu Vakfı Başkanı Sabi Ansat tarafından derlenmiş ve düzenlenmiştir.
Kitapta seçkin devlet adamı ve halk adamı, üç ülkede halk komiserliği (bakan) görevini yerine getiren, Orta Asya ve Kazakistan için ortak bir şahsiyet olan, Kazak halkının 20. yüzyıl maarifçilerinden, “Halk Düşmanı” suçlamasıyla Stalin’in baskısının kurbanı olan Temirbek Karaulı Jürgenov’un faaliyetleri, emsalsiz kişisel özellikleri, kendisi ve ailesinin trajik kaderi hakkında yazılmış araştırmalar, makaleler ve hatıralar toplanmıştır.
TEMİRBEK KARAULI JÜRGENOV
Temirbek Karaulı Jürgenov 1898 yılı Kasım ayında Torğay eyaleti, Irğız ilçesi, Basıkarakopa köyünde (şimdiki Aktöbe eyaleti, Irğız ilçesinde), başka bir kaynağa göre ise Kızılorda eyaleti Kazalı ilçesine bağlı Alamesek köyünde doğduğu söylenmektedir.
• Turmağambet İztilevov’un öğretmenlik yaptığı köy okulunda temel bilgiler aldı.
• Alamesek’teki (Kızılorda eyaleti, Jalağaş ilçesi) Rus-Kazak okulunda okudu.
• 1913 yılında Perovski’deki (şimdiki Kızılorda) Suhanskiy adındaki teknik okulda ilk öğrenimini aldı.
• 1917 yılında Ufa ziraat teknik okuluna girdi. Burada okurken kurumsal hayata aktif olarak katıldı, öğrenci gençlerin toplumsal hareketlerine iştirak etti.
• 1918 yılında Qazaq Muñı gazetesinin yayın kurulu üyesi, genel sekreteri.
• Torğay’daki Sovyetler Resmi Davet Bürosu’nun üyesi oldu.
• 1919 yılında Irğız ilçesi Kenjeğara nahiyesi devrim komitesinin başkanı olarak atandı.
• 1920 yılında VK(b)P (Tüm Birlik Komünist Partisi)’ne girip Irğız ilçesi devrimci komitesinin, ilçe işçileri, askerleri ve köylülerinden oluşan yürütme komitesinin başkanı olarak seçildi.
• 1921-1923 yılları arasında Orınbor’daki Rabfak’da (İşçi Fakültesi’nde) okudu.
• 1923 yılında Taşkent’teki Orta Asya Devlet Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesi’ne girdi. Burada okurken Kazak SSC’nin (Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin) Türkistan Cumhuriyeti’ndeki tam yetkili temsilcisi olarak atandı, Kazak SSC’si ve Türkistan Cumhuriyeti’nin merkez yürütme komitelerine üye seçildi, bölgesel ve cumhuriyetçi parti örgütlerinin konferanslarına ve genel kurullarına katıldı. Orta Asya’da kurulan cumhuriyetlerin topraklarının ulusal-bölgesel sınırlandırılmasına yardım etti. Bu konu ile alakalı Eñbekşi Qazaq, Sovetskaya Step’ gazetelerinde makaleler yayımladı.
• 1926 yılında Taşkent’teki Kazak Pedagoji Enstitüsü’nün (Orta Asya Devlet Üniversitesi’nin 4. sınıf öğrencisi olduğu sırada) rektörlüğüne atandı. Enstitüye akademisyen V. V. Bartold, Prof. S. E. Malov gibi bilim insanlarını davet etti ve enstitüyü canlandırmaya çalıştı. Yükseköğretim kurumları için hazırlanan siyasi ekonomi ve hukuk ders kitaplarını Kazak Türkçesine aktardı. Kazak derlemelerinin bir araya getirilmesine yardım etti.
• 1929 yılında Tacikistan hükümetinin halkın finans komiseri.
• 1930-1933 yıllarında Özbekistan hükümetinin halk eğitimi komiseri.
• 1933-1937 yılları arasında Kazakistan hükümetinin halk eğitim komiseri ve kültür idaresi başkanı görevlerini yerine getirdi. O, Kazakistan’ın halk eğitim komiserliği işine Sancar Asfendiyarov, Kudaybergen Jubanov, Ğabit Müsirepov gibi şahsiyetleri aldı. Jübenov’un doğrudan katılımıyla “Kazakistan’da okul sisteminin düzenlenmesi ve Kazak orta okullarının artırılması hakkında” karar kabul edildi, Kazak orta okullarının sayısının artırılması için temel atıldı. Jürgenov, halk eğitim komiserliğini milli kültür gelişimi için karargâha dönüştürdü.
• 1934 yılında Almatı’da gerçekleştirilen Tüm Kazakistan Halk sanatçılarının 1. toplantısı,
• 1936 yılında Moskova’daki Kazakistan sanatı ve edebiyatının on günlük kutlamasının baş organizatörlerinden biri oldu. On gün boyunca cumhuriyetin diğer kültürel şahsiyetleri ile birlikte Kızıl Bayrak İşçi Nişanı ile ödüllendirildi. Jürgemov ulusal kültür ve sanat alanında uzmanların yetiştirilmesine özel bir önem verip, Kazak gençlerinin SSCB’nin merkezi şehirlerindeki eğitim kurumlarında öğrenim görmesine yardımcı oldu. Yazar Muhtar Avezov, rejisör Jumat Şanin, ressam Ebilhan Kasteyev gibi şahsiyetlerin eserlerini ortaya çıkarmaları için uygun ortamlar yarattı. Jürgenov Kazakistan’da ilk müzikal tiyatronun (günümüz Kazak opera ve bale tiyatrosu) kurulmasına büyük katkı sağladı. Kazak şarkıları hakkında A. V. Zatayeviç’e birçok bilgi verdi.
• 1937 yılında SSCB yüksek meclisine milletvekili adayı olarak gösterildi. Aynı yıl ağustos ayında “Halk Düşmanı” olarak itham edilerek tutuklandı, Rusya Sovyet Federatif Sosyalistik Cumhuriyeti’nin (RKFSP) Ceza Kanunu’nun 58. bölümü 10 ve 11. maddeleri uyarınca ölüm cezasına mahkûm edildi. SSCB yüksek mahkemesi askeri kurulunun 18 Nisan 1957 yılındaki kararıyla suçsuz bulundu ve aklandı.
ÖN SÖZ
Serik KirabayevKazakistan Cumhuriyeti Ulusal Bilimler AkademisiAkademisyenKazakistan’ın tamamında yaklaşık dört yıl önemli işler yapan Temirbek Jürgenov’un hayatı ve kariyer yolu, şimşek gibi parlayan karakteri ve cesareti, girişim yeteneği ile bu dört yıl içerisinde Kazak kültürü ve halk eğitimi alanında yaptığı çok büyük çalışmalara pek çok insan aşina değildi. Dahası Sovyet hükümeti de 1937 yılındaki aşırılığın kurbanı olan bu ismi unutturmaya çalıştı. Sadece kendisini değil, eşini de çocukları ve akrabalarını da (aralarında yaşlı babası da var) takibe alıp bazılarını öldürdü. Temirbek adı sadece 1957 yılından itibaren onun aklanmasıyla bağlantılı olarak söylenmeye başlandı. Onu iyi tanıyanlar bu inanılmaz yetenekli, nazik insan hakkında anılar anlattı. Kazak kültürü ve eğitimi araştırmacıları bilimsel eserler yazdılar. Temirbek’in doğum günü anılıp yıldönümlerinde makaleler yayımlandı. Böylece Jürgenov araştırmaları canlandı. Bugün Jürgenov’un hayatı ve yaratıcılığını araştıran Kazakistan Ulusal Bilimler Akademisi’nin akademi üyesi, ünlü kültür tarihi araştırmacısı alim Ramazan Süleymenov’un “Temirbek Jürgenov” adlı eserinden, S. Uzakbayeva, A. Sadıkova gibi pedagog bilim insanlarının yazdığı Slujeniye Rodnomu Harodu “Yerel Halka Hizmet” adlı monografiden, B. İmanğaliyev, A. Sadıkova, A. Öteğaliyeva tarafından savunulan doktora tezlerinden bahsedebiliriz. Onlara Jürgenov hakkında yazılan makaleleri (M. Baydipdayev, A. İgenbayeva, M. Kenjebayev, K. Elamanov, E. Arın, B. Koyşıbayev, B. Mırzabay, T. Dayrabay, Ö. Jenibekov, B. Sersembina, S. Kirabayev, R. Jarılkasınov, S. İsayev, Z. Asabayev vb.) de ekleyebiliriz. Bunlarda Temirbek’in hayatı ve çalışması hakkında bilgiler ve fikirler var. Bu alandaki çalışmaların devam edeceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Jürgenov’a adanan eserlerin arasında onunla ilgili birçok hatıra var. Onu iyi tanıyan yaşlı insanların, hemşerileri ve akrabalarının anıları Temirbek’in gençliğiyle ilgili bilgilerin eksikliğini tamamlamaktadır. Bu bağlamda R. Alşınbayev, A. Sarınov, J. Nurjanov, M. Ebdikulov, S. Noğaykızı, E. Al-mat, A. İşçanov, D. Evbekirov ve J. Bitkenbayev’in yazıları çok değerlidir. Otuzlu yıllarda Temirbek ile birlikte çalışan, onun şefkatini gören S. Kojamkulov, K. Jandarbekov, Ş. Jiyenkulova, K. Bayseiyov, A. Jubanov, E. Brusilovskiy gibi halk sanatçılarının, S. Kukanov, Ğ. Müsitrepov, E. Tejibayev gibi şair ve yazarların anıları, Jürgenov’un yürüttüğü Kazakistan’daki kültür devriminin hüneri ve sırrını, halk komiserinin (o zaman bakan için öyle denirdi) çalışkanlığı ve insanlık özelliklerini anlatır. Bunlara ek olarak Jürgenov’un eşi, kocasıyla birlikte tutuklanarak hayatının çoğunu toplama kampında geçiren Demeş Ermekova’nın anıları emektarın yeteneği ve mizacı, vatanseverliği konusunda birçok bilgi ekler. Jürgenov’un aklanmasından itibaren toplanan eserlerin temelinde Tuğırı Biyik Tulğa “Desteği Büyük Olan Şahsiyet” isimli külliyat derlendi. Seçme eserleri yayımlandı. Arşivlerden alınan kaynaklar araştırılıp yayımlanmaya devam ediyor. Jürgenov hakkında araştırmalar ve makalelerden, hatıralardan, ithaf ölenler1 ve tolğavlardan2 oluşturulan bu külliyat da bunların arasındaki önemli bir çalışma olacak.
Bunların hepsi Jürgenov hakkındaki bilgileri tamamlamaktadır. Büyük insanın, kendi zamanının zeki emektarının yaratıcılık portresinin yapıldığı söylenebilir. Bunları kısaca özetlersek bu gerçeği açık bir şekilde görebiliriz.
Temirbek Karaulı Jürgenov 1898 sonbaharında Aktöbe eyaletinin Irğız ilçesinin (eski adıyla Torğay eyaletinin Irgız ilçesi) Basıkara Kopası “Basıkara Sazlığı” isimli babası Kara’nın yaylasında doğdu. Kara, yazın burada yaylayıp kış gelince Kuvandariya boyundaki (şimdiki Kızı-lorda eyaleti, Karmakşı ilçesi) kışlağına göçtü. Kara kendi zamanının çalışkan, halka önderlik eden bir insanıydı. Çocuğunu da aynı şekilde yetiştirmeye çalışıp Doğu’nun önde gelen alimleri ve şairlerinin geleneklerini takip etti. Sır boyunun tanınmış şairi Turmağambet İztilevov’u öğretti. Turmağambet, Temirbek’e yaklaşık üç dört yıl boyunca Arap, Fars, Çağatay dillerini öğretip Ömer Hayyam, Ali Şir Nevai’nin fikirlerini, Orta Asya’nın özgün kültürünü öğretti. Genç Temirbek’in Özbek, Tacik dillerini mükemmel derecede öğrenmesinin sonucu olarak Tacikistan ve Özbekistan’da sorumlu görevler gerçekleştirirken bunun faydasını gördüğünü Temirbek birçok kez söyledi.
1909’da Perovsk ilçesine bağlı Alamesek yönetimi Rus okuluna giden Temirbek dört yıl boyunca Rus dilini öğrendi. Okulu çok iyi derecede bitirdi. O, Perovsk şehirli yüksek Rus teknik okuluna girip onu da yüksek dereceyle bitirdi. Bundan sonra Temirbek yaklaşık bir yıl Ufa’daki arazi ölçümü teknik okulunda okudu. Bu sırada Ufa’da veba baş gösterince yoldaşları ölen Temirbek, öğrenimini bırakıp ülkesine döndü. Bu, okullarda iyi bir eğitim alan Temirbek’in kabiliyetli bir vatandaş hâline geldiğini gösterir. Aynı zamanda Kazakistan’da yayılmaya başlayan devrimci fikirleri destekleyen Alibiy Jangeldin ile tanıştı. Irğız ile Torğay’da, daha sonra Orenborg’da Sovyetler Kongresi’nin düzenlenmesinde yer aldı. Irğız’da Devrimci Komitesi başkanı olarak seçildi. Daha sonra Orenburg’a taşınıp Bölge Konseyi’nin organizasyon bürosunun sekreteri olarak çalıştı. Orenburg İşçi Fakültesi’ne gitti. Orenburg’da yayımlanmaya başlayan “Qazaq Muñı” isimli gazetenin editörü Nazir Törekulov ile tanıştı, sonra yazı işleri müdürlüğünün sorumlu sekreteri olarak görev aldı. Nazir Temirbek’in azimli, ilkeli oluşunu takdir etti. Bu yıllarda yazar, gazeteci, hicivci olarak öne çıktı. “Uşqın” gazetesinde yayımlanan Perevodçiktiñ Qıyyalı “Çevirmenin Hayali” adlı hiciv şiiri, Seken Seyfullin’in dikkatini çekti. O, “Temirbek’in hicvi, Sovyet yetkililerini aldatarak memnun etmeye çalışan çevirmenleri yerden yere vurdu.” diyerek Serke Kojamkulov’a hicivli şiiri sahneleme talimatı verdi. Serke, bunu uzun yıllar sahnede okudu.
1922 yılında Temirbek, Orenburg İşçi Fakültesi’ni bitirdi. 1923 yılında Taşkent’teki Orta Asya Devlet Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesi’ne girdi. O, öğrenciliğinden beri sorumlu görevler yerine getirdi. Okurken Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin Türkistan Cumhuriyeti’ndeki daimî ve tam yetkili temsilcisi olarak çalıştı. Türkistan Cumhuriyeti 1924 yılında dağıldığında ulusal cumhuriyetlerin oluşumunda yer aldı. Son sınıftayken 1926 yılında yeni açılan Taşkent’teki Kazak Pedagoji Enstitüsü’ne müdür (rektör) olarak atandı. Onların hepsinde Temirbek yaratıcılık faaliyeti, okuryazarlığı, becerikliliği ile öne çıktı. Onun işini gayretle yapması, merakı, rehberlik kabiliyeti ile Merkez Parti Komitesi’nin Orta Asya Bürosu yöneticiliğine kabul edildi. Onlar Jürgenov’u, Türkistan Cumhuriyeti dağılınca yeni kurulan Tacik devletinin Maliye Halk Komiseri (Bakanı) olarak atadılar. Üniversiteyi hukuk derecesi ile bitiren Temirbek “SSCB ve Kazakistan’ın Yönetme ve Ekonomik İmar Sorunları” adlı diploma çalışmasını savundu. Bu çalışmayla Türkistan’ın yerine kurulan yeni cumhuriyetlerin (Özbek, Kırgız, Tacik) sınırlarının çizilmesi hakkında sağlam önerilerde bulundu. Bu ülkelerin tarihî, siyasi ve coğrafi durumu, orada yaşayan insanların milli karakteri hakkında bilgi verdi. Yedisu, Sırderya eyaletlerinin Kazakistan’a katılması problemlerini temellendirdi. Orta Asya Devlet Üniversitesi’nden iyi dereceyle mezun olan Temirbek, bu üniversitede öğretmenlik yapmak için kaldı.
1929 yılında Temirbek Jürgenov’u Tacikistan’a öncelikle cumhuriyetin istatistik departmanı başkanlığına, ardından Tacikistan ülkesinin Maliye Komiserliği görevine atandı. Yaklaşık bir yıl görev yapan Temirbek, Özbekistan Halk Eğitim Komiseri (Bakanı) olarak çalışmak üzere Taşkent’e gönderildi. Birkaç yıl içerisinde (1930-1933) o, Özbekistan’da eğitimi düzenlemek, ekonomiyi güçlendirmek, kültür devrimini uygulamak için öncü oldu, yeni okullar açtı, ders kitaplarının yayınlanmasına yardımcı oldu. Özbek vatandaşlarını Rusya’nın büyük okullarına yönlendirdi. Özbekistan liderleri A. İkramov ve F. Hodjayev onun becerikliliğini takdir edip ellerinden gelen yardımı yaptılar. 1933 yılında Kazakistan’ın daveti üzerine Temirbek’in ayrılmaya karar verdiğini işiten Özbekistan hükümeti lideri F. Hodjayev:
– Niye gidiyor? Biz ona elimizden gelen her şeyi verdik, dedi.
Böylece, Kazakistan’a gelince Temirbek derin bilgi aldı ve büyük bir deneyim kazandı. Çalışkanlığını gösterdi. Rektörlük, halk komiserliği görevini yerine getirip yaptığı işi açık bir şekilde yürüttü. Her alanın sorunları ve bunları çözmenin yolları hakkında birçok makale yayımladı. Halkın tavsiyelerini dinlemekten çekinmedi. Kendi fikirlerini açıkça ifade edip uygulamaya koydu. Yükseköğretimi geliştirme ve halkı eğitme meselelerine değinen birçok makalesi bu şekilde kaleme alındı. Onların çoğu Jürgenov eserlerinde yayımlandı.
Jürgenov’un bu alandaki birçok eseri, beceriklilik kabiliyeti Kazakistan’da devam etti. Burada sadece dört yıl (1933-1937) görev yaptı. Halk Eğitim Komiserliği’ne ek olarak hükümetin kültür ve sanat işini yöneten komiteye başkanlık etti. Onun kısa süre içerisinde yönettiği alanlarda devrim yaptığını söylemek yanlış olmaz.
İlk kez L. İ. Mirzoyan’ın (Kazakistan Sovyet Sosyalist Özerk Cumhuriyeti Komünist Partisi birinci sekreteri) resepsiyonu sırasında Temirbek, Kazakistan liderine üç şart koştu.
– Ben zengin bir adamın oğluyum. Babamın mal varlığına el konulup sürüldü. Ancak ben hükümet yanında yer alıp yeni eğitim sisteminde eğitim aldım. Ben zengin çocuğuyum diye takibat yapılmasın. İkinci olarak, yerel liderlere sözümün geçmesi için beni Bölge Parti Komitesi’nin bürosuna üye olarak seçin. Üçüncü olarak benim yönettiğim alanı paraya muhtaç etmeyin ve o parayı tek başıma harcama yetkisi verin, dedi.
L. İ. Mirzoyan onunla tamamen anlaşıp iki benzer sistemi ona güvenerek teslim etti.
Jürgenov göreve geldiğinde Kazakistan’daki eğitim sistemindeki değişiklikler çok önemsizdi. Cumhuriyetin eski başkanı F. Goloşçekin Kazak halkını vahşi, cahil bir halk olarak gördü, onlara tamamen kayıtsız kaldı. Kazaklar için okuma yazma okulu düzenlemenin yeterli olacağına inanıyordu. Birlikteki genel eğitimin ilkokul düzeyinde yürütülmesi talimatına bakmadan Goloşçekin okullardaki eğitimin 1-2 sınıfla sınırlandırılması talimatını verdi. Okullara tahsis edilen özel evler inşa edilmedi. Bu durumda çalışmaya başlayan Jürgenov, her şeye yeniden başlamak zorunda kaldı. Cahilliği yok etmeyi, toplu ilköğretim okulları açma çalışmaları ciddi bir şekilde başladı. Öğretmenler yetişmemiş olduğundan, eyalet merkezlerinde altı aylık öğretmen yetiştirme kursları açtırdı. Kitaplar, ders kitaplarının basım işi ele alındı ve süratle gerçekleştirildi. 1935 yılında ülkede 6587 (bunun içerisinde 3751 Kazak okulu) ilköğretim, 573 ortaöğretim, 169 orta okul vardı. Orada 640.000 çocuk okudu. 1937 yılında, Jürgenov’un kariyerinin son yılında öğrenci sayısı bir milyona ulaştı. Okul inşaatı arttı. Ülke hesabından yaklaşık üç bin, kolhozların parasıyla yaklaşık bin okul inşa edildi. Sadece Almatı’da 18 okul açıldı. Jürgenov bizzat okul inşaatının başındaydı. Hatıraların birinde söylendiğine göre Seken Seyfullin sabah yürüyüşe çıktığında sürekli inşaatın başında Temirbek’i görünce işin tüm hızıyla devam etmesinden dolayı mutlu olmuş. O, Temirbek’i “İşçi Halk Komiseri” olarak adlandırdı. Ve onun gibi halk komiserlerinin de böyle çalışmamalarını eleştirdi.
Sabit Mukanov: “Ben Kazakistan Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana eğitimden sorumlu olan insanların hepsini de tanıyorum. Jürgenov’un bunların en güçlülerinden biri olduğunu söylersem emeğine layık bir değer olur.” diye yazmış.
Jürgenov’un eğitim alanındaki çalışmaları, 1935 yılında yaptığı Kültür Görevlileri Kongresi’ndeki konuşmasında ve diğer makalelerinde kapsamlı bir şekilde analiz edilmiştir. Bu kongrede konuşma yapan L. İ. Mirzoyan da onun çalışmalarını övdü.
Jürgenov Kazakistan’da yükseköğretim sisteminin yayılmasına da büyük önem verdi. Daha önce açılmış olan Abay Pedagoji, Tarım ve Tıp Enstitülerini geliştirip temel ihtiyaçlarını güçlendirdi. 1934 yılında Kazak Devlet Üniversitesi (şimdiki El-Farabi Üniversitesi) ile Kazak Maden ve Metalürji Enstitüsü açıldı. Sekiz eyalet merkezinde (Almatı, Oral, Aktöbe, Karağandı, Petropavl, Semey, Çim-kent, Kızılorda) iki yıllık öğretmen enstitüleri düzenlendi. Kültür, endüstri ve tarım için ihtiyaç duyulan gençleri yetiştiren 50 teknik okul (kolej) açıldı.
O yıllarda Öncü Öğretmenler Kongresi, Kazakistan yazarlarının ilk kongresi, Kazak sanatçıları ve halk şairlerinin ilk toplantıları yapıldı. Jambıl önderliğindeki halk şairlerinin eserleri ülkede yaygın olarak tanınıp ülkedeki önde gelen sanatçılardan bazıları Almatı’daki sanat merkezlerinde istihdam edilmektedir. Ğabdolla Kurmanğaliyev Müzikal Drama Tiyatrosu’na geldi. Şarkıcı Dina Nurpeyisova ile ressam E. Kasteyev Almatı’ya getirildi. Turmağambet İztilevov’a Almatı’da “Şahname”yi tercüme ettirdi. Ahmet Jubanov’un yönetiminde yeni kurulan halk çalgıları orkestrası, iyi dombra ve kobız çalgıcıları ile (K. Jantilevov, K. Medetov, L. Muhitov, J. Kalambayev vb.) doldu.
Müzikal Drama Tiyatrosu, 1926 yılından beri faaliyet gösteren Drama Tiyatrosu’ndan ayrıldı. Kurmanbek Jandarbekov, Kanabek Bayseitov, Şara Jiyenkulova ve Kulaş Bayseyitova, Manarbek Erjanov gibi yetenekler yeni tiyatroya transfer edildi, tiyatronun repertuarını hazırlama ve diğer organizasyon işlerini Jürgenov bizzat kendisi yürüttü. Bir zamanlar sürgünle Kırgızistan’a geçen Jumat Şanin’i geri döndürüp tiyatronun sanat yönetmeni yaptı. “Ayman-Şolpan”, “Şuğa”, “Kız Jibek”, “Jalbır” gibi temsillerin yazarlarını bulup onlarla çalıştı. Bunların hepsi de Jürgenov’un doğrudan katkısıyla oldu.
Edebiyat, sanat, kültür meselelerinde Jürgenov’un neredeyse yapamayacağı hiçbir iş yok denebilir. Ahmet Jubanov’un hatırasında ilginç bir olay var. O yeni kurulan orkestra ile okuma yazma çalışmalarını yürüttü. O, sırası ve masası olmayan, zemini balçıkla kaplanmış bir evde, sobayı tahta gibi kullanarak ders anlatırken Jürgenov içeri girdi. Sırasız, tahtasız, kalemsiz yapılan ders karşısında şaşırıp:
– Onlar nerede? Eğer yoksa neden bana söylemedin, diye kırıldı.
Ahmet omzunu silkip:
– Sizin işiniz çok, keyfinizi kaçırmaktan çekindim, dedi.
O zaman Jürgenov:
– Ey Ahmet, biliyor musun? Sen tarihe Kazak halkının yeni çağa uygun milli çalgılar orkestrasının ilk organizatörü olarak geçeceksin. Ben bugün halk komiseriyim, yarın halk komiseri değilim. Ben senin orkestrandan büyük müyüm? Şu andan itibaren karşına çıkan problemlerde bana doğrudan gel. Kapım açık, dedi.
– Jürgenov bu şekilde çalıştı. Temirbek ile konuştuğunda Alatav’dan ayrılıp Karatav’a geri dönmüş gibi gayretle geri döndük, dedi Ahmet.
1936 yılında Moskova’da Kazak edebiyatı ve sanatının ilk on günlük etkinliği gerçekleşti. Onun organize edilmesi ve yürütülmesi tamamıyla Jürgenov’un sorumluluğuna verildi. On günlük etkinliğinin nasıl geçeceği, o zaman Kazak sanatının görkeminin nasıl ortaya çıktığı birçok kaynak ve hatıratta yazıldı, anlatıldı. On günlük etkinliğin sonunda Temirbek de diğer edebiyat ile sanat şahsiyetleriyle birlikte Eñbek Qızıl Tuw madalyası alarak geri döndü. Kazak sanatçılarının sanatını görmeye Stalin başta olmak üzere siyasi büro başkanlarının tamamının gelip memnuniyetlerini ifade etmeleri onları cesaretlendirdi, yeni işler yapmak için teşvik etti. On günlük etkinliği sonrası 1937 yılının başında Müzikal Drama Tiyatrosu, Opera ve Bale Tiyatrosu olarak yeniden düzenlendi. Opera Tiyatrosu’na yeni bina inşa etme fikrini ortaya atan Jürgenov, Kırım’a yaptığı tatil gezisinde Odessa’nın opera tiyatrosunu ziyaret edip oranın imar planını alıp getirdi. Tiyatro binasının yerini de kendisi seçti. Ancak tiyatronun hazırladığı gösterileri ve tiyatronun inşa edildiğini görmek ona nasip olmadı. Kendi hazırladığı “Er Tarğın” operası onun katılımı olmadan sahnelendi. Jürgenov opera tiyatrosunun turnesi Leningrad’ta yapıldı ve bu yıl için planlandı, turne de onsuz yapıldı. Ancak Kazak operasının başarısını Leningrad halkı hayranlıkla alkışladı. Kazak operası hakkında ünlü Rus yazar A. Tolstoy, akademisyen B. Asafev makaleler yazdı.
Kazak eğitim sisteminin ve sanatının bugünkü başarılarında Jürgenov’un temellerini attığı çalışmaların olduğu şüphesiz. Çok yetenekli, gayretli, iradeli ve etkili bir lider oldu. Kazak halkının yavaş hareket eden pasif yaşamını yeniden canlandırdı, ilerlemesini sağladı. İmkânsızı gerçekleştirdi, durağan hayatı birden hareketlendirmeyi başardı. Bütün bunlar bu kitaptaki hatıralarda ve makalelerde açıklanmaktadır.
L. Leonov isimli ünlü Rus yazar, otuzlu yılları hatırlatarak:
– O, zor işlerin yapıldığı, insanların çaba sarf ettiği, yanardağın patladığı bir devirdi, demişti.
Kazak edebiyatı ve sanatı da eğitim çalışmaları da aynı zamanda Kazakistan’da gelişti, ışık saçtı. Bugün güçlü Temirbek’in onlar üzerindeki katkısını hayranlıkla anıyoruz. O, tahkikat sırasında da kendisinin düşman olmadığını söylemişti. Gerçeklik üstün geldi ve aklandı (1957). O yıllardaki şiddet siyasetinin felaketi, onun soyundan gelenlerin yok edilmesini engellemedi. Karısı Dameş “Akmola’daki Vatan Hainlerinin Karıları Kampı’nda” (Cezayir) 8 yıl kaldı. O, ünlü Alaş şahsiyeti, Kazakların ilk matematikçisi, Profesör Alimhan Ermekov’un ağabeyi Amirhan’ın kızıydı. Alimhan’ın ismi Kazak halkı tarafından yaygın olarak bilinmekteydi. O, 1920 yılında Kazakistan özerklik kazandığında cumhuriyetin sınırlarını belirlemek için Lenin ile yürütülen müzakerelere katıldı, o zaman Lenin’in zeki, hitabeti güçlü, becerikli ve ikna edici konuşan Alimhan’ın sözünü dinleyerek istenilen toprakların hepsini terk etmeyi kabul ettiği de iyi bilinmektedir. Alimhan’ın başarısı sırasında yanında olan A. Baytursunov ve haberi dışarıda bekleyen E. Bökeyhanov çok memnun oldu. E. Bökeyhanov’un “Lenin de cesurmuş, bizim Alimhan ile konuşabilmiş.” dediğine dair bir efsane bile var. Alimhan 1937 yılında tutuklandı, 20 yıl orada kaldı ve Karaganda’da vefat etti. Dameş de yakınlarının sabırlılığını ve insanlığını kendi bünyesinde barındıran, cesur bir şahsiyetti. Sonra biz onu gördük, birçok hikâyesini de dinledik.
Temirbek hakkında anılar yine anlatılacak, makaleler ve çalışmalar yayınlanacak, hepsi zamanın hakimiyetinde. Bugün biz Kazakların büyük şahsiyeti hakkında şimdilik elimizde olan hikâyeler için minnettarız. Temirbek’in eserlerinin, onun hakkındaki çalışmaların vatanını seven, halkı için hizmet etmek isteyen onurlu her Kazak genci tarafından okunması, bilinmesi gerektiğini düşünüyorum. Onun önüne engel çıkarmayan, üst düzey görev yaptığı Özbekistan’dan gidip halkına dönmesi, eşine “Damet, memleketimize gidiyoruz, kendi ülkemizin kültürüne bir damla da olsa katkıda bulunmamız daha doğrudur.” sözü, Damet’in “Doğduğumuz topraklara olan özlemden kalbim kederle doldu.” demesi iki gencin büyük vatanseverlik duygusunun bir tezahürü değil mi? Eserleri, yazdığı makaleleri ve söylediği sözleri vatanseverliğin açık birer örneği durumundadır. (A. Jubanov ile E. Brusilovskiy’nin anılarındaki Orlov ile aynı fikirde olmayışlarını hatırlayın.) Hiç kimseye, hiçbir şeye hayran olmayan, kendi alanında güçlü Kazak büyükleri (Saken, Sabit, Gabit, Abdilda) de Temirbek’in çalışmasına hayran kaldı. Aşırı şaşkınlık ve hayranlıkla hatırlandığı zaman bile insan konuşamaz hâle geliyor. Kazak tiyatrosunun ve sanatının büyük şahsiyetleri kendilerini Jürgenov’un öğrencisi olarak gördüler. Hem Kazakların ünlü evladı İliyas Omarov’un hem de onlardan yaşça küçük Özbekali Janibekov’un Kültür Bakanı olarak görev yaptıkları sırada Temirbek’i sürekli yad ettiklerini gördük. Onların Jürgenov’un portresini odalarına astıklarını da hatırlıyoruz.
Temirbek gibi büyük bir şahsiyetin unutulmaması kadar onun ruhuyla Kazakların bugünkü bağımsızlığını koruması mutluluk vericidir.
Almas Almatov ve Bekarıstan Mırzabayev tarafından hazırlanan “Temirbek Jürgenov” adlı kitaptan alınmıştır. (2014)