banner banner banner
Lâ Havle – Lütfî Divânı
Lâ Havle – Lütfî Divânı
Оценить:
 Рейтинг: 0

Lâ Havle – Lütfî Divânı

Devrilir durur, devrilir döner devrânımız
Daha dün dostlarla dopdoluydu dergâhımız
Dize geldi dağları deviren dermânımız
Duruldu derelerimiz, duyulmaz dualarımız

BAŞAKLAR VE ÇOCUKLAR[21 - “Divan” 1980. 12 Eylül’e az bir yıldan az bir zaman var. “Divan” dergisini çıkarıyoruz. Ziraat fakültesini bitireceğiz. Şehirde mücadele veriyoruz. Ama bir de köy var. Köy çocukları…]

Sarı sarı başaklar
Bir atlas oluvermiş önümde
Gözün görebildiği kadar
Emeğin şarkısını söylüyorlar
Salınıyorlar önünde rüzgârın

Bir çocuk görüyorum
Sırtı kaşınıyor saman parçalarından
Savrulan tozlar gözlerini yakıyor
Çelişkisi sergileniyor hayatın harman yerinde
Harman yerinde oyun oynuyor çocuk
Oyuncakları sahicikten, sahici oyuncaklar
Öküz, döven ve yakan güneş
Kalaylı testi
Suyu ılımış

Çocuklar bilirim harman yerlerinde
Elleri “pamuk gibi” olmayan
Oyun oynar gibi çalışan
On iki saat çalışan
Çocuklar bilirim kara kara çatlak çatlak elleri

MÜNZEVİ[22 - Sayfa 68’de “Pürtelaş” var. Her ikisi bir araya gelince Münzevi-Pürtelaş oluyor. Münzevi ve Pürtelaş; âdeta karakterim oluyorlar çoklukla… Münzevi-Pürtelaş Esra Yayınları arasından çıkan şiir kitabımın da adı.]

Sevmek yolu bir çıkmaz sokağa varır işte
İşte böyle bir kalakalmazlık içinde

Çözülür tuğlaları bir eski yapının
İçi boş gösterişli sıvalar içinde

Çok çehreli bir güzel peşinde tüketir sevgili
Bir âşık binbir kararsızlıklar içinde

Münzevî bir şiiri didikleyip durur
Bir şair unutulmuş haksızlıklar içinde

GÜN BATIMI

Yine bir gün batımında
Yenidir her dem hüzngâh
İlk aşk günah rıhtımında
Çıkagelir gâh ü nâ-gâh

O gelir ve ben giderim
Su yoksulu mavnalarda
Hüznümü ifsah ederim
Kırık dökük aynalarda

İKİNDİ SONLARI

Küskün ikindi sonları
Artık gün bir nostalji gibi uzar
Hem geceye bir koşu hem bir kaçıştır
Sevdâyı yıldızlara bölüp göğe saçarız
Sayısınca yalnızlığımızın

Küskün ikindi sonları
Esintiler gibi dökülür pişmanlıklar
Yaza veda eden yapraklardan
Ve ağaçlara çizilen oklardan
Delik deşik bir kalp resmidir kalan
Etrafında ezik, kaçamak öpüşler

Yağmur ha yağdı ha yağacak
Sevmek bakır sinide bir tulum peyniri
Bir bir enseme vuracak damlacıkları
Sırra kadem aşkların
Ikide bir kopup duran bir film
Karışmış renkleri ve titrek görüntüsüyle
Ninni arasında uyanışlar, gülüşler

Dile gelmeyen sevdâların abandığı titrek kalp
Şimdi hangi mısra ile avunacaktır ki
Tamamlanmamış şiirler öyle kalmalı değil mi

Ve çiziktirilen son kelimeler
Bulut olup dağılmalı
Savrulmalı çiçek tozları gibi
Yanaktaki gözyaşı gibi
İlk sevgilinin unutulmayan ismindeki
Heceler gibi

Ah uçup gitti her şey her eskiyen gün gibi
Küskün ikindi sonlarında bir şey ararım
Avcumda sanki kül olmuş bir yaprak tutarım
Hem toz olup uçmasından korkarım
Hem rüzgâr beklerim dağıtsın hüznümü diye

Ben niye ağlarım
Küskün ikindi sonlarında
Ben niye

ORADA HER ŞEY ÖZÜYLE