BEN, ŞEHİR VE ÖLÜM ÖTESİ[38 - Depremin olduğu gece -yazlıkta- depremden birkaç saat önce yazıldı.]
Gece bir derin çukur çekiverdi kendine
Şehrin iniltisini duyunca penceremden
Ki görüp de ürperdim o ruh güzergâhımı
Bu duvar diplerinde yatan kimin bedeni
Her seste kulağını kapıya dayayan kim
Duyduğu her solukta içi dağlanan adam
Yorgun düşüp yastığa koyunca başlarını
Bilmez hangi baştandır o çekilmez ağrılar
Her bir ayak sesinde gelen hangi sevgili
Hangi sevdadır açan açılmaz kilitleri
Kırılsın demirden kapı, yırtılsın o tül perde
Islak dudaklar örtsün kapanan gözlerini
Soyup ruhunu şehrin o şuh memelerinden
İlmik ilmik çekilen bir desenin renkleri
Kaldırım taşlarından fazla insan taşıdım
Günahını dünyanın yalnız bendim işleyen
Yalnız bendim omzunda taşıyan günâhları
Temaşa eyleyerek şehri öyle yukardan
Başkalarının kanı, başka hayatlar vardı
Her birinde ben vardım, kendi başlarım vardı
VAKTERİŞİNCE
Melek yüzlü, çalışkan yönetmenim Satılmış’a…
Fotoğrafın geldi altında tarih
Ölümün sarih değil doğumun sarih
Bir bakışın var ki ölmeye karih
Hakiki şehitsin yoktur tereddüt
Bil ki değil şehitler mütereddit
Melekler daima yoldaştı sana
Her bir yeni çekim bir aştı sana
Şehitlik ne de çok yaraştı sana
Toprağın bin yıllık kucağındasın
Efendi milletin sancağındasın
Satılmışım ben davaya satılmış
Yurda rehber bir kervana katılmış
İştiyakla istikbale atılmış
Çiftçinin köylünün gözü kulağı
Sarsın ülkemi hep yayımın ağı
Medya teröründe oyalanmadım
Paradan makamdan tasalanmadım
Hizmet ettim hizmetime kanmadım
Çekeceğim daha birçok hasat var
Şimdi artık kollarımda kanat var
Gel Serdar’ım şimdi senle varalım
Bey çıkartıp marabayı atalım
Ruhu ruha şiirlerle karalım
Ölüm asude bir bahar ülkesi
Kanat çırpıp helâlleşmek ilkesi
Celladın âfet-i cânındır Gökmen
Merâmın Mansur-ı dârındır Gökmen
Âhın nâme-i hezârındır Gökmen
Yârdan kahr ile nazar düştü ya Hû
Bahtımıza intizar düştü ya Hû
Söz yarım, haydi dûa-yı seyyide
Göz yarım, haydi senâ-yı seyyide
Köz yarım, haydi fenâ-yı seyyide
Sözle bağrını göz Hây deyû açtı
Közde nâr oldu dil, Hû deyû uçtu
Başkanım gelmedin mezarıma bak
Ki sensiz geçtiğim bu kaçıncı tak
Artık kalemi de kâğıdı da yak
Kâğıtlar, kalemler, manalar döndü
Mevsimler, sevdalar, davalar döndü
Satılmış’ım, yakarmamı duyarsan
Oradan buraya bir mim koyarsan
Sıbgatullah ile ufuk boyarsan
Biz de hazırlanıp gül bahçesine
Atılıp atılıp girercesine
Ama felek bizi bize bırakmaz
Mecnun sular Leyla’sına ulaşmaz
Mes’uliyet mesulleri hiç yakmaz
Şehsuvar ruhunla sabahı etti