banner banner banner
Ertuğrul Bey’den Sultan Vahdettin’e Tarihin En Kudretli Hanedanı Üç Kıtanın Efendileri Osmanlılar
Ertuğrul Bey’den Sultan Vahdettin’e Tarihin En Kudretli Hanedanı Üç Kıtanın Efendileri Osmanlılar
Оценить:
 Рейтинг: 0

Ertuğrul Bey’den Sultan Vahdettin’e Tarihin En Kudretli Hanedanı Üç Kıtanın Efendileri Osmanlılar


Timur’un Ayrılışı Birleşmeyi Hızlandırdı

Ankara Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun yeniden beyliklere bölünmesiyle birlikte, Bursa da beyliklerin ele geçirmek istedikleri şehir olarak öne çıktı. Candaroğulları, Karamanlılar, Germiyan, Saruhan ve Aydın beyleri, Osmanlı şehzadelerinin başşehir kabul ettiği Bursa’yı elde etme mücadelesine giriştiler. Beylikler, Moğol istilası sonrasındaki statüye dönmek istiyorlardı. Ancak Timur’un ayrılışıyla beyliklerin planları suya düştü. Çin seferine çıkmak üzere Timur’un Anadolu’dan ayrılmasıyla birlikte beylikler de Osmanlı karşısında güçsüzlüklerini fark ettiler. Hatta bazıları varlığını devam ettirmek için Bursa’yı hangi şehzade ele geçirdiyse onun egemenliğine girmeyi kabul etti.

Ankara Savaşı’ndan sonra, Balkanlar’da haraç ödeyen bağlı devletler de bağımsızlıklarını elde etmişlerdi. Bu devletler, şehzadeler arasındaki iktidar mücadelesini kendi lehlerine kullanmaya çalışarak bir şehzadeyi diğerine karşı destekliyorlardı. Osmanlı şehzadeleri arasındaki iktidar mücadelesini de Eflak Voyvodası Mircea ve Bizans İmparatoru II. Manuel’in politik manevraları uzatıyordu.

1413 Yeniden Birleşme Yılı Oldu

Şehzade Musa, kaybedilen toprakları geri almak için uç beyleriyle mücadeleyi sürdürürken diğer şehzadeler Süleyman ve Mehmet, Hristiyan hükümdarlarla ilişkilerini bazen uzlaşarak, bazen taviz vererek devam ettirmeyi tercih ettiler. Bu süreçte merkezî rol oynayan devlet Bizans Devleti oldu. Bizans Devleti, 1403 yılında Süleyman Çelebi ile yaptığı antlaşma doğrultusunda, Bursa’daki Mehmet üzerine yürümeye karar verdiğinde küçük kardeşi Kasım ve kız kardeşi Fatma’yı imparatora rehine olarak bırakmıştı. Daha sonra yatıştırma politikasının bir parçası olarak Süleyman, oğlu Orhan’ı imparator II. Manuel’e rehin olarak gönderdi. İmparator da önce Musa’ya karşı ve o 1413 yılında bertaraf edildiğinde Mehmet’e karşı, Süleyman’ın meşru halefi olarak Osmanlı tahtını talep eden Orhan’ı kullanmayı denedi. Musa’nın sert mizacına karşılık, Mehmet, uzlaştırıcı ve yatıştırıcı tavrıyla, Bizans imparatoruna karşı başarı kazanmayı bildi.

Osmanlı Devleti, 1413 yılında Edirne’de yeniden doğdu. Kardeşleriyle mücadeleyi kazanan Mehmet, Edirne’de tahtın tek sahibi olarak hükümdarlık hırkasını yeniden giydi. Bunun üzerine Bizans, Sırbistan, Eflak, Mora Despotluğu, Atina Prensliği dâhil, I. Mehmet’in tahta çıkış törenine elçilerini gönderdiler.

I. Mehmet, Balkanlar’da devletin bütünlüğünü tesis ettikten sonra, 1415 yılına kadar Anadolu hâkimiyetini yeniden tesis etmeye çalıştı. Musa’yı bırakarak İzmir’e dönen ve orada beyliğini yeniden canlandıran Cüneyd’i 1414 yılında yenen I. Mehmet, sonunda bütün Batı Anadolu’yu ele geçirdi. Aydın’ı işgal etti ve bir Osmanlı sancağı hâline getirdi. Aydınoğulları’na karşı, Germiyanoğulları, Menteşe-oğulları, Sakız Adası’ndaki Cenevizliler, Midilli Adası hâkimi, Foça, Rodos Şövalyeleri Osmanlı Devleti’ni desteklediler. Bu mücadele sırasında Mehmet, şövalyelerin İzmir’de tekrar inşa ettiği kaleyi yıktı. Menteşeoğulları da Osmanlı Devleti’nin egemenliğini kabul etti.

Karamanoğlu Beyliği Yeniden Fethedildi

I Mehmet, Edirne’de hüküm süren kardeşi Musa’ya karşı sefere çıktığında kendi boşluğundan yararlanan Karamanoğlu Beyliği’nin bir ay süreyle Bursa’yı işgal etmesi nedeniyle, Anadolu’ya döndükten sonra, Karamanlılar’ın koruyucusu kabul edilen Memlûk sultanına, Şubat 1415’te pahalı hediyelerle bir elçi gönderdi. Ardından Karaman’a sefer düzenledi ve Mart 1415’te Karamanoğulları’nı yendikten sonra Konya’yı işgal etti. Karamanoğlu barış istedi. Bunun üzerine, Isparta ve çevresi yeniden Osmanlı toprağı oldu.

Bizans Haçlı Seferi Çağrısı Yaptı

Osmanlı Devleti’nin yeniden Rumeli ve Anadolu’nun birliğini tesis etmesi, Bizans Devleti’nin telaşlandırdı. Bizans imparatoru, papa ve Venedik ile birlikte Osmanlılar’a karşı haçlı seferi çağrısında bulunmak için diplomatik faaliyete başladı. I. Mehmet’in Aydınoğulları Beyliği’ni egemenliği altına aldığı 1414 yılında, Nakşa Adası’nın Venedikli dükü, bağlılıklarını yenileyen Ege’deki diğer Latin emirlere katılmamıştı. Bunun üzerine I. Mehmet, Çalı Bey komutasında 112 gemilik Gelibolu donanmasını 1415 yılında Kiklat Adalarına yolladı. Venedik bu saldırıya saldırı ile karşılık vermeye karar verdi. Pietro Loredano kumandasındaki Venedik donanması beklenmedik bir saldırı yaparak, 28 Mayıs 1416’da Gelibolu’daki Osmanlı donanmasını tahrip etti.

Mustafa Yeni Cephe Açtı

1402 yılında Timur’un eline esir düşen I. Mehmet’in kardeşi Mustafa, Ocak 1415’te Timurlu Şahruh tarafından serbest bırakıldı. Şehzade Mustafa, önce Trabzon’a ulaştı. Orada, abilerine karşı iktidar mücadelesinde desteklerini istemek için elçilerini Venedikliler ve Bizans imparatoruna gönderdi. Mustafa, aynı dönemde önce Konya’ya, oradan Kastamonu’ya, daha sonra da deniz yoluyla Eflak’a geçti. I. Mehmet tarafından Niğbolu beyliğiyle uzaklaştırılan Cüneyt Bey de Mustafa’yı destekledi.

Mustafa’nın iktidardan pay istemesi, Anadolu ve Rumeli’deki dengeleri altüst etti. Mustafa, askerî olarak Mircea tarafından desteklenmesine rağmen, uç beylerini yanına çekmeyi başaramadı. Bunun üzerine, İstanbul’a dönmeye mecbur kaldı. Bizans imparatoru da 1416 yılında onu, Cüneyt ile birlikte Makedonya’ya gönderdi.

Mustafa, Niğbolu Kalesi’nin eski beyi Cüneyt ile birlikte Makedonya’da Serez’i ele geçirdi ve elde ettiği başarıyla Osmanlı uç beylerinin desteğini kazanmayı ümit etti. Ancak bunda başarısız oldular. I. Mehmet de onları yine Selanik’e ilticaya zorladı. Bu arada, Bizans’ın kardeşini kendisine karşı desteklemesini düşmanca tutum kabul ederek Bizans’a savaş ilan etti. Sonunda imparator, I. Mehmet yaşadığı sürece Mustafa ve Cüneyt’i hapiste tutma konusunda anlaştı. Karşılığında da Osmanlı Devleti’ni yıllık 10 bin duka altın haraca bağladı.

Şeyh Bedrettin Ayaklanması da Aynı Dönemde Oldu

I. Mehmet’in devletin birliğini tesis etmeye çalıştığı dönemde, toplumsal birliği tehdit eden büyük ayaklanma Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinde çıktı. Önemli bir din bilgini olan Şeyh Bedrettin tarafından 1416 yılının yaz aylarında başlatılan ayaklanmadan yararlanan Eflak Voyvodası Mircea, Deliorman’ı işgal ettikten sonra Silistre’ye saldırdı. I. Mehmet, Şeyh Bedrettin’i Zağra’da yakaladı ve Serez’de idam ettirdi.

Şeyh Bedrettin’in Rumeli’de ayaklandığı aylarda, Anadolu beyleri de ayaklanma girişiminde bulundu. Bunun üzerine I. Mehmet önce Şeyh Bedrettin’in Eflak’e geçmesine yardımcı olan İsfendiyar Bey’e karşı 1417 yılının başında bir sefer düzenledi. İsfendiyar Bey aynı yıl I. Mehmet’e bağlılığını bildirerek savaştan kurtuldu.

Macar Kralı Balkanlar’ı İşgal Etmek İstiyordu

Macar Kralı Sigismund, Eflak Voyvodası Mircea’nın da desteğini alarak, Osmanlı Devleti’ndeki yönetim boşluğundan ve istikrarsızlıktan yararlanmak istiyordu. I. Mehmet, Timurlu Şahruh’un da desteğini alan Sigismund’un planını boşa çıkarmak için 1419 yılında Eflak’e bir sefer düzenledi. Sigismund’un planlarını, Timurlu Şahruh da destekliyordu. I. Mehmet’in Anadolu’daki vasalları Karamanlı ve Candaroğulları beyleri de bu sefere oğullarının komutasında destek birlikleri gönderdiler. Seferden önce, üs olarak kullanmak üzere Rusçuk Kalesi’ni inşa ettiren I. Mehmet, ardından “Macaristan vilayetine varıp Severin Kalesi’ni” aldı. Bu sefer sırasında Eflak Voyvodası Mircea teslim oldu ve üç oğlunu sultana rehin olarak gönderip haraç ödemeyi kabul etti.

Timurlular Yine Büyük Tehdide Dönüştü

Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli’de yeniden toparlandığı dönemde, Azerbaycan ve İran’ın batı bölgesinde Karakoyunlu Devleti’nin doğuşuna tanık olundu. Timur’un Anadolu’yu terk ettikten sonra Osmanlı Devleti’nin birliğini yeniden tesis etmesini kendisi için tehdit olarak yorumlayan Timurlular Devleti’nin hükümdarı Şahruh, doğudaki hâkimiyetini tesis ettikten sonra yeniden batıya yöneldi. 1402 yılında esir alınan I. Mehmet’in kardeşi şehzade Mustafa’yı serbest bırakmalarının nedeni de Osmanlı içinde iktidar kavgası başlatmaktı. I. Mehmet’in kardeşlerini iktidar denkleminden düşürmesinden en fazla rahatsız olan da Şahruh oldu. I. Mehmet de Şahruh’a yazdığı mektupta, Osmanlı Devleti’nin bölünmesinin İslam düşmanlarına yarayacağını bildirdi. Zira Şahruh’un 1419 yılında batıya dönük büyük bir sefer hazırlığı vardı. Osmanlı Devleti’ni tedirgin eden bu hazırlık nedeniyle, Osmanlı Devleti ile Karakoyunlu Devleti arasında elçi trafiği yoğunlaştı. Bu süreçte, Timurlular Hükümdarı Şahruh, Azerbaycan’ı işgal ettikten sonra, I. Mehmet’e Aralık 1420’de elçi göndererek Karakoyunlu Hükümdarı Kara Yusuf’un oğlu İskender’in Osmanlı topraklarına sığınmasına izin vermemesini istedi. Babası Yıldırım Bayezid ile Timur arasındaki yazışmalardan ders çıkartan I. Mehmet, Şahruh’un bu uyarısına diplomatik bir tevazu ile teslimiyet gösterdi. Zira Karakoyunlu Hükümdarı İskender, Akkoyunlu Hükümdarı Kara Osman’ı 1421 yılının Nisan ayında yenmesi üzerine Şahruh Doğu Anadolu’ya girmiş ve İskender’e karşı aynı yılın Temmuz ayında ezici bir zafer kazanmıştı. I. Mehmet de Timurlular’ın tehdidine karşı Memlûkler’in ittifakını tesis etmeye çalıştı.

Son Yıllarında Oğlu Murat’ı Tahta Hazırladı

I. Mehmet, Timurlular tehdidinin arttığı yıl rahatsızlandı. Bu nedenle bütün dikkatini oğlu Murat’ı yerine hazırlamaya verdi. Bu süreçte hükümdarlık için en büyük tehdit, kardeşi Mustafa idi. Mustafa, saatli bomba gibiydi. Bizans İmparatorluğu onu her an serbest bırakabilir ve iç ayaklanma başlayabilirdi. Bu nedenle Şehzade Murat’ı destekleyenler, Mustafa’nın öldüğünü ve taht iddiasında bulunan kişinin “Düzmece” olduğu haberini yaydılar.

Bu arada I. Mehmet, Şehzade Murat’ı tahta çıkartırken sorun yaşamamak için uç beyleriyle de anlaşma yaptı. Buna göre oğlu Murat’ı kendisinin halefi olarak Edirne’ye gönderdi. Oğlu Mustafa’nın da Anadolu’da kalacağını duyurdu. Buna karşılık iki küçük oğlu sekiz yaşındaki Yusuf ve yedi yaşındaki Mahmut’u da Bizans İmparatoru II. Manuel’in yanına rehine olarak göndermeyi kabul etti. Karşılığında imparatordan Mustafa’yı serbest bırakmamasını istedi. Osmanlı Devleti, Bizans’ın iki şehzadeyi koruması karşılığında yıllık haraç alacaktı.

Murat, Mustafa, Kasım, Ahmet, Yusuf, Mahmut olmak üzere altı oğlan ve yedi kız babası olan I. Mehmet, oğlu Murat’ın tahta çıkışı için şartları hazırladıktan sonra 25 Haziran 1421’de Edirne’de vefat etti. Babasının vefat ettiğini haber alan Murat, Bursa’da tahta çıktıktan sonra, kardeşlerini imparatora göndermeyi reddetti.

II. MURAT (1421-1444 / 1446-1451)

Haziran 1404’te Amasya’da doğan II. Murat’ın çocukluğu Amasya ve Bursa’da geçti. Babası gibi, o da 12 yaşına girince Amasya, Tokat, Sivas, Çorum ve Osmancık bölgelerini içine alan Amasya merkezli Rum vilayetine vali olarak gönderildi.

1402’deki Ankara Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti’nin en zor yıllarından biri de 1416 yılı oldu. O yıl, Şeyh Bedrettin Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinde ayaklanırken Çelebi Mehmet’in kardeşi Mustafa da Edirne Sarayı’nı ele geçirmek için Eflak voyvodası ile iş birliği yaparak Selanik’i ele geçirmeye çalışıyordu. Venedikliler de Gelibolu’da Türk donanmasını yakarak, 29 Mayıs 1416’da boğazı kesmişlerdi. Aynı yıl Çelebi Mehmet’in Rumeli’de olmasını fırsat bilen Börklüce Mustafa da Manisa ve İzmir yöresinde ayaklanmıştı.

II. Murat, babasının yokluğunda Anadolu’da üstlendiği sorumlulukla, Bayezid Paşa’nın komutasında Börklüce Mustafa’nın başlattığı isyanı bastırmak için Amasya ve Sivas kuvvetleriyle Saruhan ve İzmir bölgesine gitti. Onların Amasya’dan ayrılışını fırsat bilen bölgedeki Kara Tatar denilen Moğol göçebeleri de Amasya’yı talan ettiler. Bu nedenle Şehzade Murat, Bayezid Paşa ile bir yıl sonra Amasya’ya dönerek bu isyanı bastırdılar.

Samsun’u Osmanlı Topraklarına Kattı

Şehzade Murat, Bayezid Paşa’dan sonra yeni atabeyi Rum Beylerbeyi Hamza Bey ile Kara Tatarların isyanını bastırdıktan sonra, Samsun’u İsfendiyaroğlu’nun elinden aldılar. Bu zaferden sonra, II. Murat ölüm döşeğinde olan babası tarafından Bursa’ya çağrıldı. Bursa’ya ulaştığında babası vefat etmişti. Ancak Bizans imparatorunun elinde rehin tuttuğu şehzade Mustafa’yı tahtın vârisi olarak Anadolu’ya gönderip taht mücadelesi başlatmasından kaygılanan vezirler, Çelebi Mehmet’in vefatını bir süre gizli tutarak, güvenliği sağlamak için bir bahane ile yeniçerileri Anadolu’ya geçirdiler. Şehzade Mustafa’nın öldüğü ve Bizans’ın elinde rehin bulunan Mustafa’nın düzmece olduğu haberini yaydılar. Şartlar uygun hâle gelince 25 Haziran 1421 tarihinde tahta çıkma töreni yaptılar.

Kardeşlerini Bizans’a Vermedi

II. Murat, babasının yerine hükümdarlık görevini üstlendiğinde 17 yaşında idi. Çelebi Mehmet, devletin sorumluluğunu oğlu Murat’a bırakabilmek için kardeşi Mustafa’yı rehin tutmaya devam etmesi için Bizans imparatoru ile anlaşma yapmıştı. Murat, Çelebi Mehmet’in en büyük oğlu idi. Küçük oğullarından Ahmet kendisinden önce vefat etmiş, diğer oğulları ise Mustafa, Ahmet, Yusuf ve Mahmut çelebiler idi. Mustafa, 11 yaşında iken Hamit İli sancak beyliğine gönderilmişti. Yusuf sekiz ve Mahmut yedi yaşında idi ve Çelebi Mehmet’in Bizans ile yaptığı anlaşma gereğince, Murat’ın tahta geçmesi ve Mustafa’nın serbest bırakılmaması karşılığında Yusuf ve Mahmut da Bizans’a rehin bırakılacaktı. Diğer oğlu Mustafa’ya da Anadolu’nun yönetimi bırakılacaktı. Ayrıca üstüne haraç verilecekti. Böylece Çelebi Mehmet, taht kavgası olmadan görevi oğlu Murat’a bırakmış olacaktı.

II. Murat tahta çıktığında Bayezid Paşa veziriazam ve Rumeli beylerbeyi olarak devlet işlerini yürütüyordu. Bayezid Paşa, gelen Bizans elçilerine Yusuf ve Mahmut çelebilerin teslim edilmeyeceğini bildirdi. Bunun üzerine II. Manuel Palaiologos, Limni’de sürgün bulunan Mustafa ile bir anlaşma yaparak onunla birlikte İzmiroğlu Cüneyt Bey’i serbest bıraktı ve on gemilik bir donanma, Dimitrios Leontarios kumandasında Bizans askerleriyle onları Eylül 1421’de Gelibolu önüne çıkardı.

Beylikler Yine Ayaklandı

II. Murat’a karşı sadece Bizans değil, Anadolu’daki beylikler de ayaklandı. Germiyanoğlu Yakup Bey, onun sultanlığını tanımayarak Isparta merkezli Hamit İli sancak beyi olan Mustafa Çelebi tarafını tuttu. Karamanoğlu da Isparta merkezli Hamit İli topraklarını işgal etti. II. Murat elçi gönderip yatıştırma siyasetine başvurdu ve durumu kabullendi. Bu arada 1415 yılında egemenlik altına alınan Menteşeoğlu da ayaklandı ve bağımsızlığını ilan etti. Aynı yıl Menteşeoğulları Ahmet ve Leys, babalan İlyas Bey gibi 1421’de kendi adlarına para bastırdılar. Aydınoğlu ve Saruhan Beyliği de bu sırada bir kısım topraklarını tekrar ele geçirdi. II. Murat, bu ayaklanmaları diplomasi yoluyla bastırmaya çalışsa da sonuç alamadı.

Diğer yandan, İsfendiyar Bey de Çelebi Mehmet’in himayesinde Çankırı, Kalecik ve Tosya’da yerleşmiş olan oğlu Kasım Bey’i ayaklandırdı. II. Murat, İsfendiyar Bey’e karşı kuvvet gönderdi. Sinop’a kaçan İsfendiyar Bey diğer Anadolu beylerinin aracılığı ile 1421 yılı sonbaharında barış yaptı.

Düzmece Mustafa İsyanı Devleti Zor Durumda Bıraktı

II. Murat’ı bu ayaklanmalar karşısında acze düşüren, amcası Mustafa ile giriştiği taht mücadelesi idi. Tarihe Düzmece Mustafa Ayaklanması olarak geçen olayda Şehzade Mustafa, gemilerle geldiği Gelibolu’da halk tarafından iyi karşılandı. Ancak Gelibolu Hisarı’nda Şah Melik Bey ona karşı çıktı. Bunun üzerine İzmiroğlu Cüneyt’e Gelibolu’yu kuşatma altına aldıran Mustafa, kendisi Edirne üzerine hareket etti. Ayak bastığı her yerde Yıldırım Bayezid’in oğlu ve sultan olarak tanınan Mustafa’nın Edirne’ye girmesini önlemek için harekete geçen Bayezid Paşa, Sazlıdere’de karşısına çıktıysa da emrindeki Rumeli askerlerinin Mustafa Çelebi’nin tarafına geçmesine engel olamadı. Bunun üzerine o da zorunlu olarak itaat etti. Ancak Cüneyt Bey’in kışkırtmasıyla idam edilmekten kurtulamadı.

Mustafa’nın Edirne’ye girdiği haberi üzerine, Gelibolu Hisarı da teslim bayrağını çekti. Fakat Mustafa ile Cüneyt, Gelibolu’yu teslim aldıktan sonra Bizans ile yaptıkları anlaşmayı unutup kaleyi teslim etmeyi reddettiler. Gelibolu geçidine ve donanmaya hâkim olan Mustafa Çelebi İstanbul Boğazı’nı da tutmuş oldu.

II. Murat, amcasına karşı Yeni Foça podestası Giovanni Adorno ile ittifak yaptı. Giovanni Adorno, Manisa şap madenlerinden kalan borçlarının silinmesi karşılığında II. Murat için gemi ve asker hazırlama sözü verdi. II. Murat, Cenevizlilerden aldığı bu yardım ile amcası Mustafa’nın isyanını bastırmakta büyük bir güce kavuşmuş oldu.

Şehzade Mustafa, 20 Ocak 1422’de 12.000 sipahi ve 5000 piyade ile Gelibolu üzerinden Anadolu’ya geçti. Bursa yolunu kapatmak isteyen yeniçeriler, Ulubat Gölü’nün ayağı üzerindeki köprüyü yıktılar. Böylece, Mustafa’nın 4000 kişilik kuvvetle yapmak istediği baskın sonuçsuz bırakıldı.

Mustafa’nın Ulubat Gölü’nün karşı kıyısında kaldığı günlerde, Mihaloğlu Mehmet Bey de uç beylerini II. Murat’ı desteklemek için teşvik etti. Cüneyt’e gizlice İzmir beyliği ve Aydın ili vadedilerek kaçması sağlandı. Cüneyt’in kaçışı, Mustafa’nın ordusunu dağıttı. Mustafa geri çekilince Hacı İvaz Paşa yapılan tahta köprüden yeniçerilerle geçip onun yaya askerini, azaplarını kılıçtan geçirdi. Rumeli uç beyleri de gelip II. Murat’a bağlılıklarını bildirdiler.

Ordusunu kaybeden Mustafa Gelibolu’ya geçmeyi başarsa da II. Murat Ceneviz gemileriyle arkasından yetişti. II. Murat, amcası Mustafa’yı Eflak yakınlarında yakaladı ve 1422 yılının kış aylarında Edirne’de idam ettirdi.

Kardeşi Mustafa Sorun Oldu

Amcası Mustafa’nın açtığı yarayı uzun zorluklardan sonra saran II. Murat, ilk iş olarak Haziran 1422’de Bizans’a karşı harekete geçti. Ancak 50 gün süren kuşatmadan bir sonuç alamadı. Zira aynı günlerde henüz 13 yaşında olan küçük kardeşi Mustafa da Karaman ve Germiyan beylerinin desteğiyle Ağustos 1422’de Bursa’yı kuşatmıştı. Bunun üzerine II. Murat, şehri işgal etmek için küçük bir birlik bırakarak Edirne’ye döndü.

Bu esnada İsfendiyar Bey de Şehzade Mustafa’nın Bursa’yı işgaline destek verdi. Rumeli’de Candaroğulları’nın müttefiki olan Eflak beyi aynı zamanda saldırıya geçti. Venedik ve Macaristan da bu ittifakta yerini aldı. Böylece tarihe Küçük Mustafa Vakası olarak geçecek büyük bir sorun daha II. Murat’ın karşısına çıktı. Fakat Şehzade Mustafa, kendisiyle çarpışmaya gelen Mihaoğlu bey kuvvetlerine karşı koyamadı ve İstanbul’a sığındı. Burada Bizans imparatoru ile görüştükten sonra Silivri’ye geçen Mustafa, Rumeli’deki Osmanlı askerleri karşısında da tutunamayarak bu sefer de Kocaeli’ye dönmek zorunda kaldı. Oradan da İznik’e geçerek yanına yeni kuvvetler toplayarak, Bursa Ovası’nın bir kısmını ele geçirdi. İznik’te yerleşen Mustafa’ya Anadolu’nun önemli bir kısmı itaat etmiş görünüyordu. Bu nedenle devlette iki başlı bir hâl ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine, II. Murat, lalası Yörgüç’ün ısrarı ile Bursa’ya gitmeye karar verdi. Yola çıkmadan önce de öncü kuvvet olarak Mihaloğlu’yu gönderdi. Mustafa’nın lalası İlyas Bey kendisine Anadolu beylerbeyliği sözü verildiği için Mustafa’nın yanından ayrılmıştı. Artık İznik savunması zayıflamıştı. Buna rağmen, Mihaloğlu bir çıkış hareketi sırasında ağır şekilde yaralandı. Mustafa’ya ev sahipliği yapan İznik yağmalandı. İlyas Bey, lalalığını yaptığı Mustafa’yı kendisi yakalayıp 20 Şubat 1423’te abisi Murat’a teslim etti. II. Murat, kardeşini İznik’te idam ettirdi.

Güney Marmara’da sükûnet sağlandıktan sonra, Osmanlı kuvvetleri, Taraklı’ya kadar gelen İsfendiyar Bey kuvvetlerinin üzerine yürüyerek imha etti. Karaman Beyi Mehmet Bey de Ocak 1423’te, Antalya’yı kuşattığı sırada kaleden atılan bir top güllesiyle öldü. Karaman tahtı için çıkan iç mücadeleden II. Murat faydalandı ve tahta çıkmasına yardım ettiği İbrahim Bey’e bir antlaşma imzalattı. Karamanoğlu 1421’de babasının aldığı Isparta merkezli Hamit İli’ni bıraktı ve Osmanlı tabiliğini kabul etti.

Bizans ile Yeniden Barış Antlaşması Yaptı