Bu öğretmenin anısı çoğunluk için çok saygın ve özel bir yere sahip olduğundan onun nezaketinden ve yardımseverliğinden yararlanmak isteyenler ismini kullanarak kendilerini çarkın savunucuları olarak tanıttılar ve bu sayede güçlendiler, zenginleştiler; onun adını kullanarak onun için savaşlar başlattılar; kıskançlık, zorbalık, nefret ve diğer karanlık emelleri için onun öğretisini bahane ettiler. Ta ki sonunda o, Ütopya’ya geri dönecek olursa kendi çarkının onu canlı canlı ezeceğini görene kadar…”
Peder Amerton bu anlatılanları dinlemiyor gibiydi. Olayları tamamen başka bir açıdan görüyordu. “Ama mutlaka…” dedi, “hâlâ inananlar olmalı! Kendilerinden nefret ediliyor olsa bile yine de geriye kalanlar olmalı?”
Geriye kalan yoktu. Bütün dünya öğretmenlerin öğretmenini izliyordu ancak hiç kimse ona ibadet etmiyordu. Bazı eski binalarda hâlâ o çarkı görebiliyordunuz, üzerinde muhteşem işlemeler ve oymalarla. Ayrıca müzelerde ve özel koleksiyonlarda her türlü resim, fotoğraf, tılsım ve benzeri şeyler bulunuyordu.
“Bunu anlayamıyorum!” dedi, Peder Amerton. “Bu çok korkunç! Şaşkınlık içindeyim! Bunu anlayamıyorum!”
6. BÖLÜM
Uzun ve ince yapılı, oldukça yakışıklı, genç bir Ütopyalı, -Bay Barnstaple daha sonra adının Lion olduğunu öğrenecekti- Dünyalıların sorularını cevaplama görevini Urthred’den devraldı.
Ütopya’daki eğitim koordinatörlerinden biriydi. Ütopya’da meydana gelen değişimin ani bir devrim olmadığının kesin bir şekilde altını çizdi. Hiçbir kanun ve sistem, ortak menfaatler ilkesine dayanan hiçbir yeni ekonomik düzen birdenbire ortaya çıkmamıştı. Son Karmaşa Çağı’ndan önce ve bu dönem boyunca yeni fikirler ve yeni bir düzene dair ilk düşünceler, araştırmacılar ve çalışanlar tarafından ortaya atılmıştı; kesin bir plan dâhilinde olmadan, dürüstlükle ve içten bir şekilde, gerekliliğine inanılan bir ihtiyaç olarak… Bundan önceki dönemlerde coğrafya ve fizik gibi bilimlerde ortaya çıkan inanılmaz gelişme ancak Son Karmaşa Çağı’nın sonlarına doğru psikolojik bilimlerde de görülmeye başlamıştı. Deneysel bilimi sınırlayan ve üniversitelerdeki organize çalışmaları zayıflatan sosyal ve ekonomik düzensizlikler insan ilişkilerinde, çaresizce ve korkusuzca yapılacak araştırmalara duyulan ihtiyacı arttırmıştı.
Bay Barnstaple yaşanan değişikliğin bizim dünyamızda devrim olarak adlandıracağımız şiddetli değişimlerden olmadığını anladı; bunun yerine aydınlanma artmış ve yeni fikirler gelişmişti ve zamanla insanlar ortak bilinçleriyle bunların hayata geçirilmesinin gerekliliğini anlayarak eski fikirlerini terk etmişlerdi.
Yeni düzenin filizini kitaplar, tartışmalar ve psikolojik laboratuvarlar atmıştı; filizlendiği toprak okullarda ve kolejlerdeydi. Eski sistem eğitimcilere çok az şey veriyordu, etkili kişiler zenginliklerini ve güçlerini artırmakla öylesine meşguldüler ki eğitimi dikkate alacak zamanları yoktu; eğitim, karşılık olarak hemen hemen hiçbir şey beklemeyen, sadece istediği için bu işi yapan kişilere bırakılmıştı, gençlerin kafasında yeni bir dünya şekillendirme görevi onların elindeydi; bunu yaptılar. Açgözlü politikacıların yönettiği, insanların işletmeleri parçalayarak ve finansal dolandırıcılıkla güç sahibi olduğu bir dünyada, özel mülkiyetin toplum için gereksiz bir yük olduğunu ve sorumsuz zenginlerin yanında olduğu sürece ne devletin görevini yerine getirebileceğini ne de eğitim sisteminin istenilen sonuçları alabileceğini öğretiyorlardı; çünkü bu insanlar doğaları gereği kandırıyor, aldatıyor, kirletiyor ve mallara el koyuyorlardı; onların varlığı hayatın değerini düşürüyordu. Irkın iyiliği için bu insanların gitmesi gerekiyordu.
“Karşı koymadılar mı?” diye sordu Bay Catskill hırçın bir şekilde.
“Düzensizce ama büyük bir saldırganlıkla karşı koymuşlardı. Ütopya’nın şu anda bulunduğu bilimsel seviyeye, şimdiki eğitim seviyesine ulaşmasını engellemek için sürdürülen mücadele neredeyse beş yüzyıl sürmüştü. Bu mücadele, açgözlü, hırslı, ön yargılı ve bencil insanın, yeni düzen fikrinin kristal kadar berrak gerçekliğini görmeyi başarabilmiş olanlara karşı verdiği mücadeleydi. Bu mücadele fikirlerin ortaya atıldığı her yerde, tehditlerle, boykotlarla, şiddetli eylemlerle, sahte suçlamalarla, idamlarla ve tutuklamalarla sürdürüldü; linç ipiyle, katranla, parafinle, sopalarla, tüfeklerle, bombalarla ve silahlarla sürdürüldü.
Ancak dünyaya yerleşmiş olan yeni düzen fikri başarısız olmadı; ihtiyaç duyduğu kadın ve erkeklerin beyinlerini ele geçirdi. Ütopya şu andaki bilimsel seviyesine ulaşana kadar bir milyondan fazla kurban verdi, birçoğu büyük acılar çekti ama adım adım, eğitimde, sosyal kanunlarda, ekonomik yöntemlerde yeni başarılar kazanıldı. Değişimin gerçekleştiği kesin bir tarih söylenemez. Sadece günün birinde Ütopya, eski fikirlerin yenileriyle değiştirilmiş olduğu bir güne uyandı…”
“Öyle olmalı.” diye mırıldandı Bay Barnstaple, henüz tam olarak her şeyi anlamamış olsa da. “Öyle olmalı.”
Başka bir soru cevaplanıyordu. Her Ütopyalı çocuk tüm yeteneklerini kullanabilmesi için eğitiliyor, kendi yetenekleri ve istekleri doğrultusunda bir işe yönlendiriliyordu. Sağlıklı bir şekilde doğuyordu. Onu dünyaya getiren anne babası kusursuzdu. Annesi onu dünyaya getirmeden önce uzun uzun düşünüp karar verdiğinden buna kendini hazırlıyordu. Son derece sağlıklı koşullarda büyüyordu; oynamak ve öğrenmek için hissettiği doğal arzu kusursuz eğitim yöntemleri ile pekiştiriliyordu; gözler, eller ve her uzuv mükemmel gelişimlerini sağlayacak her türlü imkâna sahipti. Yazmayı, çizmeyi ve kendini ifade etmeyi öğreniyordu, düşüncelerini geliştirebilmek için çeşitli sembollerden yararlanıyordu. Nezaket ve incelik, karakterinin doğal bir parçası hâlini alıyordu; çünkü etrafındaki herkes nazik ve kültürlüydü. Özellikle de hayal gücünün gelişmesi izleniyor ve teşvik ediliyordu. Kendi dünyasının ve ırkının muhteşem tarihini öğreniyordu; hayvanca bir dar görüşlülükle nasıl bugünkü aydınlık imparatorluğa karşı mücadele edildiğini öğreniyordu. Tüm arzuları destekleniyordu, şiirle, çeşitli örneklerle ve çevresindekilerin kendine olan sevgisiyle endişelerinden kurtulmayı öğreniyordu, cinsel istekleri bencilliğinin önüne geçiyordu, merakı bilimsel tutkuya dönüşüyordu; rekabetçiliği, düzeni korumaya yönelik bir arzuya indirgeniyordu, gururu ve hırsı toplumsal başarıda bir rol sahibi olma isteğinde karşılık buluyordu. Kendisine cazip gelen bir işe yönelip seçtiği mesleği yapıyordu.
“Eğer kişi hiçbir işi yapmak istemezse bu büyük bir kayıp değildir, çünkü Ütopya’da oldukça fazla kaynak var. Ancak böyle biri hiçbir zaman bir sevgili bulamaz, hiçbir zaman çocuğu olamaz, çünkü Ütopya’da hiç kimse enerjisi veya özelliği olmayan kişileri sevmez. Ütopya’da aşk, içinde gururu da barındırır. Ve burada ne ‘aylak’ zengin bir sınıf ne de sadece ‘izleyiciler’ için düzenlenen oyunlar vardır. Ütopya’da ‘izleyiciler’ için hiçbir şey yoktur. Tatil yapmak için güzel bir dünya olduğu doğru ancak hiçbir şey yapmadan yaşayanlar için değil!
Yüzyıllardır bilimimiz sayesinde doğumlarda ayrım yapılabiliyor ve neredeyse her Ütopyalı kusursuz, enerjik ve yaratıcı bir varlık olarak sınıflandırılabilir. Dünyamızda birkaç boş kişi olmasına rağmen neredeyse hiç kusurlu Ütopyalı yok; aylak olanlar, zayıf hayal gücüne veya yetersiz bir görüşe sahip kişiler çoğunlukla yok oldu, karamsar yapıdakiler ayrıldı, zarar verici ve kötü niyetli olanlar ortadan kalktı. Ütopyalıların büyük çoğunluğu canlı, iyimser, yaratıcı, çalışkan ve kültürlü.”
“Ve bir parlamentonuz bile yok?” diye sordu Bay Burleigh.
“Ütopya’da parlamento yok, politika yok, özel mülk yok, iş rekabeti yok, polis veya hapishane yok, deliler yok, sakatlar veya kusurlular yok, bunların hiçbiri yok çünkü Ütopya’nın okulları ve öğretmenleri var, olmaları gereken her şey olan öğretmenleri ve okulları. Politika, rekabet ve ticaret, acımasız bir toplumun yöntemleri. Bu tür yöntemler bin yıl önce ortadan kaldırıldı. Yetişkin Ütopyalıların ihtiyaç duyduğu bir devlet veya kanunlar yok çünkü ihtiyaç duydukları tüm kuralları ve kanunları gençliklerinde okulda öğreniyorlar.”
“Bizim eğitim sistemimiz bizim devletimizdir.” dedi Lion.
ALTINCI KISIM
DÜNYALILARDAN ELEŞTİRİLER
1. BÖLÜM
O olağanüstü öğleden sonra Bay Barnstaple kimi zaman kendini sadece politika ve tarih üzerine sıra dışı bir sohbete dâhil olmuş gibi hissetti, öyle ki bazen bu sohbet açıklanamaz bir şekilde daha da muhteşem bir hâl alıyor ve sanki her şey kafasının içinde yaşanıyormuş gibi hissetmesine yol açıyordu; ta ki yaşadıkları ezici gerçekliği tekrar duyumsayana kadar. O zaman da bu gerçekliğe duyduğu ilgi, içinde bulunduğu durumun tuhaflığını unutmasına yol açıyordu. Bu anlarda Bay Barnstaple’ın bakışları etrafındaki Ütopyalıların yüzlerinde dolaşıyor, ara sıra da çevresindeki yapının incelikle işlenmiş bir yerine takılıyor, sonra tekrar muhteşem bedenlere geri dönüyordu.
Ardından şüpheyle kendi Dünyalı arkadaşlarına bakıyordu.
Çevresindeki Ütopyalıların her birinin yüzü -bir İtalyan tablosundaki meleksi suretler gibi- samimi, dürüst ve güzeldi. Kadınlardan biri, tuhaf bir şekilde Michaelangelo’nun Delphic Sibyl’ine benziyordu. Kadın erkek hep beraber rahat tavırlarla oturuyorlardı, genellikle sohbetle ilgiliydiler ama bazen Bay Barnstaple meraklı bakışların Bayan Stella’nın giysilerinde veya Bay Mush’ın gözlüğünde dolaştığını fark ediyordu.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
Вы ознакомились с фрагментом книги.
Для бесплатного чтения открыта только часть текста.
Приобретайте полный текст книги у нашего партнера:
Полная версия книгиВсего 10 форматов