Ciğerini okumak: Aklından geçeni bilmek.
Cim karnında bir nokta: Çok cahil, bir şey bilmeyen. Çok küçük veya değersiz.
Cin çarpmak: Birdenbire, çok şaşırmak; farklı davranmak.
Cin fikirli: Çok zeki, çok kurnaz.
Cinler cirit oynamak, Cinler top oynamak: Çok ıssız, korkulacak yer.
Cirmi kadar yer yakmak: Fazla önemli bulmamak.
Curcunaya çevirmek: Ortalığı velveleye vermek.
Cümbür cemaat: Topluca. Hep beraber.
– Ç —
Çalım satmak: Kurulmak, olduğundan başka türlü görünmek.
Çalıp çırpmak: Hırsızlık etmek.
Çam devirmek: Kabalık etmek, pot kırmak.
Çam yarması: İri yarı adam.
Çamur atmak: İftira etmek.
Çanak açmak: Dilenmek.
Çanak tutmak: Kendi istemek, dilenmek.
Çanak yalamak: Dalkavukluk etmek.
Çanına ot tıkamak: Susturmak.
Çarığı çekmek: Yola çıkmak.
Çarıklı diplomat: Göründüğünden daha zeki, daha becerikli.
Çatal kazık: Yürümeyen iş. İmkânsız.
Çay kenarında kuyu kazmak: Elde imkân varken, başka imkânlar aramak.
Çeki düzen vermek: Yoluna koymak, toparlamak.
Çekirdekten yetişme: Bir işe küçük yaştan başlamak.
Çene çalmak: Gevezelik etmek.
Çene yormak: Boşuna konuşmak.
Çenesi düşük: Geveze.
Çenesini tutmak: Bir şeyi gerekmediği için söylememek.
Çerden çöpten: Uydurma, dayanıksız.
Çıban başı: Kurcalanırsa iyi olmayan sonuçlar çıkarabilecek şey.
Çıbanın başını koparmak: Hassas bir meselenin meydana çıkmasına imkân vermek.
Çıkmaz ayın son çarşambası: Bir işin hiçbir zaman yapılamayacağı şaka yollu anlatılır.
Çıkmaza girmek: Bir işin çözülemez hâle gelmesi.
Çıngar çıkarmak: Kavga çıkarmak.
Çiçeği burnunda: Taze, yeni, genç.
Çifte kavrulmuş: Çok pişkin.
Çil yavr usu gibi dağılmak: Perişan bir hâlde kaçışmak.
Çile çıkarmak, çile doldurmak: Zahmetli bir hayat sürenler için kullanılır.
Çileden çıkmak: Sabrı tükenmek.
Çivi gibi olmak: Çok sağlam olmak.
Çivi kesmek: Çok üşümek.
Çizmeden yukarı çıkmak: Beceremeyeceği bir işe karışmak. Haddini bilmemek.
Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek: Büyük hayaller peşinde koşmak.
Çok bilmiş: Ukala.
Çok olmak: Haddini aşmak.
Çoluk çocuğa karışmak: Aile sahibi olmak.
Çorbaya dönmek: Karmakarışık olmak.
Çukurunu kazmak: Birinin felaketini hazırlamak.
Çürük tahtaya basmak: Yapılan bir işte önceden iyi hesap edememek yüzünden zarar görmek.
– D —