banner banner banner
Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün
Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün
Оценить:
 Рейтинг: 0

Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün

Ona da Türkiye’yi dar etmişti.

O da onursal başkanlığa terfi etmişti kendi holdinginde; bir de yetmiyormuş gibi tekneyle kendini denizlere atmıştı.

Yanılıp “Bir milyar doları var.” demişti bir canlı televizyon yayınında galeyana gelerek.

Zaten hiç hazzetmezdi televizyon yayınlarından.

Olacak olmalıydı ya.

Olmuştu.

Sonra bu beyanını kös kös yalanlamış ve ardından kâbus günleri başlamıştı.

Topu topu 15 yılda bir TÜPRAŞ’a konabilmişlerdi, bir de zar zor Yapı Kredi’yi almayı başarmışlardı.

Eğer Karamehmet her şeyi birbirine karıştırıp işlerini içinden çıkılmaz hâle getirmesiydi o da mümkün olmazdı ya…

İşler kesattı.

Devletin bütün ihalelerinden dışlanmışlardı.

‘Cillop’ gibi işler yeni yetme adamlara veriliyordu.

“Aldık!” diye sevindikleri işler bile iptal ediliyordu.

Otoyol ve köprü özelleştirmesinde yanlarına Murat Ülker’i almışlardı oysa.

Yoksa patron Murat Ülker’i de mi çizmişti?

Rahmi, Murat, Pensilvanya’nın parasını işlettiği için mi yedi çiziği? diye düşündü.

Turkcell işinde de Murat’a geçit vermemişti “Deccal”.

***

ABD Ankara Büyükelçiliği acil koduyla başkentlerine haberi bildirdiklerinde ABD başkanı uykusunun en güzel yerindeydi.

First lady, henüz Beyaz Saray’daki gecelere alışamamıştı.

Kocası da traktör gürültüsünü andıran bir gürültüyle horluyordu.

Bin kere söylemişti ameliyat olmasını.

O ise sızlanmıştı. Yok kan tutuyormuş, yok korkuyormuş…

Kulaklarına pamuk tıkamayı denemiş, olmamıştı, kocasının burnuna bant takmıştı o da olmamıştı.

Beyaz Saray’ın başkanlık sekreterleri hangi durumlarda başkanın uyandırılması gerektiğini çok iyi biliyorlardı.

Fethullah Gülen’in kırmızı bültenle aranıp INTERPOL üzerinden istenmesi ve Türkiye’nin bu konuda ısrarcı olması Türkiye ile ilişkileri germişti.

Fethullah Gülen gibi küresel bir şebekenin liderini nasıl kelepçeleyip teslim edebilirlerdi?

Yüzlerce ülkeye nasıl ellerini kollarını sallayarak girebilirlerdi Fethullah Gülen olmazsa?

Orta Asya’da ve Uzak Doğu’da Rusya’yla Çin’i nasıl kuşatabilirlerdi?

Geçmişte Fethullah Gülen, araları bozulduktan sonra defalarca Beyaz Saray’a haber gönderip “Uzun Adam” konusunda uyarmıştı kendilerini.

Beyaz Saray sekreteri, haberi kahvaltıda vermeye karar verdi.

Ankara büyükelçiliği acil koduyla göndermiş olabilirdi mesajı ama kendilerinin acelesi yoktu.

***

Fethullah Gülen’in yakın çalışma arkadaşlarından Osman Şimşek, Hocaefendi’nin yerine geçen adama bir türlü ısınamamıştı.

PKK’nın Hocaefendi’nin cenazesine yaptıklarından ötürü Türkiye’den tekrar ABD’ye dönmüş hatta Türk vatandaşlığından da çıkmıştı.

Hocefendi’nin yokluğuna alışamamıştı.

Hocaefendi’nin ölümünden sonra çok büyük bir kriz yaşanmıştı Hizmet Hareketi’nde.

Hele merkez üsleri Türkiye’de, darbeler, bel kemiklerini bile kırmıştı.

Bir avuç şakirt kalmıştı; onlar da yeraltına çekilip uyuyan hücrelere dönmüştü.

Hareketin başta “Zaman”, “Today’s Zaman”, “Meydan”, “Millet”, Samanyolu, STV Haber, Mehtap TV, Irmak TV, Gaziantep’ten Kürtçe yayın yapan Dünya TV, Cihan Haber Ajansı olmak üzere Türkiye’deki bütün medya organları, TMSF’ye devredilmişti.

Hizmet Hareketi’nin fonlarını yöneten Gaziantep’teki Nakıpoğlu, Kayseri’deki Boydak ailelerinin ve Hocaefendi’nin “tebessümüne tüm varlığını bağışlayacağını” söyleyen Akın İpek’in tüm mallarına MASAK raporları çerçevesinde kara para olduğu gerekçesiyle el konmuştu.

Rahmetli Hocaefendi ne gülmüştü Akın İpek’in o cümlesine.

“Köftehor!” demişti. “Benim paramı mı bana bağışlıyorsun!”

Kaynak Holding ve Bank Asya’nın içinde olduğu hareketin tüm okulları, şirketleri, vakıfları ve üniversiteleri de devletin kontrolüne geçmişti.

“Uzun Adam” Afrika, Orta Doğu, Uzak Doğu, Orta Asya, Asya’daki bütün devlet başkanlarını ve ülkeleri ziyaret ettiğinde sonuç alıcı hamleler yapmıştı.

Çoğu okulları kapanmış, ticaret imkânları azalmıştı.

Eskiden Pensilvanya’ya gelenlere/gelmek isteyenlere bazen aylar sonrasına randevu veriyorlardı.

Şimdi kapılarını ancak yerel güvenlik birimleri, CIA ve FBI’ın alt düzey elemanları ziyaret ediyordu. Onlar da üst perdeden “hiçbir işe yaramadıklarını” eskiden ima ederken son zamanlarda yüzlerine söylemeye başlamışlardı.

Türkiye’den aldıkları en son haberi büyük bir yaranmışlıkla vermişlerdi ama o da bir işe yaramamıştı.

Onlar haberi ABD’nin Ankara Büyükelçiliğinden önce alıp hem FBI’ya hem CIA’deki refiklerine bildirmişlerdi.