Книга Ahmet Baytursınulı - читать онлайн бесплатно, автор Nergis Biray. Cтраница 5
bannerbanner
Вы не авторизовались
Войти
Зарегистрироваться
Ahmet Baytursınulı
Ahmet Baytursınulı
Добавить В библиотекуАвторизуйтесь, чтобы добавить
Оценить:

Рейтинг: 0

Добавить отзывДобавить цитату

Ahmet Baytursınulı

4. Ahmet Baytursın’ın Şiir Çevirileri: Şairin en çok Krilov’dan, ayrıca Rus edebiyatı deneme yazarları A. P. Sumarakov, V. İ. Maykov, İ. İ. Hemnitser, A. S. Puşkin, Lermantov ve lirik şair S. Y. Nadson’dan yaptığı şiir çevirileri yukarıda adı geçen eserinde yer almaktadır.

5. Ahmet Baytursın’ın Eğitim ve Öğretim Konusundaki Çalışmaları: Baytursın, halkı uyandırmak, onları bilinçlendirmek, Kazakistan’ın hür ve müstakil bir ülke olarak temellerini atmak ve ülkesini imar etmek amacıyla eğitim ve öğretim çalışmalarına önem vermiş, bu alanda ‘usul-i cedid’ eğitim sisteminin savunduğu görüşlere uygun eserler kaleme almıştır. O, sadece ders kitapları yazmamış, eğitim sisteminin temellerini atmak için de çalışmalar yapmıştır.

6. Ahmet Baytursın’ın Ceditçilik/Aydınlanma Alanındaki Çalışmaları: Ceditçilik hareketi, 19. yüzyıl sonlarında Çarlık Rusyası içinde yaşayan ve Türkçenin çeşitli lehçelerini konuşan bölgelerde, merkezi Kırım ve Kazan olan, eğitim ve kültür alanında başlayan bir yenileşme hareketidir. Bu hareket, daha sonraki dönemlerde Azerbaycan ve Türkistan’a sıçrar (Kakınç 2002: 99). İlköğretimde başlayan hareket, ‘usul-i kadim’ adı verilen eski usulle ders verme yöntemine karşı çıkmakta, bunun yerine ‘usul-i cedid’ denen Batılı eğitim sistemini kullanmayı önermektedir. Bu sistemi savunanlara ‘Ceditçiler’, sisteme ise ‘Ceditçilik’ adı verilir. Adı geçen eğitim sisteminin ve çalışmalarının temsilcisi Kırım Tatarı İsmail Gaspıralı’dır (1851- 1914). O; Kırım’da, Kazan’da ve Türkçenin değişik lehçelerini konuşan bütün Türkistan’da halkın içinde bulunduğu olumsuz şartlardan kurtulmasının eğitimle, bilgiyle, kültürle olacağını öne sürmektedir. Gaspıralı’nın ileri sürdüğü bu fikirlerle Baytursın’ın Kazak eğitim sisteminde uygulamak istedikleri aynı doğrultudaki görüşlerdir.

7. Ahmet Baytursın’ın Gazetecilikle İlgili Çalışmaları: Baytursın’ın gazetecilik alanındaki çalışmaları, Kazak basın ve yayın hayatının gelişmesinde büyük rol oynamıştır. O, toplumun düşüncesini etkileyen ilk yazısını Aykap dergisinde 1911’de yayımlamış, bu dönemlerde Şora dergisinde de yazıları çıkmıştır (Koç vd. 2007: 468). Baytursın, Ufa’daki ‘Ğaliya Medresesi’nden mezun bazı Tatar gençleri ve ileri görüşlü kimselerin katılımıyla Orenburg’da Kazak gazetesini (2 Şubat 1913) çıkarmaya başlamıştır. Baytursın, gazetenin ilk sayısında gazeteyi ‘Halkın gözü, kulağı ve dili’ olarak tanımlamış ve 1917’ye kadar Kazak gazetesinin redaktörlüğünü devam ettirmiştir. Kazakistan’da ‘Kazak’ gazetesinden önce, Baytursın’ın da katkı verdiği ‘Türkistan Valayatı’(1870-1918), ‘Dala Valayatı’ (1888-1902) gazeteleri, ‘Aykap’ dergisi (1911-1915/16) gibi gazete ve dergiler yayımlanmıştır.

Baytursın, gazete yazılarında ‘Kazak folkloru, edebiyat, estetik, edebiyat teorisi, sanat, edebî sanatlar, okul kitapları ve nasıl olmaları gerektiği, alfabe, imla, dil bilgisi, eğitim öğretim, Kazakların topraklarına el konulması, kiraya verilmesi, yabancıların -genellikle Ruslar- bu topraklara yerleştirilmesi, mahkemeler ve kanunlarla ilgili düzenlemeler, medeniyet ve kültürün önemi ve geliştirilmesi, millî meseleler, o devirdeki siyasi ve sosyal olaylar, sağlık, temizlik, nezaket ve nezaket kuralları’ gibi konuları ele almıştır. O, bazı siyasi yazılarında ‘Bortan’ müstear adını kullanmıştır (Alibekiroğlu 2005: 57).

Baytursın’ın önderliğinde çıkan ‘Kazak’ Gazetesi, ‘Alaş’ hareketinin sözcülüğünü yapması yanında ‘Alaş Orda Partisi’nin kurulmasına da hizmet etmiştir. Hemen sonrasında da ‘Alaş’ın resmî yayın organına dönüşmüş ve toplam olarak 265 sayı yayımlanmıştır (Kapatılması: 16 Eylül 1918).

8. Ahmet Baytursın’ın Siyasî Alandaki Çalışmaları: Karışıklıkların hiç dinmediği, çeşitli siyasi akımların hâkim olmaya çalıştığı Türkistan’da, Rusların uzun süredir devam eden istila ve işgal hareketlerinin sonucu olarak 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında, bütün Türkistan’da millîyetçilik fikirleri ve hareketleri ortaya çıkmıştır. Kazakistan’ın da içinde yer aldığı bu süreçte Kazak aydınları Kazak halkının millî çıkarları doğrultusunda birleşmiş, siyasi partiler kurmuş ve ülkede dağınık hâldeki millî hareketleri bir merkezde birleştirmişlerdir.

Çar idarecilerinin 1905 devrimi sonrasında halkın şikâyet ve isteklerini öğrenmek istemesi üzerine Baytursın, hükûmetten isteklerde bulunan bir dilekçeyi kaleme alarak ilk siyasi çalışmasını gerçekleştirmiştir. Bu dilekçe Ruslara verilmiş, ancak ardından Baytursın da dilekçeyi imzalayanlar da mahkemeler ve hapishanelerle tanışmışlardır.

Kazaklardaki millî şuurun uyanması ve ayaklanmaların başlamasının en büyük sebebi, Çarlık döneminde Kazak topraklarına el konulması, Rus göçmenlerin bu topraklara yerleştirilmesi ve I. Dünya Savaşı için Türk Cumhuriyetlerinden adam toplanmasıdır (Kara 2002: 45). Bu sürecin devamında, Temmuz 1917’de Orenburg’da ‘I. Genel Kazak Kurultayı’ yapılmış, sonrasında Kazakların ilk partisi ‘Alaş’ ve ardından da ‘Alaş-Orda’ adı verilen hükûmet kurulmuştur (Akyol 1993: 125). Baytursın, Aralık 1917’de Orenburg’daki ‘Ñ. Genel Kazak Kurultayı’na da katılmış; kurultay, ‘Alaş-Orda’ adı verilen geçici millet meclisini kurmuştur. Bu dönemde Sovyet hükûmetinin bilgili, okumuş, yerli ve millî kadrolara ihtiyacı olduğu gerçeğini iyi değerlendiren Kazaklar, kendi vekillerini idarî sisteme sokmuşlar, Bolşeviklerle birlikte olsalar da halka hizmet etmeye, millî hedeflerini gerçekleştirme yolunda eğitim, süreli yayın, ilmî merkezler kurma, her alanda yayın merkezlerinden üst düzeyde faydalanma yollarını aramaya çalışmışlardır. Stalin’in ‘Aydın Kıyımı’na kadar bu çalışmalar sürdürülmüştür. Ahmet Baytursın, bu dönemde (1920-23) Lenin’in isteği üzerine Kazakistan Eğitim Bakanlığı görevini üstlenmiştir.

Alaş’ın teorisyeni olan bu büyük şair, yazar, dilbilimci, eğitimce ve fikir adamı Baytursın, 1937’de Kızıl Kırgın’ın kurbanlarından biri olmuştur (Biray 2011).

Makalede kısa da olsa verilen bilgilerden hareketle millî bir hareket olan Alaş Orda’nın savunmuş olduğu eğitimle ilgili fikirlerden büyük bir kısmı ceditçilik akımının görüşleriyle de örtüşmektedir. Alaş’ın fikrî ve ilmî yönünü teori ve çalışmalarıyla kuran ve güçlendiren, savunduğu özellikle eğitimle ilgili fikirleri ders kitapları, makaleler ve uygulamalarıyla güçlendirerek uygulamaya da koyan Baytursın, yukarıda bahsettiğimiz çalışmalarından da görüleceği gibi bugünkü Kazak dilbilimi, eğitim sistemi, Kazak folklorunun ilk örneklerinin derlenmesi ve sistematik olarak incelenmesini gerçekleştiren önemli fikir, kültür, dil ve edebiyat adamlarından biridir.

Kaynakça

Alibekiroğlu Sertan (2005). Kazak Âlimi Ahmet Baytursunoğlu’nun Hayatı ve Eserleri, (Danışmanı: Doç. Dr. Vahit Türk), Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep.

Asfandiyarov S. (1994). Kazak Tarıyhınıñ Oçerkteri, Almatı.

Baytursınov Ahmet (1991). Aq Jol, Jalın, Almatı.

Biray Nergis (1999). ‘Ahmet Baytursunoğlu ve Eserleri’(1873-1937), Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Denizli, Sayı.5, s.10-16.

_____________ (2005). ‘Ahmet Baytursınulı’na Göre Kazak Türkleri Yazılı Edebiyatının Dönemleri ve Türleri’, Millî Folklor 68 (Kış ), s.67–77.

______________ (2011). Ahmet Baytursınulı Şiirleri Üzerinde Dil ve Üslup İncelemesi, İstanbul, Bilge-Oğuz Yayınları.

_____________ (2014). ‘Ahmet Baytursınulı Hayatı, Kültürel ve Edebi Faaliyetleri ve Eserleri’, Şäkärim Ğılımiy-tanımdıq jurnal, 2/23, s. 62-69.

______________ (2015). ‘Kazak Bozkırında Başkaldırı ve İsyanın Sesi: Ahmet Baytursınulı’, Gazi Türkiyat, 2015/16, s. 1-14.

_____________ (2016). ‘Ahmet Baytursınulı – Kazak Dilbilimi ve Terim Dünyasındaki Yeri-’, Köroğlu Dergisi, Mart, 13/2-7, s. 31-34.

Buran Ahmet, Alkaya Ercan (2002). Çağdaş Türk Lehçeleri, TİSAV Elazığ Şubesi Yayınları, Elazığ.

Buran Ahmet (2010). Kurşunlanan Türkoloji, Akçağ Yayınları, 2. baskı, Ankara.

Hüseyin Prof. Dr. Köbey (2002). ‘Kazak Dil Bilgini Ahmet Baytursınov’, (Aktaran. Yrd. Doç. Dr. Ali Abbas Çınar), Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı:14, s. 223- 233.

Kakınç Hâlit (2002). Sultan Galiyev ve Millî Komünizm. Bulut Yayınları. İstanbul. Kara, Abdulvahap (2002). Türkistan Ateşi Mustafa Çokay’ın Hayatı ve Mücadelesi. 1. Baskı, Da Yayıncılık, İstanbul.

Kendirbai Gulnar (2002). ‘Alaş’, Türkler, Ankara, Cilt 18, s. 1131-1154.

Koç Kenan, İşina Almagül, Korganbekov Bolat (2007). Kazak Edebiyatı, C. 1I (Sovyet Dönemi ve Bağımsızlıktan Sonraki Kazak Edebiyatı), IQ Kültür Sanat Yayınları, İstanbul.

Koygeldiyev M. (1995). Alash Kozgalısı (Kömekçi Okuv Kuralı), Almatı.

Moldatayev Kanat (1997). ‘Ahmet Baytursınov’, Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Dergisi, 15: 46.

Oralbayeva Nurjamal (1998). ‘Ahmet Baytursunulı’. Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Dergisi, 21: 90-96.

Süleymanova D.D. (2016) ‘Alaşorda ükimeti jäne memlekettik til sayasatı’, http://netref.ru/ alashorda-kimeti-jene-memlekettik-til-sayasati-sjlemenova-d-d.html (e-tarih 16.11.2019)

Tileşov Erbol (2016). ‘Alaş ziyalıları jäne ult tili’, 09.08.2016 4616. http://tilalemi.kz/article/88 (e-tarih 15.11.2019).

Tölepbergen Bolatbek (2010). ‘Tanım 20. Ğasır basındağı Qazaqstandağı Alaş ideyası’, Kazan, 2010. http://kazgazeta.kz/?p=4224 (e-tarih 09.11.2019).

Türk Vahit (2002). ‘Kazak Aydınlanma Hareketi İçerisinde Ahmet Baytursınov ve Çalışmaları’, Türkler, Ankara, 18: 665–673.


KAZAK TÜRK DÜŞÜNCE DÜNYASININ AYDINLATICISI: ALAŞ ÖNDERİ AHMET BAYTURSINULI 13

Edebî şahsiyetler, içinde yaşadıkları toplumun sorunlarından, o dönemin olaylarını dile getirmekten uzak duramazlar. Türk dünyasının aydınlatıcı fikir adamlarından Baytursınulı da şiir ve yazılarında ferdî konulardan çok yaşadığı dönemin olaylarını ve sosyal konularını ele almıştır.

Baytursınulı, hayatını huzur dolu ve rahat bir toplumda geçirmemiştir. 20. Yüzyıl, tarihe Kazak Türklüğünün yaşadığı acımasız olay ve baskılar, var olma mücadelesinin sürdürüldüğü dönemler olarak geçmiştir. Türk boylarının çekişmeleri, Rusların Kazak topraklarına yerleşmesi, 1876’da Türkistan valiliğinin kurulması ve Kazakistan Rusya birleşmesi, Kazak topraklarının ellerinden alınması, açlık, ağır vergiler, kıtlık toplumun yaşadığı zorluklardan bazılarıdır. Kazaklar baş kaldırsalar da direnemezler. Ayaklanmalar kanlı şekilde bastırılır.

Bölge insanı Ruslar tarafından sadece ekonomik alanda Ruslaştırılmaya çalışılmamış, tarih, dil ve kültür alanında da aynı muameleye maruz kalmıştır. Çarlık Rusyasının kabulleri yerine Sovyet-Rus kabul, hüküm ve değerlerini yerleştirme amacındaki Ruslar, Türkistan’daki Türklerin kökleşmiş sosyal ve kültürel sistemine saldırmışlardır. Dönemin önderi ve yol göstericisi Müslüman âlimler ve bölgenin ileri gelen liderleri katledilir. Dini metinler yok edilir, ibadet yasaklanır. Cami, medrese, vakıf ve hanlar yıkılır. Sayısız insan, tutuklanır, sürgün edilir, işkence görür, açlık ve kıtlık yüzünden acı çeker, ölür. Bütün bu uygulamaların tek amacı: Sovyet sistemi oluşturmak, tek tip Sovyet insanı yetiştirmektir (Devrişeva 2007: 84).

Bunun yanında Japon-Rus savaşı (1904), burjuva demokratik devrimi (1905-1907), I. Dünya Savaşı (1914-18), 1916’da Kazak ayaklanması (1916), Şubat devrimi (1917), Ekim devrimi (1917) sonrasında Rusya’da emperyalizm yayılır. 1916’da başlayan ve 1917 Devriminin gerçekleşmesi sürecini hızlandıran başkaldırılarda en büyük zararı gören Türkler olur. Bu isyanlar, Ruslar tarafından acımasızca bastırılır (Devlet 1999: 242–245).

Baytursınulı, bu karışıklar içindeki bir toplumda 1873 yılında doğmuş ve yaşamıştır. O, doğumundan ölümüne kadar geçen sürede sıkıntılı bir toplumda hem maddî hem de manevî buhranlar içinde hayatını geçirmiştir. Bu olumsuzluklar elbette onun eserlerine etki etmiştir. O, yazıları ve şiirlerinde ferdî konulardan uzak vatanseverlik, memleket meseleleri, millî konular, dil ve eğitim gibi konuları ele almıştır. Bu onun yaşadığı problemlerin eserlerine gerçekçi bir yansımasıdır. Onun asıl amacı çocukların eğitimi ve halkı aydınlatma çabası olmuştur. Bu çalışmalarını şu şekilde gösterebiliriz.

1. Aydınlanma ve eğitim ile ilgili düşünce ve çalışmaları

a. Eğitim sistemi ile ilgili düşünce ve emekleri.

Baytursınulı’nın şiirleri ben merkezli değildir. Onun amacı, uyuyan Kazakları hatta bütün Türkistan’ı uyandırmaktır. O, ‘Masa’ şiirinde gaflet içinde uyuyan Kazakların üzerinde bir sivrisinek olup vızıldamak, halkını bir türlü uyanamadığı uykudan uyandırmak ister. Şair, Kazak aydınları için sivrisinek imgesini kullanarak hem az ses çıkarmasıyla o dönemin sıkıntılarına karşı koyanların sayıca az ve güçsüz olduğunu hem de hiç durmadan vızıldayan sineğin rahatsızlık verip onları uyandırmasını çağrıştırmaktadır14.

Şairin ‘Masa’ adlı eserindeki15 şiirlerinde de devrin Ceditçilik hareketinin ülküleri anlatılır. Bu hareketin savunucuları halkı okumaya, ilim ve bilime, sanata, ruhanî bakımdan yücelmeye, medeniyet ve insanlığa çağırır, onlara yol gösterir. Baytursınulı bağımsız ve kalkınmış bir Kazakistan’ın imar edilmesi amacıyla genellikle eğitim öğretim alanında çalışmalar yapmıştır.

O, Kazak Gazetesi’ndeki ‘Okuma Sebebi’ gibi yazılarında ana dilin önemini vurgulayıp ana dili bilinci oluşturmayı hedeflerken eğitimin psikolojik ve sosyolojik kapsamıyla ilgili bilgiler de verir16. Makalelerinde ilerlemenin eğitimle olacağını, cehaletin tedavisinin eğitimde olduğunu vurgular. Bunun da Ceditçilik hareketi içinde yeni gelişen ‘usul-i cedid’ ve ‘usul-i savtiye’ yöntemleriyle gerçekleşeceği düşüncesine sahiptir.

Onun, okuma yazma, ana dili, millî tarih, matematik, fen bilgisi, din, çiftçilik eğitimi, el sanatları, coğrafya gibi derslerin ‘ilköğretimlerde okutulması şarttır’ fikri de aydınlanmacı fikirlerinin bir göstergesidir. Aynı görüşten hareketle öğretim yöntemlerini anlatan ‘Bayanşı’ adlı bir eser de yazmıştır. İlerlemenin gayret ve çalışma ile mümkün olacağını da sürekli dile getirmiştir.

b. Eğitim Kurumları ile ilgili düşünce ve emekleri.

Ona göre mücadele aydınlanmayla olacaktır. Önce ülkenin geleceği olan çocuklar eğitilmelidir. Milletin ve vatanın geleceği onların elindedir. Bu amaçla Baytursınulı’nın önderlik ettiği okullar kurulur. O, çocukları yeni açılan bu okullara17 ‘Allah boş duran kullarını sevmez’ (Okuvğa şakıruv) diyerek çağırır (Tartuv Şiiri). İlk Kazak okullarının inşası ve açılması, Kazak Türkçesini öğretecek ilk ders kitaplarının yazılması hep onun çabalarıyla onun tarafından gerçekleştirilmiştir.

c. Mollalar ve halkın eğitimi ile ilgili düşünce ve gayretleri:

Baytursınulı mollaların eğitimsiz oluşlarına dikkat çeker. Türkistan’ın bu hâle gelmesinde mollaların yanlışlarının etkisi olduğunu söyler. Aslında onların görevinin halkı aydınlatmak olması gerektiğini belirtir. Ama bu özellikleri taşımayan mollaları ‘Jıyğan Tergen’ ve ‘Ğılım’ gibi şiirlerinde eleştirir ve bu konulardaki görüşlerini ‘Aykap’ ve ‘Kazak’ gazetelerinde de dile getirir.

ç. Eğitim camiası ile ilgili düşünce ve gayretleri.

Baytursınulı geri kalışın birçok sebebinden bahseder, ancak tembelliğin de etkili olduğunu söyler. Bu sebeple kendi insanını eğitmek için uğraşır. İçinde bulunulan durumdan kurtuluş, bağımsız ve özgür olmanın yolu eğitimden geçmektedir. Mensubu olduğu toplumu geri kalmışlıktan kurtarmanın okuryazarların, düşünürlerin ve bilim adamlarının görevi olduğunu söyleyen şair, mücadele ederek Kazak okullarının kurulması ve ders kitaplarının yazılmasında ilkleri gerçekleştirir. Bu okullarda eğitim verecek öğretmenlerin pedagojik eğitim almış, alanında bilgili kişiler olması gerektiğini söyler, okul kitaplarının öğretmenlere yol gösteren kılavuz kitaplarını da hazırlayarak bu alanda da ilklere imza atar.

d. Eğitim araçları ve kitaplar ile ilgili düşünce ve gayretleri.

Baytursınulı, öğretim yöntemleri, alfabe, konuşma ve imla kurallarını ‘Bayanşı’ (Yöntem Kitabı) adlı bir eserde ele almaktadır. ‘İnsan önce kendi dilini iyi bilmelidir. Dilini kaybeden milletler millet olarak yaşayamaz, kaybolur gider’ düşüncesinden yola çıkarak Kazakçanın ses düzeni, okuma sistemi, yöntem ve türleri gibi bilimsel yazılara ek olarak ders kitapları da yazmıştır: ‘Til Kural’ (Kazakça Dil Bilgisi), ‘Til Tanıtkış’ (Kazakça Dil Bilgisi), ‘Okuv Kuralı’ (Okuma Kitabı), ‘Elip biy’ (Alfabe), ‘Edebiyat Tanıtkış’ (Edebiyat Bilimi), ‘Til Jumsar’ (Dili Kullanma Yöntemi), vs.

1. Gazetecilik vasıtasıyla halkı aydınlatması ile ilgili düşünceleri ve gayretleri.

Baytursınulı, gazeteden haberdar olmayan halka, gazetenin önemini, sosyal hayat içindeki yerini göstererek Kazak basın yayın hayatının gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. O, gazeteyi ‘Halkın gözü, kulağı ve dili’ olarak niteler.

O, önce 1911’de ‘Aykap’ dergisinde, 2 Şubat 1913 yılında ‘Kazak’ gazetesini kurduktan sonra orada yazılarını kaleme almıştır. Kazak gazetesi etrafında toplanan yazarlar makalelerinde Kazakların yaşadığı topraklara el konulması ve buraların genellikle Ruslara ve başka yabancılara verilmesi, mahkeme ve kanunlarla bağlantılı düzenlemeler, medeniyet ve kültüre önem verilmesi ve geliştirilmesi, Kazak folkloru, sanat, edebiyat bilimi ve teorisi, estetik, okul kitapları ve bu tür eserlerin nasıl olmaları gerektiği; millî meseleler, devrin sosyal ve siyasî olayları, sağlık, eğitim öğretim, alfabe, dil bilgisi, yazım, nezaket ve nezaket kuralları gibi konuları işlemişlerdir. 1913’ten itibaren aydınlanma ile ilgili çalışmalar Baytursınulı’nın da gayretleriyle baştan sona Kazak gazetesine yönlendirilir (Kara 2002: 41). Bu çalışmalar toplumda siyasî düşüncenin gelişmesini sağlar (Alibekiroglu 2005: 62).

2. Halkı şiirleriyle aydınlatmak ile ilgili düşünce ve gayretleri.

Baytursınulı ‘N.K.Hanımga’ şiirinde halkına ‘Sen günlük işlerine bakıyor, rahatça yatıyorsun, beni anlamıyorsun. Ancak sen, beni anlamasan da ben, doğru bildiğim yolda çalışmayı sürdüreceğim, benim bütün derdim yarınlardır!’ diye haykırır18. Asıl derdi halkın aydınlatılmasıdır. ‘Masa’daki şiirleriyle onları okumaya, sanat ve bilime, manevî açıdan yükselmeye, insanlık ve medeniyete çağırır, onlara aydınlanma konusunda öğütler vererek yol gösterir.

3. Millîyetçilik konusundaki düşünceleri:

Baytursınulı ‘millîyetçi, ceditçi, aydınlanmacı’ bir ediptir. Bütün dünya gibi Türkistan’ı da etkileyen değişime kayıtsız kalmaz. O, devrimin kendilerini ve bütün Türkistan’ı Çarlık Rusyasının baskılarından kurtaracağına inanır. Millî değerlere böylece dönebileceğini ve bunun bir fırsat olduğunu düşünür. Asıl amacı ise halkını cehaletten kurtarmak, aydınlatmak, hür, medenî ve millî bir toplum yaratmaktır. Yazılarında da bu konulara ağırlık verir.

4. Hürriyet konusundaki düşünceleri:

Baytursınulı, yaşadığı devirdeki zorlukları şiir ve yazılarında açıkça ifade edemediği için ferdî ve sosyal hürriyeti birlikte ele almış, duygu ve düşüncelerini fabllar yoluyla hayvan kahramanlarına söyletmiştir. O bu tür şiirlerinde temaları karışık ve iç içe kullanmış, hürriyet ve istiklal konularını ‘Jubatuv’ şiirinde sorduğu sorularla vurgulamıştır.

5. Birlik ve beraberlik konusundaki düşünceleri:

O, ‘Jurtıma’ şiirinde bu konuya değinir. Kazak halkı birlik içinde hareket edememekte, her şeyi hazır beklemektedir. Ona göre halkın kendisine sahip çıkmasının yolu birlikten geçmektedir.

6. Vatana hizmet etme konusundaki düşünceleri.

Baytursınulı, ‘Ataktı Sibir ulı kart Potanin’ şiirinde ‘Vatana hizmet etmenin her vatan evladı için mukaddes olduğu’ anlayışını ifade eder. Bunun yolu da eğitim ve bilgiden geçmektedir.

7. İnsanların huylarının düzeltilmesi konusundaki düşünceleri:

Yazar, Kazakların doğru yolu ve zalimlerin parıltılarına kanarak manevî değerleri terk ettiğini, bir an önce kendine gelmesi gerektiğini ‘Jazğan söz janım aşıp’ şiirinde dile getirmektedir. Ayrıca halkın tembelliği terk etmesi şarttır. Hürriyet de bağımsızlık da hazır gelmeyecektir. Mücadele etmek gerekir (Esek pen Üki).

8. Siyasî alandaki düşünceleri ve emekleri:

Baytursınulı’nın ilk siyasi hareketi 1905’te Rus idaresine halkla birlikte hazırladığı şikâyet dilekçesini vermek olmuştur. 1917 yılı Temmuz’unda ‘I. Genel Kazak Kurultayı’ Orenburg’da yapılır, Kazakların ilk partisi ‘Alaş’ kurulur. Baytursınulı, ‘II. Genel Kazak Kurultayı’na Aralık 1917’de katılır, burada geçici millet meclisi kurulur, adı ‘Alaş-Orda’ olur. Bu süreçte Sovyet hükûmeti bilgi sahibi, okumuş, yerli ve millî kadrolara ihtiyaç duymaktadır. Bu fırsatı değerlendiren Kazaklar, idarî sisteme vekillerini sokarlar. Bolşeviklerle birlikte olmayı göze alıp millî hedeflerini gerçekleştirmek için halka hizmet etmeye, ilmî merkezler kurarak eğitim, süreli yayın ve birçok alandaki yayın kuruluşundan en üst seviyede faydalanmanın yollarını bulmaya gayret sarf ederler. Onların bu gayret ve emekleri, Stalin’in ‘Kızıl Katliam’ da denilen aydın kıyımına kadar büyük ölçüde başarıyla gerçekleşir. Baytursınulı, bahsedilen dönemde Lenin’in isteğiyle Kazakistan’ın eğitim bakanlığı (1920-23) görevini üstlenir.

Sonuç

Sonuçta Baytursınulı’nın aydınlanmacı düşüncelerini şöyle sıralayabiliriz:

* Toplumun geri kaldığı malumumuzdur. Bu geri kalmışlığın ve millî yıkımın sebepleri belirlenmelidir. Halk cahil ve bilgisizdir. Bilgilendirilmelidir. Cehaleti yenmek gerekir. Halk uykudadır, uyandırılmalıdır. Sosyal yaralar iyileştirilmeli, Kazakistan modernleşmelidir.

* Halk arasında ve fikir dünyasında kurulamayan birlik ve beraberlik sağlanmalıdır. Ayrılığın felaket doğuracağı halka anlatılmalı, problemler millî birlik içinde çözüme kavuşturulmalıdır.

* Teslimiyetçi kader anlayışı halk arasında yerleşmiş durumdadır. Halk bu durumdan kurtarılmalı, azimli olma, çalışma ve geleceğe ümitle bakmaya yönlendirilmelidir. Önem taşıtan bir konu olarak halkın eğitimi yalnızca okullarda değil her mekanda uygulanmalı, ayrıca bu eğitim basın yayın organlarıyla da sağlanmalıdır.

* Düşünürlerle halk arasındaki uçurum hızla ortadan kaldırılmalıdır.

* Çocuk eğitimi ve terbiyesi konusunda ailelere bilgi verilmeli, eğitim için en doğru yöntemler kullanılmalıdır.

* Teknik ve ilimde ilerlemek eğitimle mümkündür. Genç nesiller, günün şartlarına uygun eğitim kurumları yanında iyi yetişmiş öğretmenlerle yetiştirilmelidir.

* Üniversite ve yüksek okullarda uzmanlar yetiştirilmeli, dışarıdan öğretmen, ilim adamı getirmekten vazgeçilip ülkede yetiştirilmeleri sağlanmalıdır.

* Batıdan ilim, fen ve sanat alınırken taklitten kaçınılmalı, bilim ve teknikte modernleşme sağlanmalıdır. Teknik ve bilimsel konularla ilgili gelişmeler, millî kimliğe zarar vermeyecek şekilde kabul edilmeli, kültürün korunmasına önem verilmelidir.

* Vatana sahip olmak gerekir, bu ancak ilimle mümkündür. Sahipsiz vatanın kaybedileceği gençlerin ve halkın bilincine yerleştirilmelidir. Vatana ve kutsal olan şeylere saygı göstermek gerekir.

* Geçmişle övünüp durman yerine çalışmak ve yükselmek lazımdır.

* Marifet ve faziletteki yoksunluk, İslâmî değerlerle Batı medeniyetinin sentezlenmesi yoluyla giderilmelidir. Böylece geçmişe bağlı sağlam bir gelecek kurmak da mümkün olacaktır.

Kaynakça

Alibekiroğlu Sertan (2005). Kazak Âlimi Ahmet Baytursunoğlu’nun Hayatı ve Eserleri, (Dan: Doç. Dr. V. Türk), Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep.

Baytursınov Ahmet (1991). Aq Jol, Jalın, Almatı.

Biray Nergis (1999). ‘Ahmet Baytursunoğlu ve Eserleri’ (1873–1937)’, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Denizli, Sayı. 5: 10–16.

Biray Nergis (2011). Ahmet Baytursınulı Şiirleri Üzerinde Dil ve Üslûp İncelemesi, Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul.

Buran Ahmet (2010). Kurşunlanan Türkoloji, Akçağ Yayınları, 2. baskı, Ankara.

Devlet Nadir (1999). Rusya Türklerinin Millî Mücadele Tarihi (19051917), TTK Yayınları, Ankara.