banner banner banner
Oliver Twist`in Maceraları
Oliver Twist`in Maceraları
Оценить:
 Рейтинг: 0

Oliver Twist`in Maceraları


Oliver’ın resim hakkında şimdilik elde edebileceği bütün malumat bundan ibaretti. Yaşlı kadın, hastalığı sırasında kendisine pek iyi davrandığı için o konuda bir süre düşünmemeye çalıştı; böylece kadının anlattığı bir sürü hikâyeyi cankulağıyla dinledi; güzel, sevimli bir kızı varmış, güzel sevimli bir erkekle evliymiş, sayfiyede otururlarmış; bir de oğlu varmış, Batı Hint adalarında bir tüccarın kâtipliğini yapıyormuş, yılda muntazaman dört kere mektup yazarmış, öyle mektuplarmış ki bunlar, onlardan bahsetmek bile yetiyormuş gözlerini yaşartmaya. Yaşlı kadın, çocuklarının mükemmellikleri ve yirmi altı yıl önce, rahmetli olup gitmiş olan iyi kalpli kocasının meziyetleri hakkında, uzun uzun konuştuktan sonra, çay içmek zamanı geldi. Çaydan sonra, Oliver’a iskambil öğretmeye başladı. Oliver, kadın öğretebildiği kadar çabuk öğrendi bu oyunu, büyük bir ilgi ve ciddiyetle oynayıp durdular; artık hastanın, sulu sıcak şarapla, bir dilim kızarmış ekmek yiyip güzelcecik yatağa yatma zamanı gelmişti.

Mutlu günlerdi o günler; Oliver’ın nekahet günleri! Her şey öylesine sessiz, temiz, düzenliydi ki, herkes öyle nazik, öyle iyiydi ki, içinde yaşayagelmiş olduğu gürültü ve kargaşalıktan sonra, burası cennetin ta kendisi gibi geliyordu ona.

Üstüne doğru dürüst elbisesini giyebilecek duruma geldiğinde, Mr. Brownlow ona yeni bir elbise, yeni bir pardösü, bir çift de yeni ayakkabı aldırdı. Eski elbiseleri ne yaparsa yapsın diye kendine verdikleri için Oliver, kendine çok iyi davranmış olan bir uşağa verdi onları; Yahudi’nin birine satıp da parasını kendi almasını söyledi. O da öyle yaptı; Oliver salonun penceresinden bakıp da bir Yahudi’nin onları dürerek torbasının içine koyup gittiğini görünce bayağı sevindi; elbiseleri kazasız belasız savmıştı, o elbiseleri bir daha giyme tehlikesi yoktu artık. Doğrusu, elbiseden başka her şeye benziyordu; Oliver o ana kadar hiç yeni elbise giymemişti.

Resim hadisesinden bir hafta sonra, bir akşamüstü, oturmuş, Mrs. Bedwin’le konuşurken, Mr. Brownlow’dan bir haber geldi aşağıya, Oliver, kendisini iyi hissediyorsa, kendisini odasına çağırıyordu; kendisiyle biraz konuşmak istiyordu.

“Aman Allah’ım! Ellerini yüzünü yıka, saçını güzel bir tarayayım da ayırayım.” dedi Mrs. Bedwin. “Hey Allah’ım! Seni çağıracağını bilseydik temiz bir yaka takar da kıskıvrak bir hâle getirirdik seni.”


Вы ознакомились с фрагментом книги.
Для бесплатного чтения открыта только часть текста.
Приобретайте полный текст книги у нашего партнера:
Полная версия книги
(всего 811 форматов)