banner banner banner
Türk Tarihi
Türk Tarihi
Оценить:
 Рейтинг: 0

Türk Tarihi


Hüseyin Namık Orkun, Türkçülüğün Tarihi adlı kitabında Necib Âsım ve Veled Çelebi tanışıklığından bahsettikten sonra Veled Çelebi’nin Necib Âsım için şöyle dediğini nakletmektedir: Necib Âsım Bey’in namını ne kadar verd-i zeban etsem… Yerde servileri kalem ittihaz ile Bahri Muhit hokkasına batırıp sahife-i âsümana mâdamüssemavati vel’arz nakletsem üzerimdeki hakkını ödeyemem. (Orkun, 1977:57). Necib Âsım’ın rivayetine göre Veled Çelebi ceddinin âsârını da kendi telkini ile bir araya getirmiştir. Zamanımızda Türkçe dillerinde fevkalade yetkinliği bilinen Veled Çelebi Efendi Hazretleri ricam üzerine yüce ataları Hazreti Celâleddin Rûmî ile Sultan Bahaaddin Veled cenaplarının Türkçe eserlerini bir risalede toplamışlardır.

Necib Âsım Yazıksız, Türk Derneği’nin kapanması sürecinde Türk Ocakları’nın da kurucuları arasında yer aldı ve Türk Ocaklarının yayın organı olan Türk Yurdu dergisinde de yazılar yayımladı.

Türk Tarihi üzerine yazdığı eserlerden dolayı Amerika’dan 1892’de düzenlenen Chicago Sergisi’nde madalya aldı. Fransa’da kurulan Societe Asiatique’te üye idi. Kendini çok iyi yetiştirenlerden biri olduğu için İstanbul Üniversitesi’nde Türkoloji’yi kuran ilk müderris oldu. Türk Dil Kurumu’nun kuruluş çalışmalarına da katıldı.

Necib Âsım Yazıksız, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de Harp Okulunda Fransızca öğretmeni olmuştur. Atatürk üzerinde etki bırakan öğretmenlerinden biri olmalı ki, Mustafa Kemal Atatürk, yıllar sonra bu hocasını hatırlamıştır. M. Yahya Efe, Anayurt gazetesinde 3 Nisan 2018 tarihinde yayımladığı yazısında bu hususta şunları yazmaktadır:

Cumhuriyetin ilanından sonra, Atatürk İstanbul Dolmabahçe Sarayında Türk Dil Kurumunu topladığında, Necib Âsım’a yaptığı devrimleri nasıl karşıladığını sorar. Necib Âsım da: “Yaptığınız işler, Türk yurdu ve Türk milleti için birer şaheser” diye cevap verir.

Atatürk, Necib Âsım’a bir arzusu olup olmadığını sorunca, Necib Âsım: “Sağ ol, var ol” cevabını verir.

Bu görüşmeyi takip eden ilk büyük seçimlerde (1027) , Atatürk, Kilis’in yetiştirdiği Harp Okulundaki öğretmeni, bu büyük Türk bilginini 3. devre Erzurum Milletvekili yapmak suretiyle kadirşinaslık gösterir.

Türk Dil Kurumunun Türk Dili adlı dergisinin Birinci Teşrin 1934 tarihli sayısında yer alan Türk Dili Savaşında İleri Gelenlerimiz başlıklı yazısında, Necib Âsım için şöyle denilmektedir:

Erzurum mebusu Necib Âsım Bey’in Türkçülük davasında hâlâ devam edip gelen büyük hizmetini her zaman şükranla anacağız. Bizde ilk önce Türk Tarihi yazan, Kilis’in bu Türk çocuğudur.

Türkçülük tarihinin en büyük simalarından olan Necib Âsım hakkında Prof. Faruk K. Timurtaş da şunları yazmıştır:

Türkçülüğün şuurlu bir anlayış hâline gelmesinde, dil, edebiyat ve tarih sahnelerini içine alan ilmî ve büyük bir görüş olarak meydana çıkmasında Necib Âsım’ın çok ehemmiyetli bir rolü vardır. Osmanlılık atmosferi içinde Türklük ruhunun hemen hemen kaybolmak tehlikesi geçirdiği günlerde, Necib Âsım ve arkadaşlarının millî ruhun canlanması için gösterdikleri gayretler, dil ve tarihimize karşı ilgi ve sevgi uyandırmak maksadıyla yaptıkları çalışmalar bugün minnetle anılacak büyük hizmetlerdir. Osmanlı İmparatorluğu camiasındaki unsurlarda milliyetçilik hareketleri çok önce uyanmıştı. Türkler arasında milliyetçilik fikir ve cereyanının kuvvetlenmesinde ise Necib Âsım ve arkadaşları unutulmaz emekler sarf etmişlerdir.

Necib Âsım Yazıksız’ın birçok küçük mektep kitaplarından başka Medrese-i Edep, Medeniyete Hizmet, Sitler gibi muhtelif eser ve tercümeleri, Fransızca ve hatta fizik ve resim derslerine ait risaleleri/kitapları da basılmıştır. Çoğu okul kitaplarından ibaret olmak üzere kırk kadar eseri vardır. Türklük idealine ve tarihine, diline ait olarak yazdığı bine yakın makalesi vardır ve bunlar henüz derlenip, tasnif edilip kitap olarak maalesef yayımlanmamıştır.

Kitap Olarak Yayımlanan Eserlerinden Bazıları:

Yeni Tertiple Muhtasar Osmanlı Sarfı (İstanbul 1880), Arkadaş Bana Fransızca Öğret (İstanbul 1888), Güvercin Postası (İstanbul 1888), Ev Kızı (İstanbul 1890), Muhtasar Osmanlı Nahvi (İstanbul 1892), Lügat’ı İlmiye ve Fenniye (Hasan Tahsin ile İstanbul 1892), Kitap (İstanbul 1893), Osmanlı Sarfı (İstanbul 1894), Mükemmel Sarf ve Nahv-i Osmanî (İstanbul 1895), Ural ve Altay Lisanları (İstanbul 1895), Orhun Abideleri (İstanbul 1896), En Eski Türk Yazısı (İstanbul 1897), Türk Tarihi (İstanbul 1898), Pek Eski Türk Yazısı adı ile 2. Baskı, (İstanbul 1911), Gök Sancak (Leon Cahun’den tercüme, İstanbul 1912), Hitabetü’l-Hakayık (İstanbul 1918), Osmanlı Tarihi (Mehmed Arif ile İstanbul 1918), Eski Savlar (İstanbul 1922), Bektaşi İlmihali (1925), Galip Bahtiyar (İstanbul 1933), Celâleddin Harzemşah (A. Neseî’nin Moğol İstilasına Dair eserinden, İstanbul 1934)

Dr. Öğr. Üyesi Nazlı Rânâ Gürel, 1963 yılında Konya’da doğdu. 1984 yılında Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde Yeni Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalında Yüksek lisansını (1987) ve doktorasını tamamladı (1999).

1986 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde Türkçe Okutmanı olarak göreve başladı (1986-1993). 1995 yılında öğretim görevlisi olarak Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği bölümünde vazifesine devam etti (1999). Kazakistan’da bulunan Uluslararası Hoca Ahmet Yesevî Türk-Kazak Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı (1999-2000). Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde Yeni Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı Başkanlığı yaptı (2010-2015). Öğretim üyesi olarak çalıştığı bu üniversiteden kendi isteğiyle emekli oldu (2015). T.C. Yunus Emre Enstitüsü Türkoloji Projesi kapsamında Makedonya’da İştip Gotse Delçev Üniversitesi Filoloji Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde misafir öğretim üyesi olarak vazife yaptı (2015-2017). Hâlen Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nde Türkçe dersleri vermektedir.

Avrupa’daki Türk varlığı ile ilgili olarak Makedonya, Kosova, Almanya, Hollanda ve Finlandiya’da inceleme ve araştırmalarda bulundu, “Ana dili eğitiminin çocuğun zekâ gelişimine ve diğer dilleri öğrenmesine katkıları” konulu konferanslar verdi.

T.C. Millî Eğitim Bakanlığınca düzenlenen hizmet içi kurslarında öğretim görevlisi olarak bulundu. Türkiyeli öğretmenler ile Türk Cumhuriyetleri ve akraba topluluklardan gelen öğretmenlere “Türk Dili” ve “Türk Kültür Değerleri” dersleri verdi. Ankara’da İLESAM: Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliğinde ve Makedonya’nın başkenti Üsküp’te Yunus Emre Enstitüsünde “Osmanlı Türkçesi” kursları verdi. Başbakanlık Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi’nin Türk Dünyası Edebiyat Tarihi Projesinde çalıştı. Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı ve YTB Yurt Dışı Akraba Topluluklar Başkanlığının ortak projesinde yurt dışından gelen yüksek lisans ve doktora öğrencilerine dersler verdi, danışmanlık yaptı.

T.C. Devlet Tiyatroları sanatçısı Semih Sergen’den “Hitabet” dersleri aldı.

Şiir ve hikâye dallarında ödülleri vardır.

Pek çok derginin yayınında katkıda bulundu: Redif dergisi Yayın Kurulu Başkanlığı (Kastamonu 1997-1999), Yeni Kervan dergisi Yazı İşleri Müdürlüğü (Ankara 1998), Dere dergisi Editörlüğü (Makedonya 2003-2005), İzzetli Genç Kalemler dergisi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürlüğü (Bolu 2014-2015), Bahçe Çocuk dergisinde Lektür (Makedonya 2016-…) yaptı.

Türkiye’de Gündüz (Ankara 1999-2000), Önce Vatan (İstanbul 2005-2006), Esnafın Sesi (Ankara 2005) gazetelerinde, Kosova’da Yeni Dönem (Pirizren 2004) ve Makedonya’da Birlik (Üsküp 2003-2004) ve Yeni Balkan (Üsküp 2004- …) gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı.

Türkiye’de Konevi (Konya), Millî Kültür (Ankara), Türk Dili (Ankara), Kümbet Altında (Tokat), Sanat Sokağı (Bolu), Duygu (Çankırı), Redif (Kastamonu), Yeni Kervan (Ankara), Redif (Bolu), Bilge (Ankara), Diyanet Aylık Dergi (Ankara), Diyanet Çocuk (Ankara), Somuncu Baba (Darende), Kastamonu Eğitim (Kastamonu), Karşın (Ankara), Kültür Çağlayanı (Ankara), Kerkük (Ankara), Birliğe Çağrı (Bolu), İzzetli Genç Kalemler (Bolu), Gök (Ankara), 19 Mayıs Eğitim Fakültesi Dergisi (Samsun), Akra Kültür Sanat Edebiyat Dergisi (İstanbul), Sahne Tiyatro ve Opera Bale Dergisi (Ankara), Nasrullah Gazetesi (Kastamonu), Meşale Gazetesi (Kastamonu), Bolu Havadis Gazetesi (Bolu), Bilimsel Eksen (Ankara), Türk Yurdu (Ankara), Avrasya Bilgi (Ankara), Şiraze (Bursa).

Yurt dışında Türkistan (Türkistan-Kazakistan), Türkçem (Prizren-Kosova), Bay (Prizren-Kosova), Hikmet (Gostivar-Kuzey Makedonya), Dere (Yukarıbanisa-Kuzey Makedonya), Köprü (Üsküp-Kuzey Makedonya), Tuna (Bulgaristan), Ana Dili (Bakü-Azerbaycan) Palimpsest (İştip-Kuzey Makedonya), Bahçe (Üsküp-Makedonya), Haberci (Raptişte-Kuzey Makedonya), Türkçem (Kosova), Canbala (Irak),… gibi dergi ve gazetelerde yazıları, şiir ve hikâyeleri yayımlandı.

Yurt içinde ve yurt dışında pek çok bilgi şölenine ve konferansa katıldı, bildiri sundu. Yurt içinde ve dışında yayımlanmış yüzün üzerinde makalesi bulunmaktadır.

Kitap Hâlinde Yayımlanan Eserlerinden Bazıları:

Baharnâme (Kastamonu 1996), Osmanlı Türkçesi (Kazakistan 2000), Ahmet Kabaklı (Ankara 2003), İlk Adım (Makedonya 2004), Türk Dili ve Edebiyatı-2 (Kuzey Makedonya 2004), Göktürk Mehmet Uytun (Ankara 2004), Bir Osmanlı Aydını İbrahim Edhem Pertev Paşa (Ankara 2004), Dağları Tutukladılar (Ankara 2007), Atatürk Devri Dergilerinde Edebiyatla İlgili Kavramlar (Ankara 2007), İbrahim Alaettin Gövsa’nın Çocuk Şiirleri (Ankara 2009), Mardin Şiir Burcunda (Mardin 2009), Fahri Kaya (Kuzey Makedonya 2010), Dünya Edebiyatına Giriş (Bolu 2011), İslâm Beytullah Erdi Hayatı Sanatı Eserleri (2012), İbrahim Alâettin Gövsa Bedii Terbiye Estetik (Ankara 2012), Korkma Sönmez Mehmed Âkif Ersoy-İstiklal Marşı-Âkif’ten Seçmeler (Bolu 2013), Erzurum’un Yüzleri İbrahim Edhem Pertev Paşa (Erzurum 2015), Fahri Kaya Hayatı Sanatı Eserleri (Üsküp-Kuzey Makedonya 2015), Necati Zekeriya Orhan (Üsküp-Kuzey Makedonya 2015), Ben Gidiyorum Bolu’ya Şairlerin Gözüyle Bolu (Bolu 2015), Türk Dili ve Edebiyatı Meslek Lisesi-II (Üsküp-Kuzey Makedonya 2016), Gülkaya İlhami Emin Hayatı Sanatı Eserleri (Üsküp-Kuzey Makedonya 2016), Makedonya’da Türkoloji Bölümleri İçin Türk Halk Edebiyatı (Üsküp-Kuzey Makedonya 2016), Makedonya’da Türkoloji Bölümleri İçin Eski Türk Edebiyatı (Üsküp-Kuzey Makedonya 2016), Safvetî Ziya Bir Safha-i Kalb (Ankara 2017), Kırmızı Gülün Alı Var Makedonya Yazıları (Üsküp-Kuzey Makedonya 2017), Mütemmim Cüzler Avni Engüllü Hayatı Sanatı Eserleri (Üsküp-Kuzey Makedonya 2020), Namık Kemal Emir Nevruz (Ankara 2021), Atatürk Devri Dergilerinde Edebiyatla İlgili Kavramlar (Ankara 2021), Eğitimci Yazar Recep Murat Bugariç Hayatı Sanatı Eserleri (Üsküp-Kuzey Makedonya 2021), Necib Âsım Yazıksız-Türk Tarihi (Ankara 2022)

Nazlı Rânâ Gürel evli ve üç çocuk annesidir.

E-posta: nrgurel@yahoo.com

SÖZ BAŞI

Hayat hikâyesini, resmî ve husûsî hayatını “Yazarın Hayatı” başlığı altında verdiğimiz Necib Âsım Yazıksız (1861-1935), ömrünü asker, kültür ve bilim adamı olarak Müslüman-Türk milletine ve insanlığa vakfetmiş biri olarak yakın tarihimizdeki abide şahsiyetlerden birisidir.

Yaşadığı zaman dilimi (1861-1935), Türk tarihinin sıkıntılı devirlerine rastlamaktadır. Fransız İhtilali sonrası başlayan milliyetçilik hareketlerinin Osmanlı Devleti bünyesindeki halklar arasında isyana varan kıpırdanmalarla devleti meşgul ettiği bu süreçte, Sanayi Devrimi sonrasında Batılılaşma gerekliliği; Tanzimat, Meşrutiyet ve nihayetinde Cumhuriyet… Yusuf Akçura’nın Üç Tarz-ı Siyaset olarak adlandırdığı Osmanlıcılık-İslâmcılık-Türkçülük hareketlerinin devlette, kurumlarda ve yayın hayatında kendine yer ve taraftar bulduğu zaman ve zeminde Necib Âsım, Türkçü Necib olarak tanınmış ve bu sıfatın da hakkını veren icraatlarda bulunarak ömrünü tamamlamış bahtiyarlardandır.

Asker bir aileden geliyor olması, meslek olarak askerliği seçmesi ama bu meslekte de eğitim kadrosu içinde yer alması onun dikkatlerini insan, özellikle de eğitim, tarih ve dil odaklı çalışmaların içine itmiştir. O zamanın dünyasındaki millî uyanışlar, onda kendi milletine aşk derecesinde bir bağlılık uyandırmışsa da bu bağlanış hamasetle sınırlı kalmamış milletine ve insanlığa hizmet yolunda ilmî metotlar çerçevesinde çalışarak pek çok yayın yapmış, insan yetiştirmiştir.

Göktürk alfabesini Türklere tanıtmak şerefi 1896’da yaptığı yayınla Necib Âsım’a aittir. David Kushner’in şu tespiti oldukça önemlidir: Necib Âsım, gördüğümüz gibi Türk okuyucularını eski Türk yazılarıyla tanıştırmış, ancak bu yazıları tekrar canlandırmayı teklif etmemiştir (Kushner, 1979:119). Necib Âsım’ın Türklüğe, Türkoloji’ye olan hizmetleri bu kadarla sınırlı değildir. Dîvân-ı Lûgat’it-Türk’teki atalar sözlerini bir kitapta toplayıp yayımlamıştır. Ali Şîr Nevaî’nin Muhakemetü’l-Lügateyn’ini, kitaba bu büyük Türk şairinin hayat hikâyesini de ilave ederek Veled Çelebi ile birlikte yayımlayan da yine Necib Âsım’dır. Ali Şîr Nevaî’nin Muhakemetü’l-Lügateyn’ini büyük şairin 500. doğum yılı dolayısıyla 1941’de Türk Dil Kurumu da yayımlamıştır. Bektaşilikten bahseden bir risaleyi de Bektaşi İlmihali adıyla yayımlamıştır. Umde’tüt-Tevarîh gibi mühim bir eseri ilim âlemine sunmuş ve Türk musikisinin esasının Türk halk musikisi olduğunu ileri sürmüş ve eski Osmanlı musikisine bağlanan, onu müdafaa edenlere karşı koymuştur. Edib Ahmed Bin Mahmud Yükneki’nin İslâmî dönem Türk kültür ve edebiyatının ilk eserlerinden biri olan Atabetü’l-Hakayık adlı eserini de ilk defa bilim muhitine tanıtan Necib Âsım olmuştur. 1906’da bu eserin Uygur harfli metninin bir kısmını yayımlayan Necib Âsım, 1918’de ise metnin tamamını tercüme ve izahlı olarak yayımlamıştır. Necib Âsım’ın bu çalışması bizde ve Avrupa’da önemli bir çalışma olarak kabul edilmiş, değerlendirilmiş ve hakkında ciddi yazılar yayımlanmıştır. Prof. Dr. Fuad Köprülü ve Radlof’un yazıları bu konuda yayımlanmış önemli makalelerdir. Türk dili ve edebiyatının inkişâf tarihinde, bir merhâleyi aydınlatması bakımından mühim bir yer tuttuğu şüphesiz olan Edib Ahmed Yükneki’nin Atabetü’l-Hakayık adlı eserinin yeni bir tenkitli metnini hazırlayıp yayımlayan ise Prof. Dr. Reşit Rahmeti Arat’tır (Arat, 1992).

Necib Âsım, bu çalışmaları yapıp bir kısmını Avrupa’daki yayın organlarında yayımlamakla, Türklerin de bu gibi işlerle ilmî metotlar çerçevesinde meşgul olduklarını Türkoloji’nin merkezi olmakla övünen Avrupalılara da göstermiştir diyebiliriz.

Necib Âsım Yazıksız’ın bu ilmî çalışmaları arasında tarih kitaplarının önemli bir yeri vardır. O, tarih yazarlığını o derece önemsemiştir ki, vefatında mezar taşına “Necib Âsım Türk Tarihi Müellifi” yazılmasını vasiyet etmiştir. Dostları da onun bu vasiyetini yerine getirmişler ve bugün onun İstanbul Kadıköy Sahrayı Ce-did Mezarlığı’ndaki kabrini ziyarete gidenler mezar taşında şu yazıyı okuyacaklardır: Necib Âsım Türk Tarihi müellifi 1861-1935.

Türkçülüğün tarihini yazanların hemfikir oldukları bir görüş vardır: “Necib Âsım’ın Türkoloji ve dolayısıyla Türkçülüğe en büyük hizmeti ilk defa olarak bir Türk tarihi neşretmesidir.” Hakikaten Necib Âsım’a gelene kadar yazılan tarih kitaplarımız 15. asırdan sonra Osmanlı Tarihi olarak anıla gelmiş ve Türk tarihini Osmanlı ile başlatır olmuşlardı.

Yusuf Sarınay, Türk Milliyetçiliğinin Tarihî Gelişimi ve Türk Ocakları adlı eserinde; Necib Âsım Yazıksız (1861-1935) Leon Cahun’un, Asya Tarihine Giriş adlı eserini esas alarak yazdığı Türk Tarihi (1899) ile Türklerin Osmanlı öncesi tarihlerini aydınlatmıştır. Devletin Osmanlı adını almasını Türklerin eskiden beri devleti hanedan adıyla anmalarının bir sonucu olarak gören Necib Âsım, Türkleri devletin yönetici milleti olarak adlandırmaktadır (Sarınay, 1994:74) diyerek, Necib Âsım’ın ve bu eserinin önemini ortaya koymuştur.

Necib Âsım Yazıksız’ın Türk Tarihi adlı eseri, pek çok edebiyatçımıza da eserlerini yazmada ilham kaynağı olmuş, yazarlarımız bu kitapta verilen bilgilerden hareketle yeni makaleler, şiir, hikâye ve tiyatro eserleri kaleme almışlardır.

Leon Cahun’un “Introduction a l’Histoire de I’Asie” adıyla 1896’da Paris’te yayımlanan kitabını esas alan ve Doğu kaynaklarını da okuyarak yeni bilgi ve belgelerle genişleterek Türk Tarihi adıyla yayımlayan Necib Âsım Yazıksız, bir de yine Leon Cahun’dan Gökbayrak adlı bir roman tercüme etmiştir. Bu roman da Osmanlı’da Türkçülük fikirlerinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.

Sizin şu anda okumaya başladığınız Türk Tarihi adlı bu kitap, Leon Cahun’un Asya Tarihine Medhal / Giriş adlı eserinden hareketle Necib Âsım tarafından yazılmıştır. Necib Âsım, bu eserini yazarken Leon Cahun’un eserini esas almış ancak, Doğu kaynaklarını ve Türk kültür tarihindeki temel kitapları da okuyarak yeni pek çok ilaveler yapmıştır. Mesela Orhun Kitabeleri’nden parçalar eklenmiş, Ebulgazi Bahadır Han’ın Secere-i Terakime kitabından bölümler alınmış, Kutadgu-Bilig hakkında bilgi verilmiştir. Necib Âsım’ın yararlandığı önemli şahıs ve kaynaklar arasında İbn-i Haldun, Kâtip Çelebi, Sultan Bâbür’ün Bâbürnâme’si, Nestor’un Vakayinâme’si, İbn-i Fadlan’ın Kitâb ilâ Melike’l Sakalibe’si, Şehabeddin Mercânî’nin, Müstefad’ül-Ahbarfi Ahval-i Kazan ve Bulgar’ı, el-Cahiz’in Menâkıb Cünd el-Hilafe ve Fuza’il el Etrak’i, Şair Nedim’in tercüme ettiği Sahayifü’l Ahbar, Nizamülmülk’ün Siyasetnâme’si, Diyarbakırlı Sait Paşa’nın Mir’atü’l İber’i, Galib Edhem Bey’in Meskûkât-ı Türkmâniye Kataloğu ve Takvim-i Meskûkât-ı Selçukiyye’si, Hayrullah Efendi’nin Tevârih-i âl-i Osman ve Yazıcızâde Ali’nin Tevârih-i âl-i Selçuk adlı eserleri sayılabilir.

Necib Âsım, bu kitabını yazarken en doğru bilgiye ulaşmak için zaman zaman tarih kitaplarındaki bilgileri karşılaştırarak karşılaştırmalı tarih çalışması da gerçekleştirmiştir diyebiliriz, bu hususu da özellikle belirtmekte fayda vardır diye düşünüyoruz. Yani Necib Âsım, nakilci anlayış yerine akılcı bir yaklaşım sergilemiştir.

Necib Âsım’ın Türk Tarihi adıyla hazırladığı bu kitap, iki baskı yapmıştır. Yayınlandığı zaman Osmanlı’da millî şuurun uyanmasına birinci derecede âmil olan bu önemli eserin ilk baskısı İstanbul’da 1900 yılında yapılmış, ikinci baskısı ise Türk Derneği tarafından 1911 yılında yine İstanbul’da olmuştur.

Kitabın sonunda birinci cildin sonu denmesi ve yine eserde Türk tarihinin bütün zamanlarının anlatılmamış olması ikinci bir cilt daha olması gerektiğini düşündürüyor. Necib Âsım, planlamasını iki cilt olarak yapmış ama ikinci cilt hazırlanıp yayımlanmamış olabilir diye düşünüyoruz. Biz, yine de Yusuf Akçura’nın şu tespitine katılıyoruz: Osmanlılar ve belki bütün Türkler içinde ilk ‘Bütün Türk Tarihi’ yazarı olmak şerefi Necib Âsım Bey’indir.

Müellifi Necib Âsım olan Türk Tarihi adlı bu kitap, zamanın Maarif Nezareti Celilesinin 131 numaralı ve 13 Zil’kade sene 315 ve 23 Mart sene 314 tarihli ruhsatnamesiyle basılmıştır. Biz söz konusu bu kitabı önce Arap harfli metinden Latin harfli metne aktardık sonra da günümüz okurunun daha rahat anlayıp istifade edebilmesi için günümüz Türkçesine aktardık.

Necib Âsım’ın Türk Tarihi adlı kitabını yayına hazırlarken yeri geldikçe biz de “çevirmen notu” altında bazı açıklamalarda bulunduk. Bir başka husus da; Necib Âsım’ın farklı kitaplardan yaptığı uzun iktibasları dipnot olarak göstermek yerine kitabın sonuna eklediğimiz “Notlar” kısmında vermeyi daha uygun bulduk.

Necib Âsım, Orhun Âbideleri’nden başlayarak Türkçenin pek çok dönem ve muhtelif lehçe ve şivelerinden ayrıca Arap ve Fars dilleriyle yazılmış metinlerden de alıntılar yapmıştır. Dolayısıyla bu tip metinlerin Türkiye Türkçesine çevrilmesinde dostlarımdan ve sahanın uzmanlarından da destek aldım. Desteğini gördüğüm Dr. Bilge Kaya Yiğit, Yılmaz Baş, kızım Rabia Betül ve eşi Afşin Muhibali’ye, Prof. Dr. Mustafa Kalkan’a teşekkür ediyorum. Kalkan’ın, Şehabeddin Mercânî’nin günümüz Türkçesine aktardığı Müstefadü’l Ahbar Fî Ahval-i Kazan ve Bulgar adlı eserinden istifade ettik.

Necib Âsım’ın Türk Tarihi adlı eseri okuyup anlamak, ele aldığı zaman dilimi itibarıyla; tarihî olarak derinliğine, coğrafî olarak da genişliğine ciddî ve kapsamlı bir bilgiyi gerekli kılmaktadır. Biz bu çalışmayı yaparken pek çok tarih kitabını da okumak zorunda kaldık. Çünkü şahıs ve yer adlarının doğrusunu yazabilmek için bile bu okumalara ihtiyaç vardı. Özellikle yer adları konusunda Mısır, İran, Azerbaycan, Gürcistan gibi ülkelerdeki dostlarımızın ve Türkiye’nin muhtelif şehirlerindeki dostlarımızın bilgilerine de müracaat ettik. Zaman zaman sahanın uzmanı tarihçi akademisyenlerimize de danıştık. Çalışmamızın editörlüğünü de tarihçimiz Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz yaptı, kendisine teşekkür ediyoruz.

Kitabın başında yazarıyla ilgili olarak koyduğumuz özgeçmiş, Necib Âsım Yazıksız’ı niçin şimdiye kadar keşfedip okumadım dedirtecek tarzda hazırlandı. Bizim dil, kültür ve tarih sahalarında ilklerden biri olarak tespit ettiğimiz Necib Âsım Yazıksız, bu yayınla yeniden okurlarıyla buluşacak ve hizmeti devam edecektir diye düşünüyoruz.

Elips Kitap’ın sahibi Yasin Topaloğlu’na da özellikle iki kere teşekkür etmek istiyorum; birincisi yayımlandığı zaman devrin aydınları ve yazarları üzerinde çok etkili olmuş olan bu eseri keşfedip günümüz Türkçesine kazandırma arzusu için, ikincisi de bu eseri yayımlayarak günümüz ilim ve kültür dünyasıyla buluşturduğu için.