banner banner banner
Nutuk
Nutuk
Оценить:
 Рейтинг: 0

Nutuk

Süvari Alay Komutanı’nın ve Topçu Alay Komutanı’nın, Vali’nin geceyi hükûmet binasında geçirmekte olduğunu bilmedikleri kabul edilemez. Mutasarrıf’tan çok Vali’nin yakalanmasının önemli olduğu da meydandaydı. Şu hâlde, malum kişilerin kaçmasına göz yumulduğu muhakkaktır. En zayıf yoruma göre, malum kişilerin yanlarındaki beş-on silahlı jandarma ve Kürt ile çatışmadan büyük fenalık çıkabileceği vehmi, Malatya’dakileri dolayısıyla tedbir almaya sevk etmiş ve bu şahısları ürküterek kaçırmayı tercih ettirmiştir, denilebilir.

10 Eylül’de İlyas Bey’e verdiğim talimatta belirttiğim başlıca noktalar:

1- Kaçakların bir an önce yakalanmaları;

2- Kürtlük cereyanına asla elverişli zemin bırakılmaması;

3- Malatya’da, mutasarrıflığı Jandarma Komutanı Tevfik Bey’in üzerine alması; uygun, namuslu ve vatansever bir zatın da Harput’ta hemen valiliğe getirilmesi;

4- Malatya ve Harput’taki hükûmet kuvvetlerini tamamen ele alarak millet ve vatan aleyhinde hiçbir faaliyete meydan verilmemesi;

5- Kaçaklara uyanların amansızca ve merhametsizce yok edileceğinin ilan olunması ve namuslu halkın hakikatten haberdar edilmesi;

6- Millî varlığımızı tehlikeye sokacak olan yabancı askere de karşı konulacağının belirtilmesi ve ona göre gerekli tertip ve tedbirlerin alındığının bildirilmesinden ibaretti (Ves. 68).

Efendiler, kaçakların komşu ve çevredeki aşiretlerden birtakım Kürtleri toplayabileceklerini ve hatta Maraş’ta bulunan yabancı kuvvetlerden faydalanabileceklerini muhakkak gibi kabul etmek lazımdı. Onun için alınmış olan tertibatı ve bu işe ayrılmış olan kuvvetleri takviye etmek gerekiyordu. Bu maksatla Sivas’tan bir katırlı müfreze daha 9 Eylül akşamı Malatya’ya gönderildiği gibi 3’üncü Kolordu mümkün olduğu kadar kuvvetlerini güneye indirecek, 13’üncü Kolordu takip işini üzerine alacak ve hainlere kıpırdayacak bir fırsat vermemek için yapılacak her şeyi yapmak gerektiğinden, Mamahatun’daki süvari alayı da Harput’a doğru harekete geçirilecekti. Bu hususta 3’üncü, 13’üncü ve 15’inci Kolordu Komutanlarına gerektiği şekilde tebligat ve temennilerde bulunuldu (Ves. 69).

Efendiler, verdiğimiz talimat çerçevesinde kaçakları takip ettirirken, bir taraftan da elimize geçen bazı vesikaları gözden geçirelim. Bu vesikaların, hadiseyi ve Ali Galip teşebbüsünü ve İstanbul hükûmetinin bayağılığını her türlü açıklamalardan daha mükemmel bir şekilde ortaya koyacağını zannettiğimden, onların aynen gözden geçirilmesinin lüzumsuz olmadığı fikrindeyim.

Önce, Dâhiliye Nazırı Adil Bey ile Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa’nın ortak imzalarıyla Elazığ Valisi Ali Galip Bey’e verilen 3 Eylül 1919 tarihli talimat metnini okuyalım!

Bunun arkasından Dâhiliye Nazırı’nın, gönderilecek kuvvetin ve harcanacak paranın miktarı hakkında Babıali’den çektiği telgrafını görürüz:

İstanbul

906

Kendisi tarafından çözülecektir.

Elazığ Valisi Galip Beyefendi’ye,

C: 2 Eylül 1919, numara iki:

Arz olunmuştur. Hakkında Padişah’ın yüce buyruğu bugün çıkacaktır. Bu itibarla kesinlik kazanmıştır. Talimat şudur:

Bildiğiniz gibi Erzurum’da kongre adı altında birkaç kişi toplanarak birtakım kararlar aldılar. Ne toplananların ne de aldıkları kararların esası, önemi vardır. Fakat bu durumlar memlekette birtakım dedikodulara sebep oluyor. Avrupa’ya ise pek mübalağa ile aksettiriliyor. Bundan dolayı pek fena tesirler yaratıyor. Ortada önem verilecek hiçbir kuvvet, hiçbir hadise olmadığı hâlde sırf bu mübalağalardan ve uyandırılan kötü tesirlerden endişeye düşen İngilizlerin yakında Samsun’a epeyce bir kuvvet çıkaracakları tahmin ediliyor. Hükûmetin her tarafa olduğu gibi tarafınıza da gönderdiği malum tebligata aykırı hareketler devam ederse çıkarılacak yabancı kuvvetlerin Sivas’ı ve oradan daha ilerleyerek birçok yerleri işgal etmeleri ihtimali uzak değildir. Bu ise memleketin menfaatlerine şüphesiz aykırıdır. Erzurum’da toplanan malum şahısların yakında Sivas’ta bir araya gelerek yine bir kongre toplamak istemekte oldukları yapılan haberleşmelerden anlaşılıyor. Böyle beş-on kişinin orada toplanmasından hiçbir şey çıkamayacağı hükûmetçe bilinmektedir. Fakat bunları Avrupa’ya anlatmak mümkün değildir. İşte bunun için bunların orada toplanmasına meydan vermemek gerekiyor. Bunun için de her şeyden önce, Sivas’ta hükûmetin tam güvenini kazanmış ve memleketin selametine uygun olan tebligatı olduğu gibi yerine getirmeye azimli bir vali bulundurmak gerekmektedir. Yüksek şahsınızı onun için oraya gönderiyoruz. Gerçi Sivas’ta kongre yapmak isteyen birkaç kişiye engel olmak o kadar güç bir şey değilse de yüksek rütbeli subaylar, komutanlar, subaylar ve askerin bazılarının da bunlarla aynı fikirde oldukları anlaşıldığından, hükûmetin alacağı tedbirleri ellerinden geldiği kadar boşa çıkarmaya ve malum şahısları mümkün olduğu kadar korumaya çalışacakları dikkate alınarak, güvenilebilir bir iki yüz kişinin yanınızda bulunması başarı sağlamak için uygun görülmektedir. Bundan dolayı evvelce yazdığım gibi oralardaki Kürtlerden güvenilebilir yüz yüz-elli kadar süvariyi birlikte alarak, ne için oradan gidildiği hiç kimseye sezdirilmeden Sivas’a hiç kimsenin beklemediği bir zamanda girerek, vali ve komutanlığı hemen üzerinize alacak ve oradaki jandarma ve askeri, miktarları az olmakla beraber iyi idare edecek olursanız karşınızda başka bir kuvvet olamayacağından derhâl nüfuzunuzu kullanarak toplantıya meydan vermemiş olacağınız ve orada bulunanlar varsa hemen yakalayıp muhafaza altında İstanbul’a gönderebileceğiniz meydandadır. Bu suretle kazanılacak hükûmet nüfuzu ve otoritesi memleket içinde macera peşinde olanları yıldırarak bir daha bu gibi kötü hareketlerin ortaya çıkmasını önleyeceği gibi dışarıda da pek ziyade iyi tesir bırakacak, yabancıların asker çıkarmak ve oraları işgal etmek hususlarındaki tasavvurlarından vazgeçmeleri için hükûmetçe yapılacak müracaat ve teşebbüslere sağlam bir dayanak teşkil edecektir. Zaten Sivas halkının bazı tanınmış şahsiyetlerinden doğru olarak öğrenildiğine göre halk bu politikacıların tahriklerinden, para toplamak için yaptıkları baskılardan pek nefret etmiş. Bu hareketlerin önlenmesi için hükûmete her bakımdan yardıma hazırdır. Orada jandarmaya derhâl yazılacak, istenildiği kadar asker bulunacağı, bunlara nüfuzlu kimseler tarafından özel olarak yardım edileceği haber verilmektedir. Bu suretle yeteri kadar ve hükûmete kuvvetle bağlı bir jandarma birliği hazırlandıktan sonra yanınızda götüreceğiniz süvarileri hoşnut ederek yerlerine gönderiniz. İşte alınacak tedbirler bundan ibarettir. Bunun kolaylıkla ve başarıyla uygulanması, sadece son derece gizli hareket etmeye bağlıdır. Sivas’a tayininizden, hatta o taraflara gideceğinizden, kendi ailenizden en güvendiğiniz hiçbir kimseye bile bahsetmeyiniz ve Sivas’a girinceye kadar maksadı yanınızdakilere dahi sezdirmeyiniz. Bu, başarının temel şartıdır. Bu bakımdan şimdilik, her hâlde ailenizi orada bırakarak, çevredeki aşiretleri teftiş için beş-on gün dönmeyeceğinizi ailenize ve gereken kimselere anlatarak, hemen hareketle, bir gün evvel Sivas’a aniden girmeye gayret etmelisiniz. Oraya varışınızda, aşağıda bulunan telgrafı gereken kimselere tebliğ edip, valilik ve komutanlığı ele alarak hemen işe başlamalısınız. Bir taraftan da makine başında Nezarete durumu bildirmelisiniz. Böylece durum belli olur olmaz size yine makine başında, tarafımdan vaziyete göre gerekli tebligat yapılacaktır. Bu şekilde işe başladıktan sonra, ne vakit uygun görürseniz, ailenizi ve eşyanızı Sivas’a getirtebilirsiniz. Şu kadar ki şimdi orada bulunan Reşit Paşa’nın valilikten azlolunduğu, yerine başkasının gönderileceği her nasılsa duyularak, kendisi tarafından Nezarete başvurulduğundan ve isimleri sizce bilinen kimselerin Sivas’ta yakında toplanmak istedikleri alınan haberlerden anlaşıldığından, boşuna bir dakika geçirilmeyerek bir an önce hareket ve bir saat evvel oraya ulaşmaya gayret etmeniz de işin icabı olarak çok önemli ve zaruridir. Şu sebep ve düşüncelere göre ne zaman hareket edeceğinizin ve ne kadar zamanda oraya varabileceğinizin bildirilmesi gerekmektedir.

Sivas’ta ilgililere göstereceğiniz telgraf şudur:

Zatıalilerinin Sivas vali ve komutanlığına tayinleri vekiller heyeti kararıyla Padişah hazretlerinin yüce buyruklarına sunulmuş ve gereği şerefle onaylanmış olduğundan hemen hareketle, bu telgrafı Sivas’taki sivil ve askerî memurlardan icap edenlere gösterip, vali ve komutanlığı üzerinize alarak göreve başlamanız ve hemen durumu bildirmeniz tebliğ olunur.

    3.9.1919

Dâhiliye Nazırı

    Harbiye Nazırı

Adil

     Süleyman Şefik

Çok aceledir.

Babıâliden.

    6 Eylül 1919

Malatya’da Elazığ Valisi Galip Beyefendi’ye,

C: 6 Eylül 1919.

Eşkıya takibi için gönderilecek kuvvetin masraflarının jandarma ödeneği hesabına, mal sandığından karşılanması zaruridir. Kaç kuruş sarf olunacağının ve gönderilecek kuvvetin miktarıyla hareket gününün hemen bildirilmesi.

    Nazır
    Adil

Dâhiliye Nazırı, üç gün sonra da Ali Galip’in bir telgrafına cevap olduğu anlaşılan şu telgrafı veriyor:

Aceledir.

    İstanbul, 9.9.1919

Malatya’da Elazığ Valisi Beyefendi’ye,

C: 8 Eylül 1919. Numara iki:

Sivas’ta güvenilebilecek vasıta olmadığı için yeterli bilgiler alınmamaktaysa da ora ahalisinden, burada bulunan bir adamın ifadesine ve diğer yerlerden de alınan umumi bilgilere göre evvela halk bu tahriklere taraftar değildir. İkinci olarak da asker yok denecek kadar azdır. Bu hareketi idare etmekte olanlar malum şahıslar ile komutan ve subaylardan bazılarıdır. Bunlar, işe millî bir şekil vererek maksatlarını kabul ettirmeye çalışmaktadır. Hâlbuki millet bu işlere taraftar değildir. Orası daha yakın olduğundan istediğiniz bilgileri daha kolaylıkla elde edebilirsiniz. Bununla beraber gazeteler her nasılsa oraya tayin olunduğunuzdan bahsettikleri için bir gün önce yola çıkmanız daha çok önem kazanmıştır. Birlikte bulunduracağınız kuvvetin ne kadar fazla olursa, başarıyı o nispette kolaylaştıracağı meydandadır. Bu kuvvetin miktarlarıyla hareket tarihinizin bir gün evvel kararlaştırılmasını ve bildirilmesini bekliyorum.

    Nazır Adil

Ali Galip Bey, Nazır Adil’e cevaben Malatya’dan son olarak şu telgrafı veriyor:

Çok acele ve gizlidir.

Kendisi tarafından çözülecektir.

Dâhiliye Nezaretine,

Bu ayın on dördüncü günü yeteri kadar kuvvetle eşkıyanın takibi ve yakalanması için Malatya’dan hareket edecek şekilde gerekli tedbirler alınmıştır. Allah’ın yardımıyla çarpışmada neticenin başarılı olacağına itimat buyrulsun. Yalnız yazıların cevapları ve icapları geciktirilmemelidir.

    9.9.1919

Elazığ Valisi

    Ali Galip

Bu telgraftan, 9-10 Eylül gecesini hükûmet binasında, heyecanlar içinde sabaha kadar uykusuz geçiren Ali Galip’in, 9 Eylül 1919 günü henüz kahramanlığının üzerinde ve Allah’ın yardımıyla çarpışmada başarıdan pek ümitli olduğu anlaşılıyordu.

Efendiler, bu olay ve bu vesikalardan haberdar edilen sivil amirlerden, Dâhiliye Nazırı Adil Bey’e ve komutanlardan da Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa’ya güvenilemeyeceği yolunda telgraflar çekilmesinin uygun olacağı düşünüldü. Halkın dikkati çekildi.