banner banner banner
Nutuk
Nutuk
Оценить:
 Рейтинг: 0

Nutuk

Gerçi uyumuyoruz. Bir şey yapmak istiyoruz. Fakat bu şeyin şekil ve nazariyatıyla uğraştığımıza, uzun yolları seçtiğimize inanmaktayım. Zamanın, hâlin beklemeye tahammülü yoktur. Memleketin durumu dakikadan dakikaya fenalaşıyor. Bu bakımdan fikirler üzerinde fazla durmayarak faaliyetlerimizi hızlandırmak gerekiyor. Bu hususta benim hatırıma gelen şudur:

Aynı zamanda, her taraftan Zatışahane’ye bir telgraf çekelim. On aydan beri gözü önünde, çok defa kendi arzu ve hevesiyle cereyan eden rezaletler yüzünden nereye sürüklenmekte olduğunu gören milletin, ne pahasına olursa olsun mukadderatını ele almaya karar verdiğini ihtar ve kırk sekiz saat içinde milletin güvenebileceği bir hükûmet kurulmadığı ve Meclis-i Müessisan’ın (Kurucu Meclis) daveti karar altına alınmadığı takdirde, ne kendisini ve ne de hükûmetini tanımadığımızı ilave edelim. Bunda hiçbir güçlük yok. Geleneğe göre boyun kırmaktan üzüntü duymayan millet, biz yürüyelim, arkamızdan gelsin efendim.

Beş gün önce azlolunduğu takdirde İstanbul’a gideceğini arz eden Canik Mutasarrıfı’nın bu telgrafını, biraz öfkeyle yazılmış olmakla beraber karar ve hareket telkin eder bir mahiyette bulduğunuzu tahmin etmek isterim.

Mutasarrıf Bey, milletin bir ümit ışığı beklediği yerde, acaba bir şey var mı, diye şüpheleniyor.

Bizi, ne yapmak istediğini bilmeyen şekil ve nazariyatla uğraşan şaşkınlar zannediyor. Fikirler üzerinde ısrar etmeyerek faaliyetleri hızlandırmak için yapılacak şeyi de söylüyor. Eğer bundan sonra bütün görüşlerindeki isabetsizliği ortaya koyan çirkin bir fikri ileri sürmeseydi, iyi ederdi.

Efendiler, tarih “geleneğe göre boyun kırmaktan üzüntü duymayan millet, biz yürüyelim, arkamızdan gelsin” fikir ve inancında bulunanların uğradıkları akıbetler ve cezalarla doludur. İdare adamlarının, bilhassa millet adamlarının böyle sakat ve çarpık zihniyetlere asla kapılmamaları lazımdır. Hamit Bey bu telgrafında, bizim Refet Bey’le beraber iç taraflara çekilmesi hususundaki tembihimize asla temas etmiyor.

Hamit Bey’in bu telgrafına 21 Temmuz 1919 tarihinde verdiğimiz bir cevapta:

“İnşallah her şey olacaktır. Yalnız milletin güvenebileceği bir hükûmet kurmak için önce o hükûmetin dayanabileceği bir kuvveti meydana getirmek lazımdır. O da Doğu Vilayetleri Kongresi’nin ve onun arkasından da Sivas Umumi Kongresi’nin toplanmasıyla olacaktır.” dedik.

Refet Bey’le Haberleşmeler

Efendiler, 3’üncü Kolorduya, bu münasebetle Refet ve Selahattin Beylere tekrar temas etmek gerekiyor. Vesile şudur:

İngilizler, Sivas’a bir tabur gönderecekleri haberini yaydılar. Her ihtimale karşı, Sivas’a gelen muhtelif yönlerde askerî tedbirler aldırmak lazım geldi.

Bu münasebetle Amasya’da bulunan 5’inci Tümen Komutanlığına, 18 Temmuz 1919 tarihinde verdiğim bir emir metninde, henüz Amasya’da bulunan Refet Bey’e ait de şu cümleler vardı: “Durum hakkında Refet Bey’ in önemle dikkati çekilir. İhtimal ki Refet Bey, böyle bir durumu göz önüne alarak şimdilik Amasya’da kalmayı da tercih eder.”

5’inci Tümen Komutanının 19 Temmuz 1919’da verdiği cevapta, şu dikkate değer cümleler vardı:

“Selahattin Bey henüz Samsun’dadır. Şimdiye kadar kendisiyle temas edemediğim gibi hiçbir ciddi ve önemli haberleşme de cereyan etmemiş olduğundan, adı geçen komutanın fikir ve inancının ne merkezde olduğunu bilemiyorum.”

“Fakat Refet Bey gerektiğinde İngilizlere karşı koyacak kadar cesaret gösteremeyeceğini hissettirmişti.”

“Refet Bey, 18 Temmuz 1919’da Sivas’a hareket etti.” (Ves. 35). Bunun üzerine Refet Bey’e şu şifreyi verdirdim.

    19 Temmuz 1919

Şifre

Kişiye özeldir.

Sayı: 115

Amasya’da 5’inci Tümen Komutanlığına,

Sivas’ta 3’üncü Ordu Sıhhiye Müfettişi Albay İbrahim Tali Beyefendi’ye, Refet Bey’edir: Selahattin Bey’e telgrafımı verdiniz mi? Bu arkadaşımızın kesin kanaatlerinin mutlaka öğrenilmesi tereddüt yahut iki cepheli idare gibi felaket doğuracak bir duruma hiçbir şekilde tahammül ve rıza gösterilmemesi bir vatan vazifesi olduğundan, bu hususta evet veya hayır tarzında kendisinden söz alınması ve ona göre bir karar verilmesi şarttır. Sizin bıraktığınız noktadan başlamak, kendileri için yegâne programdır. Şimdiye kadar hemen bir hafta olduğu hâlde hiçbir kesin bilgi alınmaması ve İstanbul’dan gelen malumatta kendisi hakkında sağlam bir kanaat gösterilmemesi ve hareketinden önce Sadık Bey ile gizli bir temas ve hususiyetinden bahis ve şikâyet edilmesi, bu telgrafımın yazılmasına sebeptir. Bunu ve bunun neticelerini bilhassa sizin takdir ve halletmeniz lazımdır.

Zira herhangi bir halk topluluğunda söyleyeceği yanlış ve millî gayeye aykırı bir tek sözün dahi meydana getireceği aksi tesiri ve bunun yaratacağı durumu şimdiden düşünmek kâfidir. (Mustafa Kemal)

    3’üncü Ordu Müfettişliği
    Kurmay Başkanı Albay
    Kazım

Yalnız bu telgrafımıza değil, çok şeye cevap eden Refet Bey’in şu telgrafını aynen arz edeceğim:

Asayişle ilgili ve çok aceledir. Sivas’tan 22.7.1919 1828

Erzurum’da 3’üncü Ordu Müfettişliği Vekili Kazım Karabekir Paşa Hazretleri’ne,

1- Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine:

Telgrafınızı Selahattin Bey’den ayrıldıktan sonra aldığım için kendisine veremedim. Selahattin Bey’i herkes gibi siz de çok iyi tanırsınız. Kararsız tabiatlı bir kimse. On günden fazla bu bölgede kalmamak niyetiyle gelmiş. Az kaldı, komutayı almadan geri kaçacaktı. Kendisini ikna ve tatmin ederek vatani vazifesini hatırlattım. Memleketini her hâlde sever fakat vakitsiz iş görmeye gelemez. Aşağı yukarı Vali Reşit Paşa’dan biraz daha iyi. 13’üncü Kolordudan geçen silahlardan haberi olduğu gibi bu işi halletmek için İstanbul’da da çalışmış ve muvaffak olmuş. Buraya, Cevat Paşa tarafından seçilerek gönderilmiş. Bu itibarla gaye için zararlı olamaz ve hiçbir halk topluluğunda gayeye aykırı tek bir söz söylemez. Aksine millî gaye uğrunda fakat sessiz bir şekilde çalışmayı vadetti. Sadık Bey ile münasebeti hakkında verilen bilgilere inanamıyorum. Zaten aldığımız haberi iyi kontrol etmeden ve muayyen bir program yapmadan çalışmak, kuvvetlerin kaybedilmesine sebep oluyor. Doğudaki durum hakkında bana verdiğiniz bilgilerde, aldığınız mübalağalı haberlere kapılmamış olsaydınız, ihtimal ki ben vaziyeti daha iyi idare eder ve komutayı terke mecbur kalmazdım. Tek başına karar verecek insanların, hakiki durumu bildirmeleri lüzumunu siz de takdir buyurursunuz. O hâlde Selahattin Bey’i boşuna ürkütmek ve hayır dedirtmekle ne çıkacak? Zaten o kaçmaya hazır. Yerine acaba kim gelecek? Emirlerinizin kısa ve açık olmasını rica ederim. Selahattin Bey hakkındaki telgrafınızı lütfen bir daha okuyunuz. Fırtınayla başlayıp sükûnetle biten bu telgraftan kesin niyetinizi çıkaramadım. Bununla beraber birkaç güne kadar Selahattin Bey Samsun’dan dönüyor. Kendisiyle görüşeceğim. Her hâlde onu uygun bir tarzda gayeye hizmet yolunda idare için tedbirler alıyorum.

2- Samsun’a çıkarılan taburun, buradaki Hintli Müslümanları değiştirmekle beraber, bilhassa Sivas’ta bulunduğunu zannettikleri zatıalilerine karşı bir tehdit maksadıyla çıkarıldığımı, İngilizlerle temasımda anladım. Beni İstanbul’a gitmeye razı etmek için Kavak’ta bulunduğum zaman bir İngiliz binbaşısı geldi. İngilizlere gösterdiğim mukavemeti bahane ederek zatıalilerinin kuvvetini zaafa uğratmak için beni vazifeden aldırdıklarını açıkça söyledi. Zatıalilerinin dayandığı diğer şahsiyet Kazım Karabekir Paşa imiş, bundan dolayı Kazım Paşa İngilizlerin ısrarına yol açacak görünürde bir vesile yaratmamalıdır. Ferit Paşa’nın, istifanız üzerine Kazım Paşa’yı vekil olarak tayin etmesi, İstanbul’dakilerden bir kısmının fena bir maksadı olmadığını gösteriyor. Fakat İngilizlerin ısrarı karşısında bir şey yapamazlar. Kazım Paşa’nın vekil olarak tayini de Selahattin Bey’in Sadık Bey hesabına buraya gelmediğine delildir.

3- Benim İstanbul’a götürülmem için İngilizlerin resmî olarak İstanbul hükûmetine baskı yapmaları pek muhtemeldir. Çünkü benimle İngilizlerin arasında resmî bir münasebet var (!). Bu baskı artarsa Selahattin Bey ‘i güç bir durumda bırakmamak için izimi kaybettireceğim.

4- Hamit Bey’in değiştirileceği söylentisi henüz gerçekleşmedi. Onun yerinde bırakılması için gerek Selahattin Bey ve gerekse İngilizler İstanbul’a müracaat ettiler. Kendisinin değiştirilmesi teşebbüsü, Dâhiliye Nezareti ile kavga etmesinin neticesidir. Selahattin Bey’in yerine, Konya’ya, Sedat Bey’in geldiği de doğru değildir. Her ne kadar Hamit Bey bütün komutanların değiştirileceğini haber aldığını yazıyorsa da Kazım Paşa’nın vekil olarak tayini bunun aksini gösteriyor.

5- Sivas Kongresi hakkında Sadrazamlıktan (Başbakanlık) doğruca vilayetlere tebliğ olunan 20 Temmuz 1919 tarihli telgrafı gördünüz mü? Karahisar’daki Tümen Komutanı, bu kongreye temsilci seçilmesi için buralara beyanname yayımlamış. Bu hareket tarzını yerinde buluyor musunuz? Almanya ile yapılan barış anlaşması ve doğudaki sükûnet, bir yandan durumun gelişmesini beklerken, öte yandan bizim de ihtiyatlı bulunmaklığımızı gerektirmiyor mu? Şahsım hakkında hiçbir endişem olmadığını artık anlamışsınızdır (!). Yalnız kararsız ve programsız hareketlerle gayeyi çıkmaza sokacağız. Ya ihtiyatlı olalım veyahut hemen işi açığa vuralım. Fakat ikisinden birini yapalım. Sivas Kongresi’nden bugün için bir fayda ümit ediyor musunuz? Bugünkü duruma göre, bu kongrenin, Sivas’ta ve herkesin gözü önünde yapılmasını tehlikeli bulmuyor musunuz? Güney taraflarından Sivas’a gelecek bir darbe, bilhassa bu vilayet halkının kansızlığı sebebiyle, Anadolu’yu ikiye ayırır ve pek tehlikeli olur. Bunun için bu vilayetin son zamana kadar âdeta tarafsız görünmesi pek ziyade önemlidir. Bu kongrenin mutlaka toplanmasına lüzum varsa, aldığınız haberlere göre temsilcilerin gelmesi mümkünse acaba bunun doğuda bir başka yerde toplanması daha doğru olmaz mı?

6- Sivas ve Amasya şehirleri halkı pek karışık; kazalarda, köylerdeki halk bunlara göre pek çok iyi. Bundan sonra çalışmalarımı ona göre ayarlayacağım.

7- İstanbul’dan aldığım haberde, buradaki millî mücadelenin hiçbir parti veyahut bir şahsın kendi ihtiraslarını tatmin maksadıyla olmayıp, sırf milletin selamet ve istiklalini temin gayesini güttüğü hakkında, zatıalileri tarafından bir beyanname yayımlanarak İngilizlerin yatıştırılması tavsiye olunuyor. Buna lüzum görüldüğü takdirde, ben, bunun zatıaliniz tarafından bir beyanname şeklinde değil, belki Erzurum Kongresi’ nin kararlarına dâhil edilerek yayımlanmasının uygun olacağını zannediyorum.

8- Ajanslar, Meclisimebusan (Millet Meclisi) seçimlerinden bahsediyorlar. Bu hususta ne düşünüyorsunuz? (Refet).

    3’üncü Kolordu Kurmay Başkanı
    Zeki

Bu telgrafa verdiğimiz cevabı da aynen zikretmekle yetineceğim:

    23.7.1919

Şifre

Subay tarafından çekilmesi

Aceledir.

171

Sivas’ta 3’üncü Kolordu Kurmay Başkanı Zeki Bey’e;

Refet Beyefendi’ye,

1- Selahattin Bey hakkındaki telgrafı bir defa daha okumak üzere aradım. Fakat bulunamıyor. Hatırladığıma göre bu zat hakkında söz konusu olan hususlar İstanbul’dan bildirilmişti. Her alınan haberin doğruluğu arzu edildiği şekilde kontrolüne nadir olarak imkân bulunur. Doğudaki durum hakkında aldığınız bilgiler, mübalağadan uzak olmamakla beraber, bize yanlış bir adım attırmış değildir, kanaatindeyim. Mukadderatımızda, yalnız doğudaki hadiselerin gelişmesi esasına dayanılarak yetinilmiş değildir. Millî teşkilatı genişleterek düzenli bir şekilde kökleştirmek, kongrelerle millî davayı benimsetmek, ordunun millî teşkilata yardım ve desteğini sağlamak, millî davanın kaybedilmesine meydan vermemek için komuta, silah meselelerinde gereken, kesin kararı vermek hususlarında, yapıldığından başka türlü ve daha ihtiyatlı davranmak acaba bugünkü müspet neticeyi verebilir miydi? Herhâlde şimdiki durum, herkesi memnun edecek derecededir.

2- Kazım Paşa’nın komutan vekilliğine tayini pek yerinde olmuştur. İngilizlerin ısrarına yol açacak görünürde bir vesile yaratmamaya çalışıyor. Fakat silah meselesi ve Trabzon’a asker çıkarılmasını önlemek hususunda müsamahalı davranamayacağımız şüphesizdir. Hâlbuki bu sebepler İngilizlerin elbette hoşuna gitmeyecektir.

3- İngilizler, benim İstanbul’a götürülmem hususunda pek çok ısrar ettiler ve hükûmete son derece baskı yaptılar.

Hükûmet ve Zatışahane ile makine başında günlerce devam eden görüşmelerde bu nokta pek açık olarak bildirildi. Bu konuşmaların metinleri, görüştüğümüzde zatıaliniz tarafından görülecektir. Fakat meslekten istifa edince ısrar son buldu.