banner banner banner
Lâ Havle – Lütfî Divânı
Lâ Havle – Lütfî Divânı
Оценить:
 Рейтинг: 0

Lâ Havle – Lütfî Divânı

Gümbür gümbür çağıldasın su
Varlığın ilki deniz

Ve deniz hayata gebedir
Doğuş
Sapan taşından fırlayacak taş gibi
Bekliyor
Ve gürültü; denizin dibinden geliyor gürültü
Bir yumruk gibi şakakta patlıyor
Bir an baygınlık ve
Çağlamak, dirilmek, uyanış…

Varlık peydahlandı denizin üstünde bir kuş
Kalbinin çarpışı duyuluyor
Heyecan, canlı oluş

Su kıskandı canlıyı
Hâlbuki kendindedir hayat
Hayatın zeminidir su
Bunu bilmez su
Bağrı yanıkların
Kuru, kupkuru çatlak dudaklarından
Dökülecek son sözlerin su olduğunu..
Bilmez su

Boğmak istedi kuşu su
Boğmak istedi içine alarak
Aşk onca buydu
Zulm ve aşk

Aşkın sonu zulüm
Nasıl sebebiyse
Velilerden Abdullah’ın dediği gibiyse
Yaradan’a kulluktan kaçılan her an
Zulmün ta kendisi

Varoluş bir eziyet
Bir yabancılaşma özüne
Mutlak ebedî hakikatten kopuş
Fakat her nefeste hû gizli
Her nefeste Allah

Zikirden o an fikir doğacak
Bir güneş gibi

Vahy fikri
Sesler gaiplerden bir akis
Meclis: Mağara
Okumak ilk emir insana
İkra
Ve yarıldı mağara
Bu alfabe hangi alfabe
Ya bu gramer
Sayfalar çevrildi
Ne okuyacak insan

Çarpıldı, sendeledi
Her yanını O kaplamıştı
Ve her yan O’nda
Okumak
Allah’ın adıyla

Okudu
Bütün mağara okudu
Bütün bir mekân
Ses yankılandı evrende
Her şey yöneldi Rabbi’ne
Heyecan son haddinde
Kalplerde depreniş
Bir ürperti
Kapı kapandı
Kervan durdu

Ya gidiyordu da biz koptuk
Korkunç boşluk…
Kurtar bizi ya Rab
Kurtar

Ölüler evinden selam getirdim
Mezar taşları uğurladılar beni
Tabutlar mağaralar gibidir
Beyaz kefendir karanlıkta fener
Eşyalar köşesizdir
Eşyalar birbirine döner

Dokunun mezar taşlarına dokunun
Gece bir fatiha silüetinizden

NAAT-I ŞERİFE-İ 21. YÜZYIL[33 - Bu şiir o kadar hızlı yazıldı ki ertesi gün Diyanet İşleri Başkanlığının açtığı naat yarışmasına katıldı. “Naatlar” kitabında yer aldı. Nurullah Genç birinci, Şükrü Karaca ikinci olmuştu. Yoksa yanlış mı biliyorum? Bir de isimsiz bir naat göndermiştim.]

Aydın olsun, kutlu olsun gününüz
Müjdesiyle ufkumuzu sardı O
Cihana dirlikler versin ününüz
Mucizeyi elimize verdi O

Sükûtun içinden sesi çıkardı
Kandili ateşledi mağaramızda
O olmasa bir mum bizi yakardı
Günaha gömülü dimağımızda