banner banner banner
Lâ Havle – Lütfî Divânı
Lâ Havle – Lütfî Divânı
Оценить:
 Рейтинг: 0

Lâ Havle – Lütfî Divânı


Kılıcın Orta Çağlardan mı, İlk Çağlardan mı taşın
Yaşadığın bu çağda sözün böyle neden ürkek ve şaşkın
Bu taş taş üstünde duran başlardan hangisi senin başın

Dağlardan mı çağlar, çağlardan mı taşar şiir
Şaire ne gam, her şey zaten mümkündür
İç içebildiğince, kurusun ab-ı hayat, buharlaşıversin şiir

Suya esrar veren ne, senin gölgen olmasın
Su ya esra, suya vuran gölgeler suya versin sırrını
Ey sularda saklı sır, sırrı taşıyan ışık

Rüyayı benden alan yüzünü unutturandır
Çocuk yorgun düşünce hatırlar mı rüyayı
Belki de sonsuzluğa eş yakalanan bir andır

Çocukluğumun rüyaları hep sularda boğuldu
Sudan fışkıran esrar boğazımda düğümdü
Deniz dibinde susamışlığımla şehirleri suladım

Yıkadığım şehirler giderek kirlendiler
Kirlenen yapılara kırdan kil arandılar
Arandılar kirlenmemiş kır bulmak için

Su ne vakit sürükleyecek o büyük dönüşümü
Bir sürekli varoluş sellerden sıyrılıp da
Ne vakit inşa eder o arınmış yapıyı

O beklenen gelmeyen, hangi suyu bekliyor
Suyu yıkayan sular, suya yakaran sular
Yanan sularda hasret o nübüvvet revnakın

(Suyun Bittiğini Kavrayan İnsanoğlunun)

SUSUZLUK SENFONİSİ

Belki benden, belki gökten bir ses var
Baktım yere, baktım göğe zor seçim
Ey Şehsuvar, toprağını kim suvar
Susuzum, susuzum; kurudu içim
Belki benden, belki gökten bir ses var

Gün gelir biter su, bilen biliyor
Şu derin kuyudan kim su çekecek
Titreyen ışığı imdat diliyor
Sarı lamba ha söndü, ha sönecek
Gün gelir biter su, bilen biliyor

Semâ mı delinen, yoksa ruhum mu
Hangi ilmek sökük gök kiliminde
Bozuk olan kök mü, dal mı, tohum mu
Çok toprak taşındı aşk ikliminde
Semâ mı delinen, yoksa ruhum mu

Yağmur gibi yağan nedir enseme
Yüzümü yaysam da derim taşlara
Bu şehir benimle döner serseme
Karışıp gözümden akan yaşlara
Yağmur gibi yağan nedir enseme

Yollara uzanan gövdem hangisi
Mezarlar atılmış şehrin içine
İçlerinden en cüretkâr birisi
Soruyor İran’a, Çin’e, Maçine
Yollara uzanan gövdem hangisi

Afrasyab fırlayıp bomboş mezardan
Atar etrafına garip bir nazar
Rüzgâr Akdeniz’e düşer Hazar’dan
Elinde su kalemi bir cönk yazar
Afrasyab fırlayıp bomboş mezardan

Bulutlar… Bulutlar kefeni midir
Tarihten süzülen kahramanların
Ki hangi kilimin desenleridir
Hangi şehrin, dağın, sahraların
Bulutlar… Bulutlar kefeni midir

Kıtaları birleştiren kristal
Yağmur damlasının içinden bakar
Ey meskenet! Bir damlacık bir risk al
Bak gör koru o vakit nasıl yakar
Kıtaları birleştiren kristal!

Bu yağmur duası eski çağlardan
Kurt neslinin yüreğine yol verdi
Aşarak geldiler demir dağlardan
Su serptiler kentler dönüşüverdi
Bu yağmur duası eski çağlardan

Yırtarak göklerin kefenlerini
Bereketi oylum oylum yağdırsak
Buluştursak o dua ellerini
Asumanın memesini sağdırsak
Yırtarak göklerin kefenlerini

Belki benden, belki gökten bir ses var
Baktım yere, baktım göğe; zor seçim
Ey Şehsuvar! Toprağını kim suvar