banner banner banner
Lâ Havle – Lütfî Divânı
Lâ Havle – Lütfî Divânı
Оценить:
 Рейтинг: 0

Lâ Havle – Lütfî Divânı

İsmi en güzeldi, yüzü en güzel
Âlemler hasretti tebessümüne
Kim bu yüzü çizen o sanatkâr el
Kim, ne secde eder künlemesine

Yamaçları yeşil, doruğu beyaz
Dağların türküsü gibi hayatın
Bütün lügatler sığ, kelimeler az
Denk olamaz mesajına Kur’an’ın

Seni anmak, seni duymak ne güzel
Sevgililer sevgilisi MUHAMMED!

***

Yırtarım dağları, bentler aşarım
Ulaşır göklere minarelerim
Çağları kapatır çağlar açarım
Nesiller yeşertir kitabelerim

Dört bir yana uzanırdı kolları
Başı yok, sonu yok yollarımızın
Gecenin içine doğru nalları
Ateşler saçardı atlarımızın

Bir mana yüklenmek için bu akın
Dirilişin sesine kulak verdi de
Nasıl kanatlanıverdi bir bakın
Ok gibi bir elif, yay gibi bir be

Bir elif ki hem kılıç, hem kalemdir
Bir be ki avuçtur göğe açılan
Zaman hangi zaman, dem hangi demdir
Kaldırın perdeyi artık aradan

Dem bu demdir, ne kutludur bu doğum
Bu doğumla nefes alsın kâinat

***

Sen ancak böylece, insanca geldin
İnsana insanca, hakça yol işte
Mucizeler mucizesi gösterdin
Deve orda Kur’an burda gör işte!

Kırık gönüllerin tamircisi sen
Sensin milyonların şefaatçisi
Allah’a en yakın, en sevgili sen
Yaradan’ın en mübarek elçisi

Şah damarımızdan da yakındır Allah
Tek hakikat La ilahe illallah
Son resul Muhammed ve birdir Allah
İşte tekbir: La ilahe illallah

Çevirir tarihin sayfalarını
Kanlı mürekkebe batmış da eller
O kutlu doğumun levhalarını
Dil bilen de, bilmeyen de heceler

Çölde bir nil, çölde bir giz ve bir iz
Götürür bizleri sonsuz körfeze

***

Harabe evlerin iskeletleri
Muhteşem yapının taşları oldu
Nefsin girdabında insan etleri
Annelerin topuğunda gül oldu

İkindi vaktini kuşandı zaman
Kurşun ağırlığı ile koşuyor
Devranı döndüren nedir ey insan
Kabına sığmayan sırlar taşıyor

Minberden kürsüye uzanır bir yol
Âyetler, hadisler orta yerinde
Bir gül bahçesine bezenerek yol
Bir kutlu kıyamın gider peşinde

Ümmetinden sünnetini soracak
Leke sürüldü mü emanetine
Sünnetinden ümmetini soracak
Cinler imrenecek şefaâtine

Gökkuşağı öğret Samanyolu’ndan
Sevgili! Bigâne kılma yolundan

***

Kurşuni göğümüz yıldıza hasret
Geceleri âyet âyet delerek
Çıkagelir en mübarek işaret
Nur heykellerini arşa dikerek

İçine içine işleyecektir
Kalbimizden bir kılıç gibi keskin
Belki de hiç erişilmeyecektir
Kalbimizden uzayıp da giden din